"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tapu Kütüğüne Aile Konutu Şerhi Konulması - Tapu :İptali ve Tescil- İpoteğin ve Hacizlerin Kaldırılması Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen reddine dair Dairemizin 2.6.2015 gün ve 2317 - 11365 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.11.2014 tarihinde verilen dilekçeyle ipoteğin ve hacizlerin kaldırılması talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın reddine dair verilen 05.04.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne dair verilen kararın davalı ... vekili, davalı ...Ş. vekili ve davalı ... San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, taşınmazın üzerindeki ipotek ve hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması-Aile Konutu Üzerindeki İpotek ve Hacizlerin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, ipoteğin fekki ve taşınmaz üzerindeki haciz şerhlerinin kaldırılması talebi hakkında verilen hüküm yönünden; davalı ... ve müdahil banka tarafından, tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhine yönelik verilen karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Hükmü temyiz eden davalı ..., 3.9.2014 tarihli temyiz dilekçesinde temyiz harç ve giderlerinden muafiyete ilişkin adli yardım talebinde bulunmuş, dilekçesi ekinde fakirlik belgesini sunmuştur. Temyiz eden davalı ...'...
DELİLLER : Tapu kaydı, Gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi ve ekleri, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, sözleşme tarihi itibariyle mülkiyetin davacıya ait olduğunun tespiti, ipoteğin ve hacizlerin kaldırılması, olmadığı taktirde taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemine ilişkindir. Dava dosyası içerisinde mevcut tapu kaydı ile tüm bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın davacı adına tapuda kayıtlı olduğu sabittir. 6502 Sayılı Kanunun 8. maddesinde ayıplı mal tanımlanmış olup 11. maddesinde ayıplı mal halinde tüketicinin seçimlik hakları ve ayıplı maldan sorumluluk düzenlenmiştir. Buna göre tüketici aldığı malın ayıplı olduğu iddiasında ise ayıbın giderilmesini ve giderilmemesi halinde de sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. Eldeki davada da aynen bu şekilde davacı tüketici davayı sözleşmenin tarafı olan davalı satıcı-yüklenici Emay İnşaat...AŞ....
den kullandığı ve kullanacağı krediler nedeni ile doğmuş ve doğacak bütün borçlarının teminatını teşkil etmek üzere 128.670,00 YTL...bedel mukabilinde Türkiye ... Bankası A.Ş. lehine ekli şartlar dahilinde 1.derecede yıllık %18 faiz ve F.B.K süre ile ipotek tesis ettiğini....” şeklindeki kayıtlar nedeniyle, söz konusu ipoteğin, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edildiği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcu olduğu anlaşıldığına göre, Bölge Adliye Mahkemesince meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kısmen kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19....
Taraflar arasındaki taşınmaz satış vaadinden (ön ödemeli konut satış sözleşmesinden) kaynaklanan tapu iptali ve tescili, taşınmazın teslimi ile taşınmaz üzerindeki ipotek, rehin ve hacizlerin kaldırılması talepli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile tapu iptali ve tesciline, taşınmaz üzerindeki ipotek, rehin ve hacizlerin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
ve Akbank A.Ş. arasında her hangi bir sözleşmenin mevcut olmadığı, uyuşmazlığa konu ipoteğin davalı Garanti Koza Şirketinin davalı Ak Finansal Kiralama A.Ş. ve Akbank AŞ., ile yapmış oldukları kredi sözleşmesinden kaynaklı tesis edildiği, ipoteğin haksız olduğu, kaldırılması taleplerinin yargılamayı gerektiği , ancak ipotek alacaklısının Ak Finansal Kiralama A.Ş ve Akbank AŞ., ipotek borçlusunun ise bir diğer davalı Garanti Koza İnşaat AŞ. olduğu, ipoteğin tüketici kredisi teminatını teşkil etmediği göz önünde bulundurulduğunda ihtilafın şirketler arasında bir ihtilaf olduğu bu itibarla somut uyuşmazlığın Tüketici mahkemeleri eliyle görülemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki İDM değerlendirmesi ve kabulü yasaya aykırı olup doğru görülmemiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 06/07/2018 tarihli ve 2017/1676 Esas - 2018/7503 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekilinin icra mahkemesinde başvurusunda; alacaklı tarafından aynı kredi borcu için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takiple birlikte ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, ipotekli takipte taşınmazın satışı ile alacağın tahsil edilmesi nedeniyle bu dosyada tahsil harcının yatırıldığını, buna ilişkin olarak kambiyo takibinde tahsil harcının tahsilatın yapıldığı dosyadan alınması ile her iki takip yönünden de ödenmiş kabul edilmesi ve hacizlerin kaldırılması talebinde...
AŞ olduğunu, diğer borçluların kefil olduğunu, genel kredi sözleşmesinde kefalet azami miktarı 4.864.000,00- TL iken 5.054.977,29- TL asıl alacağın kredi borçlusunun yanı sıra kefillerden de talep edildiğini, kredi sözleşmesine teminat olarak çok sayıda taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini ve daha önce Bursa 12. İcra Müdürlüğünün 2019/4877 esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığını, aynı alacak için hem ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip hem de ilamsız takip yapılamayacağını, bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, kefalet azami miktarı üzerinde yapılan takibin ve ihtiyati hacizlerin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtip, davanın kabulü ile takibin iptalini, ihtiyati hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar hakkında yapılan Bursa 12....
Şu kadar ki, teferruat vasfının kaldırılması yerine, muvakkat olmamak kaydiyle, gemiden ayırma ve uzaklaştırma kaim olur.” hükmüne yer verilmiştir. (6102 sayılı TTK m. 1020) TMK’da bütünleyici parçaların genel olarak ne zaman ipoteğin kapsamından çıkacağına ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Ancak, 6762 sayılı TTK’nun m. 900’de geminin bütünleyici parçalarının ne zaman ipoteğin kapsamından çıkacağı düzenlenmiştir (Prof. Dr. Turgut Kalpsüz, Gemi Rehni, 2004, s. 91-92). İpoteğin kapsamına gemi, gemi payı, bütünleyici parça, eklenti, gemi yerine geçen satış veya kamulaştırma bedeli, malikinin menfaatinin, malik veya onun lehine bir başkası tarafından sigorta ettirilmiş olması halinde sigorta tazminatı ve tazminat istemleri girer. Bütünleyici parçalar, gemiden geçici bir amaç için olmamak şartıyla ayrılıp uzaklaştırılırlarsa ipotek bunları kapsamaz (Doç. Dr. Hacı Kara, Deniz ESAS NO : 2021/7290 Ticareti Hukuku, 2020, s. 102-103)....