Her ne kadar davalı tarafından davacının, müvekkili tarafından ipoteğin terkini işlemi yapmasına fırsat tanımaksızın herhangi bir yazılı bildirimde bulunmadan kötü niyetli olarak huzurda görülen davayı açtığı iddia edilmiş ise de taraflar arasında mutabık kalınan fesihnamede herhangi bir şarta bağlanmaksızın dava konusu ipoteğin derhal terkin edileceğinin kararlaştırılmış olmasına rağmen davalı tarafından dava tarihi olan 31/08/2021 tarihi itibariyle ipoteğin halen terkin edilmemiş olması ve davalının dava açıldıktan yaklaşık 9 ay sonra 27/05/2022 tarihinde ipoteğin terkin işlemini gerçekleştirmesi karşısında davalının bu yöndeki savunmasına mahkememizce itibar edilmeyerek HMK'nın 331. maddesi uyarınca davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Davacı, imar uygulaması sırasında davalı yararına konulan ipoteğin davalı idare tarafından ipotek bedelinin faizi ile birlikte ödenmesi istenmesi nedeniyle, faizi ile yatırdıklarını, ipoteğin fek edilmediğini ileri sürerek, taşınmaz üzerindeki ipoteğin hükmen fekkini talep etmiştir. Yargılama aşamasında tapu kaydından ipoteğin fek edildiğinin anlaşılması üzerine istemlerini ıslahla, yatırdıkları faiz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesine dönüştürmüşlerdir. İstem bu haliyle, fazladan ödenen faiz bedelinin tahsili isteğine ilişkin olup, temyiz inceleme merci 2797 Sayılı Yasanın 14.maddesi uyarınca 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Anılan Daire tarafından da görevsizlik kararı verildiğinden, görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 13.12.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı vekili, dava konusu 260 m2 alanlı 1061 ada 20 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu 14.07.1986 tarihinde müvekkili adına tescil edildiğini, aynı tarihte tapu kaydı üzerinde taşınmazın 74 m2’lik kısmı için davalı ... lehine 148.000 ETL bedelli imar ipoteği tesis edildiğini, müvekkilince ipotek bedelinin tamamının ödenmiş olup bu hususta davalı ... tarafından ilgili tapu müdürlüğüne 18.02.1999 tarihinde yazılan müzekkerede, ipotek bedelinin tamamen ödenmiş olduğu belirtilerek, ipoteğin terkin edilmesinin istenmesine rağmen tapu müdürlüğünce ipoteğin kaldırılmadığını, bunun üzerine davalı belediyeye yapılan başvuruda ipotek bedelinin ödendiğine dair 5 adet ödeme makbuzunun da sunulmuş olduğunu, ancak davalı belediyece, 18.02.1999 tarihinde yapılan ödemeye ilişkin bir dekont ibraz edilmediğinden bahisle ipoteğin terkini talebinin kabul edilmediğini ileri sürerek müvekkiline ait taşınmaz üzerinde davalı lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. 2.Somut olayda, ipoteğin dayanağı olarak gösterilen ipotek talepnamesinde ipoteğin konut finansmanı ve tüketici kredilerinin teminatını teşkil etmek üzere talepte bulunulduğu, ipoteğin meskeniyet şikayetine esas alınmasına ilişkin resmi senette ise konut alımı nedeni ile ipotek tesis edildiği, ipoteğin türünün ve miktarının resmi senette yer almadığı, bu ipoteğin mahiyeti itibari ile meskeniyet şikayetine engel olmadığı, bu nedenle alacaklının sair istinaf talepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. VI....
in banka görevlileri ile görüşme yaptıktan sonra konut finansmanı borcunun kapatılması durumunda ipoteğin kaldırılacağının söylenmesi üzerine satın aldığını, konut finansman kredi borcunun kapatılmasına rağmen ipoteğin kaldırılmadığını, bu defa satıcının 10.000,00 TL tutarında başka bir borcu daha bulunduğu belirtilerek onun da ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, o borcun da ödenmesine karşın başka borçlar çıkartıldığını, ipoteğin sadece konut finansman kredi borcuna ilişkin bulunduğunu, ayrıca ipotek resmi senedinde yer ... bir kısım ibarelerin genel işlem şartlarına aykırı olduğunu ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; ipoteğin ... ...'...
Dava ipoteğin fekki davası olup, dava açıldıktan sonra davalı banka tarafından ipotek fek edildiği için konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına davalının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre ipoteğin fekki için ödenmesi gereken harcın mükellefi ipoteğin fekkinden yarar sağlayacak olan taşınmaz sahibidir. Davacı taşınmaz sahibi davalı bankaya ipoteğin fekki gerektiğini belirterek yazılı olarak fek talebinde bulunmuş davalı banka makul sürede ipoteği fek etmediğinden işbu dava açılmıştır. Davalı banka, davacıya ipotek fek harcını yatırması halinde ipoteğin fek edileceğini bildirdiğini savunmuş ise de bu savunmasını ispatlayamamıştır. Bu durumda davalı banka davanın açılmasına sebebiyet vermiş ve dava devam ederken fek harcı davacı tarafından yatırılmak suretiyle ipotek davalı banka tarafından fek edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2017/9447 Esas sayılı dosyasında ipoteğin terkini talebinde bulunulduğunu, icra dosyasında alınan bilirkişi raporunda ipotek bedeline karşılık yapılan hesaplamada belirlenen 113,50 TL'nin icra veznesine depo edildiğini, davalı idarenin ipoteğin terkini hususunda 116.200,00 TL gibi fahiş bir rakam talep ettiğini, bu talebin yasal dayanağının bulunmadığını, konulan ipoteğin herhangi bir kazanç amacı güdülmeksizin sendika ve işçi kuruluşlarına tahsis işlemi sonucunda konulduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile icra dosyasına depo edilen tutar nazara alınarak ipoteğin tapu kaydından terkinine karar verilmesini talep etmiştir. II....
paraya çevrilmesi amacıyla takip başlattığını, davalı T5 lehine tesis edilen ipoteğin süreli ipotek olduğunu, İpotek akit tablosu incelendiğinde ipoteğin tesis edildiği tarih 08/09/2015, sona erme tarihi ise 07/09/2020 tarihi olduğunu, buna göre süreli ipoteklerde ipoteğin sona ermesinden önce ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılamadığını, takip dosyası incelendiğinde takibin 04/09/2020 tarihinde, ipoteğin sona ermesinden önce, takibe başlandığını, süreli ipoteklerde süre aynı zamanda İpotek senedinde belirtilen süre, borç için faizin işletilemeyeceği ve borcun bu süre zarfında muaccelliyet kesbetmeyeceği süre olduğunu, bu sürenin bono-çek gibi belgelerdeki vade tarihine benzer nitelikte olduğunu, süre dolmadan alacaklının borcun ifasını isteyemeyeceğini, borç ödenmez ise ipoteğin paraya çevrilebileceğini, bu nedenle vadesinden önce takip yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, başka bir husus ise süreli ipoteklerde faiz sürenin bitiminden itibaren işleyeceğini, yapılan...
İcra Müdürlüğü'nün 2016/8887 Esas sayılı dosyası üzerinden ipotek alacaklıları ile iyilikle taşınmaz üzerindeki ipoteğin çözülemediğini, karşı tarafın tebligatı usulüne göre almasına rağmen ipoteği çözmekten kaçındığını, ipotek bedelinin ödenmesine rağmen gayrimenkul üzerindeki ipoteğin kalkmaması sonucu mahkemece karar verilerek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında, kooperatif üyeliğine dayalı menfi tespit istemine ilişkin dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili, davalı kooperatif tarafından kefil olduğu borç için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, müvekkilinin limit dahilinde borcunu ödediğini, ancak ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek, müvekkilinin limiti aşan kısımda borçlu olmadığının tespiti ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiş, davalı vekilince davanın reddi istenilmiş, mahkemece ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu gerekçesiyle, davacının 1.750,00-YTL dışında borçlu olmadığının tespitine ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....