Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, dava dışı ...’nun davalı bankadan kullandığı konut kredisi nedeniyle karşılığında adına kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirildiğini, daha sonra üzerindeki bu kayıt ile taşınmazın müvekkiline satın alındığını ve konut kredisine konu son taksitinde müvekkilince davalı bankaya ödendiği halde bankanın bu kez ipotek veren ...’nun kredi kartı sözleşmesinden doğan borcunu gerekçe göstererek ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla müvekkili ve ipotek veren aleyhine takip yaptığını oysa ipoteğe konu borç ilişkisinin sonlandığını ve müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığını belirterek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı ...’nun konut kredisi dışında ayrıca akdettiği kredi kartı sözleşmesinden dolayı da müvekkili bankaya borçlu olduğunu ve böylece ipotek verdiği taşınmazın teminat vasfının sürdüğünü bildirerek, davanın reddini savunmuştur....

    . - K A R A R - Davacı banka vekili, Tarımsal Krediler Genel Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe davalı tarafça haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürmüş ve itirazın iptali ile % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosyada ise ipotek limit fazlası için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilmiştir. Davalı vekili, davaların reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu kabul edilmiş ve benimsenen bilirkişi raporuna göre ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipteki kısmi itiraz da nazara alınarak 57.500.000.000.-TL. ipotek alacağına yönelik itirazın iptaline, kabul edilen miktar ile birlikte toplam 86.250.000.000....

      Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller doğrultusunda, davacının davalı ...ile dava dışı Deniz Yüksel arasında imzalanmış olan bayilik sözleşmesinden ve eklerinden kaynaklanan her türlü borcun teminatını oluşturmak üzere ..., ..., ... Mahallesi 425 ada 5 parsel 14 bağımsız bölümde bulunan taşınmazı üzerinde 27/02/2012 tarihinde 100.000 TL limitli ipotek tesis ettiği, bu tarihte 818 sayılı BK yürürlükte olup 6098 sayılı TBK'nın olaya uygulanmasının mümkün olmadığı, ayrıca eş rızasının aranmasının TBK'nın 584.maddesinde kefalete ilişkin düzenlemelerde söz konusu olup ipotek tesis işleminin MK'nın 881.maddesinde düzenlendiği, MK'da eş rızasının aranacağına ilişkin düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

        Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu ipoteğin verilmesine sebep olan bayilik sözleşmesinden kaynaklanan borç bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, asıl alacağın % 40'ı oranında kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava dışı ... Süt...A.Ş. ile yine dava dışı ....Ltd. Şti. arasındaki bayilik sözleşmesinden kaynaklanan alacakların teminatını teşkil etmek üzere davalı ...'ün taşınmazı üzerine ipotek tesis edildiği ve ... Süt...A.Ş.' nin 04.12.2009 tarihli noterde düzenlenen temlikname ile ipotekli alacağını davacı şirkete temlik ettiği, davacının ise bu temilikname ve ipotek akdine dayanarak ipotek borçlusu olan davalı ... ve ......

          - K A R A R - Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve tazminat talebine ilişkindir. Davalı vekili; dava konusu sözleşmede müvekkilinin iradesinin sadece ipotek verme yönünde olduğunu, ipotek bedeline ek olarak kefil olma iradesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece verilen davanın reddi kararı, Dairemiz'in 11.12.2013 tarih; 2013/14739 E. - 2013/19771 K. sayılı ilamı ile “Mahkemece taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilen ipoteğin düzenlendiği ipotek resmi senedinde, davalının aynı zamanda kefalet limiti miktarınca müteselsil kefil olduğu da hükme bağlanmış olup mahkemece davalının kefaletinin geçerli olduğu kabul edilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı ile dava dışı ...Gıd. ... Ltd....

            Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, ipotek sözleşmesinden kaynaklanan ipotek lehtarının özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              in kredi sözleşmesinin kefili olduğunu, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun hesabın katedilmesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek ihtiyati haciz talep etmiştir. Mahkemece aleyhine ihtiyati haciz istenen ...'in kefil sıfatı ile sözleşmede imzası bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karar ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmiştir. İhtiyati haciz isteyen banka ile borçlu şirket arasında düzenlenen kredi sözleşmesinde ...'in kefil olarak imzası bulunmamaktadır. Ancak ... bu kredi borcunun teminatını teşkil etmek üzere 16.12.2008 tarihli akit tablosu ile ipotek vermiştir. İpotek akit tablosunun 2.maddesinde ipotek verenin ipotek limiti miktarınca borçtan müteselsil kefil olarak sorumlu olduğu belirtilmiştir. İpotek akit tablosunda yer alan bu kefalet Borçlar Kanunun 484.maddesi koşullarını taşıdığı için geçerlidir....

                nin genel kredi sözleşmesinden doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olmak üzere ipotek tesis edildiği dosya içeriğiyle sabittir. Ankara 20. İcra Müdürlüğünün 2019/5818 sayılı icra takip dosyasında 662.406,99 TL alacağın tahsili için davalı tarafından davacı ipotek borçlusu ile dava dışı asıl borçlu şirket, dava dışı diğer ipotek borçlusu Kamil Çelik aleyhine genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı görülmüştür....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde şikayetçi ipotek borçlusu vekili icra mahkemesine başvurusunda; takip konusu ipoteğin, asıl borçlunun sadece konut kredisi sözleşmesinden doğan borcu için verilmesine rağmen, konut kredisi dışındaki risklerden kaynaklanan alacakların da takip konusu yapılmasının usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece; şikayetçinin, sadece konut kredisi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle sorumlu olup, asıl borçlunun diğer risklerinden...

                  Kurumu raporunun esas alınarak hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, somut olayda ipoteğin asıl borçlu dava dışı şirketin davalı bankadan kullandığı tüm kredilerden kaynaklanan borcun ipotek limiti dahilinde teminatı olduğu, davacının ipotek tesis edilen tarihte fiil ehliyetinin bulunması halinde, kullandırılan kredilerde kefaletinin bulunup bulunmaması gözetilmeden davalı bankanın dava tarihinde dava dışı şirketten kullandırılan krediler nedeniyle alacaklı olduğu miktar tespit edilerek hüküm kurulması gerekirken, davacının kefaletinin bulunmadığı 23.03.2007 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan davalı banka alacağı hesaplamaya dahil edilmeden sadece davacının kefaletinin bulunduğu 17.01.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan davalı alacağının tespitine ilişkin 26.05.2014 tarihli hesap bilirkişi raporunun hükme esas alınması da bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu