"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil, Olmadığı Takdirde Bedel İadesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü....
Davacı, davalı ile yaptığı araç takası nedeniyle bedel farkı olarak 17.000 YTL ödediğini takasın bozulduğunu, bedel farkının iadesi için verilen senedi takibe koyduğunu, senette tahrifat olduğundan takibin 3850 YTL dışındaki kısmının iptal edildiğini, banka havalesini dava dışı ...’ın gönderdiği ileri sürerek, 6.500 YTL nin tahsili istemi ile eldeki davayı açmış, Davalı ise ilk savunmada havaleyi kabul etmemişse de sonraki beyanlarında bedel farkı olarak sadece 6500 YTl gönderildiğini kabul etmiştir. Mahkemece bu bedelin tahsiline karar verilmiştir. Davacı elden yaptığı ödemeyi ispatlayamamıştır.Havale ile ...’ ça gönderilen 6500 YTL’nin de takas bedeli olarak ödendiği hususu ise taraflar arasında ihtilafsızdır....
Mahkemece, 10.08.2007 tarihli Encümen Kararı gereğince 2981 sayılı Kanuna göre tahsis ve tescilleri yapılan taşınmaz maliklerinden kayıttaki ipoteğin kaldırılması için istenen bedelin davacı tarafından ödendiği, belediye payının tahsisine ilişkin bir ödemenin bulunmadığı, anılan encümen kararına göre tapu iptali ve tescil istendiğinden bu encümen kararına karşı ancak idari yargıda dava açılacağı belirtilerek idari yargının görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Dava, tapu iptali, tescil isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi, 2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanunu'nun "idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2.maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir....
Mahkemece; "Dosyanın incelenmesinde; davacının davalı şirket tarafından yapılan inşaattan daire satın aldığı, satışa konu dairede uzun zamandır oturduğu ancak resmi olarak dairenin satış işleminin yapılmadığını, davalının da davayı kabul ettiği, satışa konu dairenin bedelinin ödendiği, taraflar arasında dairenin satış işlemi ve bedel yönünden husumet bulunmadığı, davalının pandemi nedeniyle ipotek alacaklısı Vakıflar Bankası'na borcunu ödeyemediği ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin kalkmadığı için davacı adına tescil yapamadığı savunmasında bulunduğu, taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde banka lehine ipoteğin 13.02.2015 yılında tescil edildiği, taraflar arasında yazılı daire sözleşmesinin ise 21.02.2018 yılında akdedildiği, sözleşmenin resmi işlem olmaksızın taraflar arasında imza edildiği, satış sözleşmesinin taraflarca kabul edildiği, ancak ipotek alacaklısına karşı satış sözleşmesine dayalı hakkın ileri sürelemeyeceği, bu nedenle davacının tapu iptal ve tescil istemine karar verilemeyeceği...
a, son olarak da 05/09/2019 tarihinde Serdar Demirdağ’a satıldığı ve halen bu kişi adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, tapu iptal ve tescil davalarında taşınmaz malikinin davada taraf olarak bulunmasının zorunlu olduğu, ancak iş bu davada dava tarihi itibariyle malik olan kişinin ve sonradan malik olan kişilerin davada yer almadıkları, davacının da tapu maliklerini davaya dahil etme yönünde bir talebinin de bulunmadığı anlaşılmakla davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verildiği; davacının terditli talebi olan bedel iadesi yönünden ise, davacı ile davalı yüklenici arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinde davalı arsa sahibinin taraf olmadığı, arsa sahibinin bedel iadesine yönelik sorumluluğu yüklendiğine dair kesin bir delil de ibraz edilemediği, dolayısıyla sözleşmenin tarafı olmayan arsa sahibine yönelik bedel iadesi talebinin husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verildiği, satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalı yüklenicinin satmayı vaad ettiği bağımsız bölüm karşılığında...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - BEDEL - İPOTEĞİN TERKİNİ Taraflar arasındaki ipoteğin terkini, tapu iptali ve tescil olmazsa bedel istemli dava sonunda Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 27/11/2020 tarihli, 2020/286 Esas ve 2020/616 Karar sayılı ilam yasal süre içerisinde davalı şirket vekili ve davalı ... vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20/01/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine davalı ... Bankası A.Ş. vekili Avukat......, temyiz eden davalı ... vekili Avukat ......, davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ......geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: I....
İpoteğin kurulması anında güvence altına alınmak istenen alacak, mevcut ve miktar itibariyle belirli ise, bu miktar tapu kütüğüne tescil edilir. Bu durumda, bir ana para ipoteği veya sabit ipotek söz konusu olur (Köprülü/Kaneti, s. 284; Şeref Ertaş/İlknur Serdar/Damla Gürpınar, Eşya Hukuku, 2008, s. 538)....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istekli dava sonunda ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 01/11/2021 tarihli 2021/1227 Esas 2021/1364 Karar sayılı kararıyla HMK’nin 353/1.b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, yasal süre içerisinde taraflarca temyiz edilmiş olup; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı, kayden maliki olduğu dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazda bulunan 10 no’lu bağımsız bölümün 175.000 TL+50.000 TL bedelle satışı, taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması için gerekli olan 115.000 TL’nin mahsubundan sonra kalan bedelin kendisine verilmesi konusunda davalı ... ile anlaştıklarını, ipoteğin kaldırılacağı inancıyla taşınmazı davalı ...'...
İpoteğin kurulması anında güvence altına alınmak istenen alacak, mevcut ve miktar itibariyle belirli ise, bu miktar tapu kütüğüne tescil edilir. Bu durumda, bir ana para (kesin borç, karz) ipoteği söz konusu olur (Köprülü/Kaneti, s. 284; Şeref Ertaş/İlknur Serdar/Damla Gürpınar, Eşya Hukuku, 2008, s. 538). İİK.nun 149. maddesi, "icra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcunu ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir." hükmünü içermektedir. Somut olayda takibe dayanak 10/05/2010 tarih, 10864 yevmiye nolu ipotek akit tablosu incelendiğinde; taşınmazlar üzerine alacaklı lehine "… 100.000 TL bedel mukabilinde … 1. derecede … akdi değişken faiz ve FBK süre ile ...” müşterek ipotek tesis edildiği ve ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle müvekkilinin sadece ipoteğin fekkini talep etmediğini, aynı zamanda tapunun hacizlerden ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edildiğini, nitekim müvekkili tüketici olup, genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi, genel kredi sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmediği gibi, bu sözleşmeden kaynaklı borç ya da alacağın varlığı konusunda herhangi bir talepte de bulunmadığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararında, davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını belirtmiş ise de, bu hususu gözardı ettiğini ve yine ayrıca tapunun takyidatlardan ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebini dahi görmediğini, talep konusu sanki sadece ipoteğin ve haczin kaldırılması gibi değerlendirildiğini, müvekkilinin genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını,...