Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Md ile değişik 194/3. maddesinde uyarınca aile konutu şerhi konulması talebinin tapu müdürlüğünden istenmesi gerektiği, Tapu müdürlüğü tarafından talebin yerine getirilmediği belgelen diği takdirde, dava konusu yapılabileceğinin yargı içtihatları ile benimsendiği, açılmasında bu usüle uyulmadığından HMK.nun 114/1- h ve 115/2.maddesi uyarınca aile konutu şerhi konulması davasının usulden reddi gerekmekte ise de yargılama sırasında davacının başvurusu üzerine 16/04/2018 tarihinde taşınmaza aile konutu şerhi konulduğundan aile konutu şerhi konulması hakkındaki davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

in davaya konu taşınmazın konaklama tesisi olması için Gümüşhane Ticaret İl Müdürlüğü'ne başvuruda bulunduğu, taşınmazın aile konutu olmadığının sabit olduğu, ipotek tesisi için alınan muvafakatnamenin, ipotek işlemi ile aynı tarihte alındığı, bu durumda davaya konu ipotek işlemine davacının muvafakat verdiğinin anlaşılması gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince ipoteğin kaldırılması davasının esastan reddine, aile konutu şerhi konulması talebinin ise usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

    Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “Kurucu” değil “Açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “Emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “Belirli olan” bir işlem için verilebilir....

      "İçtihat Metni" DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından; ipoteğin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın; tapuda tarla vasfında olan taşınmaz üzerinde tek katlı ev, depo ve bahçesi bulunduğunu, bu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı eş tarafından kendisinin haberi ve izni olmadan üzerinde ipotek tesis edildiğini ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş (TMK m. 194), mahkemece davanın kabulü ile ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Dava konusu taşınmazın tapuda "tarla" vasfıyla kayıtlı olduğu, mandalina bahçesi olarak kullanıldığı ve bu taşınmazda aile konutu olarak kullanılan bağımsız bölüm bulunduğu anlaşılmaktadır....

        Bu sebeplerle davacınınAnkara ili, Polatlı ilçesi, Gazi(Şehitlik) Mah. 1495 ada ve 3 parsel'de kain 5 nolu bağımsız bölümdeki taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebinin usulden reddine karar verilmiştir" gerekçesiyle davanın kabulü ile Ankara ili, Polatlı ilçesi, Gazi Mahallesi 1495 ada ve 3 parsel'de kain 5 nolu bağımsız bölümdeki ipoteğin kaldırılmasına hükmedilmiş, bu taşınmaza aile konutu şerhi konulması talebinin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı banka vekili süresinde sunduğu 24/11/2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde; taşınmazın ipotek tesis tarihinde aile konutu niteliğinde olmadığını, taşınmazda abonelik tesis edilmediğini, muvafakatnamedeki imza sahteliğinin Banka tarafından gerçekleştirilmediğini, ipoteğin kaldırılması davasının reddi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....

        CEVAP Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, dava dilekçesinin usule uygun olmadığını, davanın öncelikle usulden reddini istediklerini, taşınmazla ilgili olarak ipotek tesis edildiğinde taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığını, davalının taşınmazın aile konutu olup olmadığını bilemeyeceğini, ipotek tesis edildiği sırada taşınmaz üzerinde herhangi bir şerh bulunmadığını, ipotek işleminin 2016 yılında tesis edildiğini, aile konutu şerhinin 2017 yılında konulduğunu, taşınmaz satış işlemlerinin 2018 yılının ilk aylarında başlatıldığını, cebri icra ihalesinin 2018 yılı Kasım ayında yapıldığını, ipotek işlemi tesis edildikten 1,5 yıl sonra aile konutu şerhinin tapuda konulduğunu savunarak davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir. III....

          DAVA TÜRÜ : Aile Şerhi Konulması Ve İpotek DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 13/09/2019 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ipoteğin kaldırılması ile aile konutu şerhi konulması isteğine ilişkin bulunduğuna ve 2. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda yargılama yapılarak hüküm kurulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/01/2020 NUMARASI : 2018/486 ESAS, 2020/16 KARAR DAVA KONUSU : Aile Konutu Şerhi Konulması KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; aile konutu olduğu iddia edilen Osmaniye İli, Merkez İlçesi, Eyüp Sultan Mah. 1493 ada 129 Parselde kayıtlı taşınmazda, malik olmayan eşin rızası alınmadan ipotek verildiğinden bahisle Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince, davalı banka adına olan 30/05/2016 tarih ve 10880 yevmiye numaralı ipoteğin iptaline ve tapu kaydına aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Davalı ING vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir....

            Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da' eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Türk Medeni Kanunun 194. madde hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleşiyle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "kurucu" değil açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "emredici" niteliktedir....

            Türk Medeni Kanunun 194. madde hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleşiyle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "kurucu" değil açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "emredici" niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "belirli olan" bir işlem için verilebilir....

            UYAP Entegrasyonu