WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

açmış olduğu iş bu dava ile, söz konusu taşınmazın kendisinin haberi ve rızası olmaksızın ipotek verildiğini ve dolayısıyla ipoteğin fekki gerektiğini ileri sürdüğünü, davacı eş Selime Arılık'ın ise bu imkanını her nedense taşınmaz bankanın ipotek edildikten yıllar sonra kullanarak taşınmaz üzerine "aile konutu şerhi" koydurduğunu, bu herşeyden önce açıkça hakkın kötüye kullanılması olduğunu, ayrıca böyle bir uygulamanın kabulü karşısında, " aile konutu şerhi" iyiniyetli dahi olsa 3.kişilerin taşınmaz üzerindeki ayni hak kazanımlarının geçersizliğini sağlayacak, bu şerhin konulmamış olması halinde ise, iyiniyetli 3.kişilerin ayni hak kazanımlarının geçersizliğinin ileri sürülemeyeceğini, taşınmazın tapu kaydında "aile konutu" şerhi olmadığına göre, eşin rızası alınmadan kurulan ipoteğin geçerli olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, yani muvafakatname alınmamış olsa dahi, ipotekte eş rızası sadece kaydında aile konutu şerhi bulunan taşınmazlar üzerinde ipotek tesis edilirken aranacak bir...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğindeki bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından "açık rızası bulunmadan" davalı şirket lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, davalı banka ise dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, bankanın iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacının ipoteğe rızası olduğu gerekçesiyle talebinin reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması ve Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkindir. Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından “açık rızası bulunmadan" davalı banka lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş, davalı banka ise dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, bankanın iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, bankanın kötü niyetinin ispatlanamadığı gerekçesi ile talebinin reddine karar verilmiştir....

      un taşınmaza aile konutu şerhi konulması hükmünü istinaf etmesinde hukuki yararı bulunmamakta ise de, İlk Derece Mahkemesince aile konutu şerhi konulması davasında vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verildiği, aile konutu şerhi konulması davasında kendisine husumet düşmeyen davalı ... aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı, ipoteğin kaldırılması davasında ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmadığı, bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamayacağı ve açık rızanın ancak “belirli olan” bir işlem için verilebileceği, dosya kapsamından; Ankara ili, Mamak İlçesi, ......

        kayıtlı fakat tarafların müşterek maliki olduğu ve aile konutu olarak özgülenen dava konusu gayrimenkul üzerine diğer davalı banka Ziraat Bankası lehine 31/07/2013 tarih ve 2481 yevmiye nolu ile 2.000.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, dava konusu gayrımenkulün aile konutu olarak özgülendiğini, davalı eşin tek başına müvekkili aleyhine sonuç doğurabilecek başka tasarruflarda bulunamaması amacı ile davaya konu gayrimenkulün kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etme zaruriyeti doğduğunu, iş bu nedenlerle dava konusu Sivas İli, Şarkışla İlçesi, Gültekin Mah. 96 ada 158 parselde bulunan gayrımenkulün kaydına aile konutu şerhi konulmasını, ve gayrimenkul üzerine davalı banka lehine 31/07/2013 tarih ve 2481 yevmiye no ile tescil edilen ipoteğin kaldırılmasını, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        kayıtlı fakat tarafların müşterek maliki olduğu ve aile konutu olarak özgülenen dava konusu gayrimenkul üzerine diğer davalı banka Ziraat Bankası lehine 31/07/2013 tarih ve 2481 yevmiye nolu ile 2.000.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, dava konusu gayrımenkulün aile konutu olarak özgülendiğini, davalı eşin tek başına müvekkili aleyhine sonuç doğurabilecek başka tasarruflarda bulunamaması amacı ile davaya konu gayrimenkulün kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep etme zaruriyeti doğduğunu, iş bu nedenlerle dava konusu Sivas İli, Şarkışla İlçesi, Gültekin Mah. 96 ada 158 parselde bulunan gayrımenkulün kaydına aile konutu şerhi konulmasını, ve gayrimenkul üzerine davalı banka lehine 31/07/2013 tarih ve 2481 yevmiye no ile tescil edilen ipoteğin kaldırılmasını, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Bu nedenle dahili davalıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı kadın, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu olduğunun tespitine ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ipoteğin kaldırılması davası konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aile konutu şerhi konulması davasının reddine, taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Davacı kadın ve davalı kooperatif tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; aile konutu olarak tespitine karar verilen taşınmazın, eşlerin birlikte oturduğu bir mekan olması gerektiği halde ilk derece mahkemesince arsa vasıflı olduğu belirtilen 1002 ada 20 parsel yönünden tespit kararı verilmesi doğru olmadığından bahisle, taraf vekillerinin aile konutu tespitine ilişkin istinaf başvurularının kabulüne, Erzurum İli, Aziziye İlçesi, Ilıca Mah., Köyiçi Mevkii, ... Ada, ... Parselde 2....

          Davacı malik olmayan eş, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından “açık rızası bulunmadan" davalı Sigorta Şirketi lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasnı ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir. Davalı Sigorta Şirketi, dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair bir şerhin bulunmadığını, şirketin iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, taşınmazın aile konutu olduğu, bu sebeple taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması talebinin kabulüne, davalı şirketin kötüniyetli olduğunu gösteren bir delil ibraz edilemediği gerekçesiyle aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiştir....

            Emsal Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan yerel mahkemenin “direnme gerekçesinde” açıkça belirtildiği üzere TMK m. 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları smırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur....

              nin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan karar düzeltme itirazları yersizdir. 2-Mahkemece ilk hükümde aile konutu şerhi davasının kabulüne karar verilmiş, bu karar şirket tarafından temyiz edilmiş, şirketin aile konutu şerhine yönelik temyiz itirazları reddedilerek bu isteğe yönelik kurulan hüküm kesinleşmiştir. Bu sebeple mahkemece kesinleşen aile konutu şerhi davası hakkında yeniden hüküm tesisi doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Dairemizin 24.10.2018 tarih ve 2017/1380 esas, 2018/11828 karar sayılı onama ilamının aile konutu şerhi konulması ve bu karara bağlı yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönlerinden kaldırılmasına, hükmün bu bölümlerinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu