Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGILAMA VE GEREKÇE : Dava, İpoteğin Fekki istemine ilişkindir. Yapılan incelemede işbu dosyanın ......

    YARGILAMA VE GEREKÇE : Dava, İpoteğin Fekki istemine ilişkindir. Yapılan incelemede işbu dosyanın ......

      YARGILAMA VE GEREKÇE : Dava, İpoteğin Fekki istemine ilişkindir. Yapılan incelemede işbu dosyanın ......

        Mahkemece, tüm dosya kapsamından, davacının ...’ın davalı bankanın .../ Adana şubesi ile akdettiği kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu sözleşmeye teminat olarak taşınmazını ipotek verdiği, borç miktarının tamamını faizi ile bankaya ödediği halde asıl borçlunun bankanın başka şubesinden almış olduğu kredi kartı borcu nedeniyle ipoteği kaldırmadığını ileri sürüp, ipoteğin fekkini talep etmiş, bilirkişi raporunda ipotek teminatı kapsamına girdiği ileri sürülen borçlardan dolayı davacı bankanın asıl borçludan alacaklı olduğunun tespit edildiği, ancak mevcut sözleşme hükümlerindeki tarafların gerçek iradesi ve bankacılık uygulaması ile 4077 sayılı yasa hükümleri dikkate alınıp, bu borçların ipotek kapsamına girmediği dolayısıyla ipoteğin fekki gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, davacıya ait davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre dava konusu ipoteğin üst limit ipoteği olduğu, ipotek verenin ipotek bedelinin üzerinde sorumluluğu olmayacağı, ipotek bedelinin ise yargılama sırasında ilgili icra dosyasına yatırıldığı gerekçesiyle davacının Nevşehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2006/1909 Esas sayılı dosyasında 20.000.00 YTL asıl alacağı aşan talep yönünden borçlu olmadığının tespitine, davalı lehine konulan ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 26.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Karar sayılı ilamında da belirtildiği şekilde somut olayda uygulanması gereken 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre ipoteğin fekki için ödenmesi gereken harcın mükellefinin ipoteğin fekkinden yarar sağlayacak olan taşınmaz sahibi olduğu, davalı bankanın ipotek fek harcını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              İmar uygulaması nedeniyle tesis edilmiş olan kanuni ipoteğin bedeli karşılığında kaldırılması talep edildiğine göre ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç bedeli belirlenerek hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, davacının taşınmazındaki ipotek bedelinin dava tarihindeki rayiç değeri depo ettirildikten sonra karar verilmesi gerekirken ipotek tesis tarihindeki bedel depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması yanlış olmuş kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 08.10.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                (Muhalif) -KARŞI OY YAZISI- Dava, davalının verilen teminat mektubunu haksız olarak nakte çevirmesi nedeniyle oluşan zararın tahsili ile davalı lehine tesis edilmiş olan ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan ipotek resmi senedinden, davacının davalı şirkete doğmuş ve doğacak tüm boçlarının teminatını oluşturmak üzere dava dışı ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tesis edilmiş olduğu açıktır. Bir başka değişle ipotek üçüncü kişi ipoteğidir. İpotek resmi senedine konu taşınmazın maliki ve ipoteği veren dava dışı ...'tır. Hal böyle olunca ipoteğin fekkini ancak taşınmaz maliki bu şahıs isteyebilir. Yararına ipotek tesis edilen davacı şirketin bu ipoteğin fekkini talep edemeyeceği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun aksine görüşle onama kararlarına katılamıyorum.14.06.2012...

                  Davalı banka bu ipoteğin sadece konut kredisinin teminatı olarak alınmadığını, konut sahibi ...’ün, bankanın kredi sözleşmelerindeki kefaletlerinin de teminatı olarak alındığını belirterek, ipoteğin kaldırılmasını kabul etmemiş ve dava dışı ...’ün, banka müşterisi ... ile banka arasında imzalanan 01.02.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinin kefili olduğunu belirtmiştir. 25.08.2009 tarihli ipotek tesciline ilişkin akit tablosunun incelenmesinde gerçekten ipoteğin, ipotek veren ...’ün kefaletinin teminatı olarak verildiği, akit tablosundan anlaşılmaktadır. Ancak davalı bankanın dava dışı ...'ün kefaletine ilişkin olarak öne sürdüğü genel kredi sözleşmesi, ipotek tesisinden sonra imzalanmıştır. İpotek tesisi tarihinde ipotek veren ...'ün bankaya karşı herhangi bir kefalet sorumluluğu olmadığı anlaşıldığından ipoteğin fekki gerekir. Hal böyle olmasına rağmen mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                    Asliye Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından hasımsız olarak açılan ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde alacaklı ... SA vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı ipoteğin fekki talebinde bulunmuştur. İpoteğin fekki talebi kural olarak menfi tespit talebini de içerdiğinden dava konusu meblağ üzerinden harç alındıktan sonra lehine ipotek tesis edilen kişilere, ölmüşse mirasçılarına husumet yönetilerek ipotek verenin sorumluluğunun devam edip etmediği hususu üzerinde de durulup verilecek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu