Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin ortakları iken müvekkilinin hisselerini davalılara devrederek ortaklıktan ayrıldığını, şirketin kredi borcu sebebiyle müvekkilinin eşi adına tescilli taşınmazın bankaya ipotek edildiğini, sözleşmenin 22. maddesi uyarınca bu ipoteğin 20.07.2013 tarihine kadar kaldırılacağının davalılarca taahhüt edildiği halde bu taahhüdün yerine getirilmediğini, davalıların 27.08.2014 tarihinde şirketteki hisselerini devrettiklerini, bu nedenle sözleşmedeki taahhüdü yerine getirme imkanlarının da kalmadığını, taraflarca kararlaştırılan cezai şarta göre anılan yükümün yerine getirilmemesi halinde ipoteğin kaldırılması için gereken miktarı ödemeleri gerektiğini, bu miktarın sözleşmenin ifa bedeli olduğunu, müvekkil tarafından ifa bedelinin tahsili halinde ipoteğin kaldırılması için ödeme yapılacağını, cezai şartın de davalıların sözleşmeye uymamalarının yaptırımı olacağını ileri sürerek şimdilik ifa bedeli olarak ....000 TL'nin, cezai şart olarak da ....000 TL'nin temerrüt tarihi olan 20.07.2013 tarihinden...

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline ait taşınmazın şirketin eski ortağı ve yöneticisi ... tarafından dava dışı ...Ltd.Şti.nin davalı ile arasındaki sözleşmenin teminatı olarak ipotek edildiğini,...ın şirketteki ortaklık paylarını dava dışı ....’ye devir ettiğini ve devir sözleşmesinde,...nin davalı lehine yeni ipotek tesis ettikten sonra kendi taşınmazları üzerindeki ipoteğin kaldırılmasının kararlaştırıldığını, bu hususun davalıya ihtaren bildirildiğini, davalının yeni ipotek almasına rağmen müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırmadığını iddia ederek ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, şirket hissesinin devri ile ipoteğin ilgisi olmadığını, dava dışı ...Ltd.Şti.nin sözleşmesinin devam ettiği ve borcu bulunduğu sürece ipoteğin fekkinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir....

      .- DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) DAVA TARİHİ : 18/02/2019 KARAR TARİHİ : 21/02/2019 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/02/2019 Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İddia ve savunmaların özeti; Davacı vekili 06/02/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalının maliki ve temliki tasarruf yapma hakkına sahip olduğu ... sayılı gayrimenkul üzerine inşaa edilmiş apartmanın zemin ... 400.000,00 TL bedel ile satın alımı konusunda anlaşmaya varıldığını ve bu bedeli de kendisine tediye eylediğini, gayrimenkul üzerinde ... lehine 2.000.000,00 TL bedelli ipotek olduğunu gören müvekkilinin gayrimenkulü temiz ve hiçbir takyidatsız almak istediğini ve ayrıca hayatın olağan akışının da bunu gerektirdiğini bildirdiğinden davalının bu ipoteği bir hafta içinde kaldırtacağını ısrarla bildirdiğini ve satışın gerçekleştirilmesini istediğini, davalı ile aralarında güven ilişkisinin...

        Somut olayda, ... ilçesi ... ada ... parsel, ... bağımsız bölüm üzerinde haciz tarihinden önce 18.03.2010 tarihli ... lehine tesis edilmiş ipoteğin mevcut olduğu, ...'nın 22.08.2014 tarihli ipotek fek talepnamesi ile ipoteğin fekkinin talep edildiği ve 31.10.2014 tarihinde tapudan terkin edildiği görülmektedir. Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aslolan ipoteğin fek tarihi değil, ipoteğe ilişkin borcun ödenmesi tarihidir. Bu tarihin tespitine göre haczedilmezlik şikayetinin değerlendirilmesi gerekir. Temyiz dilekçesi ekinde sunulan 21.01.2015 tarihli belgede, ipotek alacaklısı ... tarafından kredi borcunun 04.10.2011 tarihinde ödeme yapılarak kredinin kapatıldığının belirtildiği görülmektedir....

          Meskeniyet şikayetinde; ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcunun devam ettiği durumlarda, borçlunun konulan haciz dolayısıyla meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. Zaten ipotek olarak gösterilen taşınmazın, her türlü borç için haczedilme ve paraya çevrilme konusunda riske atma iradesini borçlu göstermiş sayılır. Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin bankaya kredi borcu olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....

            Davalı vekili 14.10.2012 günlü dilekçesi ve aynı tarihli ön inceleme duruşmasında ticari ilişkinin 3 adet senede dayalı olup, ipoteğin bu senet bedellerinin ödenmesinin teminatı olarak düzenlendiğini, senetlerin başlatılan takipler sonucu ödendiğini infaz edildiğini normalde ipoteğin kaldırılması gerektiğini ancak müvekkili şirketin cari hesabının kur farkından kaynaklı borç gösterdiğini, ipotek belgesinde fek için tarafların rızalarının arandığını ve müvekkili şirketin defterlerinin tam delil kabul edildiği beyanla bilirkişi incelemesi yapılmasını isteyerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı, ipotek belgesi icra takip dosyaları karşısında davanın kabulüne, davacıya ait ... ... ilçesi ... mahallesi 4. Bölge 68 Pafta nolu 323 oda 8 parselde mevcut 7.kat, 8 nolu bağımsız bölüm üzerinde davalı lehine 01.11.2004 tarih 14111 yevmiye nolu resmi senet ile kurulan ipoteğin fekkine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 29.12.2010 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacılar vekili, müvekkillerinden ...'un davalı .... Gıda ve Tic. Ltd....

                Dava, genel kredi sözleşmesine kefaletten dolayı kefaletin kaldırılması ve icra takibinin iptali istemine ilişkindir.Genel Kredi Sözleşmesi gereğince davacı kefil dışında dava dışı 3.kişinin taşınmazının ipotek edilerek kredi sözleşmesinin güvence altına alındığı ancak kredi kullandırıldıktan sonra ipotek veren tarafından ipoteğin kaldırılması amacıyla açılan davada yapılan yargılama sonucunda......

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerine tesis edilen ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun, 194. maddesiyle aile konutu için getirilen sınırlama, kanundan doğan bir tasarruf yetkisi sınırlaması niteliğindedir. Taşınmazın tapu kütüğünde konutla ilgili bir şerh bulunmasa bile, bu konut üzerinde lehine ipotek tesis edilen şirket, konutun aile konutu olduğunu biliyor veya bilebilecek durumda ise, şerhin yokluğuna dayanarak iyiniyet iddiasında bulunamaz ve Türk Medeni Kanunun 1023. maddesinden yararlanamaz. Davalı şirket, ticaret şirketi olup, tacirdir....

                    a sattığını, 14 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin terkini işleminin hatalı olduğunu ileri sürerek, ipotek alacaklısı bankanın bu işlemden kaynaklı muhtemel zararının önlenmesi, Hazine zararına sebebiyet verilmemesi ve telafisi imkansız sonuçların ortaya çıkmaması için ipotek borçlusu davalı şirketin adına kayıtlı taşınmazların kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, 30.11.2017 tarihli satışın ve 14 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması işleminin iptaline, aksi takdirde mahkemece taşınmazların belirlenecek bedelinin alacak ve ferilerine yetecek kadar miktarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; ipoteğin hatalı olarak fekki işleminin müvekkilinden kaynaklı bir hata olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....

                      UYAP Entegrasyonu