Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, ipoteğin fekki, ikinci kademe bedel iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın satış vaadi sözleşmesi tarihi itibari ile dava konusu taşınmazın mülkiyetinin davacıya geçtiğinin tespiti talebinin reddine, taşınmaz üzerindeki davalı ... tarafından konulan hacizlerin kaldırılması yönündeki talebin kabulü ile, Şekerbank tarafından konulan 16.04.2018 tarih 13122 yevmiye sayılı ve 27.04.2018 ve 14830 yevmiye sayılı ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına, davalı Albaraka Türk tarafından konulan ipoteğin kaldırılması yönündeki talebi yönünden davanın reddine, terditli taleplerden rayiç bedelin tespiti ve tahsili talebinin önceki talebin kabul edilmiş olması nedeni ile değerlendirilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir. Kararın davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekili ile davalı ......
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/363 ESAS-DERDEST DAVA KONUSU : Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan (yüklenicinin Temlikinden) Tapu İptali Ve Tescil, İpoteğin Fekki, Hacizlerin Kaldırılması Olmadığı Takirde Taşınmazın Rayiç Bedelinin Tahsili, Olmadığı Taktirde Satış Bedelinin Güncellenerek Tahsili KARAR : 6100 sayılı HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile yüklenici arasında imzalanan satış sözleşmesi gereği, müvekkili adına tescil edilmeyen bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ve müvekkili adına tesciline, özen yükümlülüğünü yerine getirmeyen bankanın ipoteğinin fekki ve taşınmaz üzerindeki tüm hacizlerin kaldırılması, tapu iptali ve tescil tescil olmadığı takdirde satılan taşınmazın rayiç bedelinin tespit edilerek dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte, rayiç bedeli belli olmadığı takdirde satış bedelinin, satış sözleşmesinin düzenlenme...
gerekçesi ile davacının dava konusu taşınmazlarda ipoteğin ve hacizlerin kaldırılmasına dair davasının konusuz kalmış olması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının tapu iptal ve tescil ile aile konutu şerhi konulmasına dair davasının reddine karar verilmiştir....
A.Ş'nin ipotek konulmasında kötüniyetli olduğuna daire herhangi bir delilin sunulmaması karşısında tapuya güven ilkesi çerçevesinde taşınmazlardan 12., 15 ve 16 numaralı parsellerin üzerindeki ipotekle birlikte tescili gerektiği belirtilerek, sözleşmenin geriye etkili olacak şekilde feshi ile 14 numaralı parsel dışındaki diğer parsellerin davalı adına kayıtlı tapularının iptali ile üzerindeki ipotek şerhi ile birlikte payları oranında davacılar adına tesciline, taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına, eksik işler bedeli ve geç teslim tazminatı olarak 150.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1) Dava, taşınmazların tapu kaydı üzerindeki ipotek ve haciz şerhlerinin terkini suretiyle iptali ve adlarına tescili istemlerine ilişkindir. Taşınmazların tapu kayıtları üzerindeki hacizlerin ve ipoteklerin kaldırılması talebi, davada taraf olmayan haciz şerhi sahipleri ile lehine ipotek tesis edilen ......
Ancak; Dosyada bulunan tapu kaydına göre taşınmazın üzerinde bulunan ipoteğin tespit edilen bedel üzerine yansıtılmayıp, tapu kaydında haciz şerhi bulunmadığı halde hacizlerin yansıtılmış olması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının üçüncü bendinde yer alan "Hacizlerin kamulaştırma bedeline yansıtılmasına, Hacizler’ ibaresinin metinden çıkartılarak yerine "Tapu kaydında bulunan Türkiye Ziraat Bankası lehine mevcut ipoteğin bedele yansıtılmasına, İpotek" tümcesinin eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 08.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. ......
Mahkemece, alacaklı tarafından aynı alacağa dayalı olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile iki ayrı takip başlatıldığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız olarak açılan diğer takipte borçluların itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının genel mahkemede itirazın iptali davası açtığı belirtilerek, alacaklı tarafından genel mahkemede açılan bu davanın desdest olduğu, ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ilişkin yasal koşulların genel mahkemede derdest dava nedeniyle oluşmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İmzaya itirazın kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesi, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğurur. Hemen belirtilmelidir ki; icra takibi, mahkeme kararı ile iptal edilmişse artık iptal edilen takip dosyası üzerinden ihtiyati hacizlerin varlığını sürdürmesi mümkün değildir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, davacı ... ile dava dışı ...’in, davalı ...O. tarafından devralınan ... Kiralama A.Ş. ile ... 3. Noterliği’nde 23.05.2006 tarihinde finansal kiralama sözleşmesi düzenlediklerini, bu sözleşmeye dava dışı ...'e kefil olan ... A.Ş. yararına maliki oldukları 4268 parsel sayılı taşınmazda ipotek tesis edildiğini, ipotekle temin edilen borcun ödendiğini, ipoteğin kaldırılması gerektiği halde kaldırılmadığını, bu sırada davalılar ... ve ... Finansal Kiralama A.O. tarafından ... A.Ş. aleyhine yapılan icra takipleri sonucu ipotek alacağına haciz konulduğunu, ipotek borcunun ödendiğini ileri sürerek, ipoteğin ve ipotek üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını istemişlerdir....
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, karşı davada iptali istenen tasarrufun, borcun doğumundan önce yapılmış olduğunun belirlenmesine, asıl davada ise taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin gereklerinin davacı tarafça yerine getirildiği ve ipotek borçlarının davalı ... Bankası’na ödendiğinin anlaşılmasına, bu nedenle vaadd öncesi mevcut ipoteğin kaldırılmasının gerekmesine, satış vaadi sözleşmesinin yapılmasından sonraki haciz ve takyidatların da yeni maliki bağlamayacağının açık bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davalı-karşı davacı ... Varlık Yönetimi vekili ve davalı Türkiye ... Bankası A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 143/5 maddesi gereğince davalı-karşı davacı ... Varlık Yönetimi ile davalı Türkiye ......
Somut olayda, 132 Ada, 37 parsel sayılı taşınmazda...T.A.Ş. lehine 1. dereceden 195.000 TL bedelle, 02/10/2009 tarih ve 4933 yevmiye nolu ipotek kurulduğu,...Tapu Müdürlüğünün 26/09/2019 tarihli yazısı ekinde gönderilen, şikayete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin resmi senette yer alan " ...ciheti ne olursa olsun doğmuş ve doğacak tüm borçlarından 195.000,00 TL'sine kadar olan miktarın teminatını teşkil etmek üzere......bankaya teminat olarak 1. derecede ve fekki bankadan bildirilinceye kadar ipotek etmeyi kabul ediyorum" şeklinde kayıtlar olduğu görülmekte ise de; borçlunun, ipoteğin haciz tarihinden önce fekkedilidiği iddiasında bulunduğu, nitekim borçlu vekilinin icra mahkemesine gönderilmek üzere verdiği ve icra dosyasında mevcut 01.02.2015 tarihli yazı ekinde ipoteğin fekkedilmesine yönelik 04.03.2011 tarihli banka yazısının fotokopisinin bulunduğu görülmektedir....
arasındaki borcun sona erdiğini, protokole göre taşınmaz üzerindeki ipoteğin ve hacizlerin kaldırılması gerektiğini, ancak karşı tarafın takibe devam ettiğini, takip sırasında taşınmazın satışının talep edildiğini ve kıymet takdiri yapıldığını belirterek icra takibinin durdurulmasına, takibin iptaline ve müvekkilinin taşınmazı üzerine davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılmasına ve fek işleminin tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....