"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacı, imar uygulaması sırasında davalı yararına konulan ipoteğin davalı idare tarafından ipotek bedelinin faizi ile birlikte ödenmesi istenmesi nedeniyle, faizi ile yatırdıklarını, ipoteğin fek edilmediğini ileri sürerek, taşınmaz üzerindeki ipoteğin hükmen fekkini talep etmiştir. Yargılama aşamasında tapu kaydından ipoteğin fek edildiğinin anlaşılması üzerine istemlerini ıslahla, yatırdıkları faiz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesine dönüştürmüşlerdir. İstem bu haliyle, fazladan ödenen faiz bedelinin tahsili isteğine ilişkin olup, temyiz inceleme merci 2797 Sayılı Yasanın 14.maddesi uyarınca 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Anılan Daire tarafından da görevsizlik kararı verildiğinden, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 13.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davalı, ödemenin yazılı delille kanıtlanması gerektiğini, resmi biçimde düzenlenen senede karşı iddianın aynı şekilde kanıtlanması gerektiğini, açılan davanın reddini ve tazminat ödetilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ipoteğin fekkine ilişkin davanın yetki yönünden reddine, menfi tespit isteminin kabulüne, tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen iradesiyle terkin talebinde bulunmazsa taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Davadaki ipoteğin terkini isteminin nedeni budur....
Mahkemece, ipotek tesisi için verilen vekaletnamede üçüncü kişinin borcu nedeniyle ipotek tesis yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle davacıların borçlu olmadığının tespitiyle ipoteğin kaldırılması isteminin kabulüne; tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir. Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir....
Şti. ile özellikle İngilizce eğitimi ile ilgili kitapların satımı hususunda ticari ilişki içerisinde olduğunu, davalının bu ticaretten kaynaklanan alacaklarını garanti altına olmak için dava konusu gayrimenkul üzerinde ipotek tesis edildiğini, ipoteğin tesisini müteakip mal teslimi yapıldığını ancak bedellerin tahsil edilemediğini, ipoteğin bu ticari ilişkinin teminatı olduğunu, bu durumda davacının kötü niyetli olduğunu, davacının ipoteğin tesisinden sonra kısıtlandığını vekalet ve ipotek tesisi tarihlerinde kısıtlı olmadığını bu nedenle ipotek işleminin geçerli olduğunu dava tarihine kadar ipotek işlemine itiraz edilmediğini davacı ile oğlu ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.09.2008 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki, ıslah dilekçesiyle de tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tazminat isteminin kabulüne dair verilen 29.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı Türkiye ... vekili ile duruşmasız olarak davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 06.11.2012 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile ... vekili Av. ... ile karşı taraftan davacı vekili Av. ... duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.12.2012 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ipoteğin kaldırılması ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, davalı taraf ipoteği kaldırmış olduğundan, davanın konusu kalmadığından, ipoteğin kaldırılması konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmü, davalı şirket temyiz etmiştir. İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır....
Maddesi kapsamında açılan haczin kaldırılması davasında mirasın hükmen reddine ilişkin davanın sonucunun beklenmesinin gerekmediği, alacaklı tarafın başka bir takip dosyası ile ilgili sıra cetveline yönelik itirazdan vazgeçmesinin şikayete konu takipten feragat anlamına gelmediği, şikayete konu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde taşınmaz üzerinde Halk Bankası lehine konulmuş ipotek bulunduğu, Halk Bankasından ve Kuşadası Tapu Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevaplarına göre ipoteğin sona ermediği, ayrıca ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmadığı, borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerektiği, zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....
Ltd.Şti.nin müdürü ve ortağı olduğunu, davaya konu ipoteğin anılan dava dışı şirketin müvekkiline olan borçları nedeniyle verildiğini, ancak tapudaki işlemler sırasında ipoteğin dava dışı şirketin borçlarına karşılık verildiğinin yazılmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davaya ve talebe konu ipotek senedinde borçlu olarak davacının gözüktüğü, davalının davacıdan alacaklı olmadığını açıkça beyan etmesi karşısında, ipotek tesisi sırasında tapu sicil müdürlüğü tarafından düzenlenen ve resmi senet hükmünde olan ipotek senedinde yanlışlık yapıldığına yönelik iddiaların dinlenmesinin mümkün olmadığı, davalının davacının borcu için verilen teminat ipoteğinin paraya çevrilmesi için takip yapamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, ipoteğin fekkine, davacının % 40 tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
telafisi güç veya imkansız zararlara sokabileceğini, tamamen ticari iş ilişkisi kurulabilmesi amacı ile teminat olarak gösterilen ve bu nedenle tesis edilen dava konusu ipoteğin aslında hiçbir zaman davalıya alacak hakkı sağlamadığını, taraflar arasında hiçbir ticari iş ve ilişki kurulmadığı da göz önüne alındığında bu ipoteğin haksız olduğunun tespitinin kolaylıkla yapılabileceğini, tüm bu açıklanan nedenlerle dava konusu taşınmaz üzerinde davalı adına kayıtlı ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
telafisi güç veya imkansız zararlara sokabileceğini, tamamen ticari iş ilişkisi kurulabilmesi amacı ile teminat olarak gösterilen ve bu nedenle tesis edilen dava konusu ipoteğin aslında hiçbir zaman davalıya alacak hakkı sağlamadığını, taraflar arasında hiçbir ticari iş ve ilişki kurulmadığı da göz önüne alındığında bu ipoteğin haksız olduğunun tespitinin kolaylıkla yapılabileceğini, tüm bu açıklanan nedenlerle dava konusu taşınmaz üzerinde davalı adına kayıtlı ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....