Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış, davalı ise karşı dava ile intifa hakkının terkini ve tazminat istemiştir. Karşı davacının taşınmaz üzerindeki intifa hakkının terkini istemi, intifa hakkı sahibinin şahsına bağlı irtifak haklarından olduğundan HUMK.nun 13/2 maddesi gereğince irtifak hakkı iddialarına dair davaların irtifak hakkının bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir. İrtifak hakkının bağlı bulunduğu taşınmaz ... ilçesi idari sınırları içerisinde olduğundan, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi yerine davanın esastan karara bağlanması, kamu düzeni ile ilgili yetki kuralına aykırılık teşkil ettiğinden doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ve karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, 12.6.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Kat WC , Bornova Belediyesine ait, 5 yıllık intifa işletme hakkı bedelinin 50.000,00-TL, 10 yıllık intifa işletme hakkı bedelinin 100.000,00-TL olduğu, 27-Ergene Mahallesi 14200 ada 1 parselde tapuda kayıtlı Merkez Pazaryeri Çay Ocağı, Bornova Belediyesine ait, 5 yıllık intifa işletme hakkı bedelinin 110.000,00-TL, 10 yıllık intifa işletme hakkı bedelinin 220.000,00-TL olduğu, 28-... İZMİR adresinde bulunan Mevlana Pazaryeri WC, tapu kaydı yok, kamuya terkli alan, 5 yıllık intifa işletme hakkı bedelinin 25.000,00-TL, 10 yıllık intifa işletme hakkı bedelinin 50.000,00-TL olduğu, 29-... İZMİR adresinde bulunan işyeri, tapu kaydı yok, kamuya terkli alan, 5 yıllık intifa işletme hakkı bedelinin 600.000,00-TL, 10 yıllık intifa işletme hakkı bedelinin 1.200.000,00-TL olduğunu rapor ve beyan ettiği görülmüştür....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun yukarıda metnine yer verilen hükümlerinden emlak vergisini taşınmazın sahibinin ödeyeceği, intifa hakkı tesis edilmesi halinde emlak vergisini malik yerine intifa hakkı sahibinin ödeyeceği, ancak taşınmaz malikinin ve intifa hakkı sahibinin bulunmaması halinde taşınmaza malik gibi tasarruf edenlerin ödeyeceği sonucuna varılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü; üst hakkı sahibinin inşa ettiği binalar yönünden Emlak Vergisi Kanunu'nun 3. maddesi kapsamında mükellef olarak nitelenip nitelemeyeceğine bağlı bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun üst hakkına ilişkin hükümleri değerlendirildiğinde, bir üst irtifakına dayalı olarak başkasına ait bir arazinin altında veya üstünde sürekli kalmak üzere inşa edilen yapıların mülkiyetinin, irtifak hakkı sahibine ait olduğu kuralına yer verilerek, üst hakkı sahibine inşa ettiği binalar yönünden malik olma yetkisi verilmiştir....
Öte yandan, davada intifa hakkının terkini talep edilmiştir. Davanın konusu intifa hakkı olduğuna göre dava değerini de bu hakkın değeri belirler. Taraflar arasında 25.07.1996 tarihinde düzenlenen intifa hakkı tesisine ilişkin resmi senette 40,00 TL (40.000.000 ETL ), 14.07.1998 tarihinde düzenlenen intifa hakkı tesisine ilişkin resmi senette ise 20,00 TL ( 20.000.000 ETL ) intifa bedeli kararlaştırılmıştır. Mahkemece davacı yararına takdir edilen vekalet ücretinin resmi senette yazılı intifa bedelleri nazara alınmak suretiyle taktir olunması gerekirken bu yön göz ardı edilerek dava dilekçesinde yazılı miktar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 03.10.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
tebliğ ile tanınan grup muafiyetinden yararlanılması için yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar 14/09/2010 tarihli protokolde intifa hakkının terkinine dair masrafların davalı tarafından ödeneceğine dair bir düzenleme yok ise de, Rekabet Kurulu'nca karar alınmamış olması halinde ilk protokol ve bayilik sözleşmesi kabul edilen sürede devam edecek, süre sonunda intifa hakkı terkin edilecek, masraflar davalı tarafından karşılanacak ve mevcut durumda bayilik ilişkisi ile intifa hakkı kesintiye uğramadan devam etmekte iken yalnızca Rekabet Kurulu kararı doğrultusunda, davalı lehine olmak üzere terkin edilmeksizin yalnızca süresi kısaltılan intifa hakkının süresinin dolması ile tapudan terkin edilmesi nedeniyle ödenecek harcın davalı tarafından karşılanması gerektiği, kaldı ki intifa hakkının tapudan terkininin protokol ve sözleşmenin uygulanmasından doğan bir sonuç olduğu ve 14/09/2010 tarihli protokolün 10. maddesi kapsamında kabul edilerek terkin harcının davalı tarafından...
TMK m.794’de yapılan tanıma göre intifa hakkı; taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya mal varlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu hak sahibine konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. İntifa hakkının kurulmasına ilişkin m.795 f.1 ve 2 hükümleri uyarınca intifa hakkı; taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda ise tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde aksine düzenleme olmadıkça yasanın mülkiyete ilişkin hükümleri uygulanır. Kısaca ve başka bir anlatımla, taşınmazlar üzerinde intifa hakkı yasadaki ayrık durumlar dışında resmi senedin düzenlenerek, ikinci aşamada bunun tapuya tescili ile tesis edilebileceğinden, adi yazılı sözleşmeye dayanılarak bu hakkın tesisi mahkemeden istenemez....
Tapu İşlemleri” alt başlıklı bölümünün 20. maddesinin e bendinin karşılaştırılmasından, intifa hakkının süresinden önce ivazsız terkin edilmesi halinde kayıtlı değer üzerinden binde 68,31 oranında tapu harcı alınacağı düzenlenmişken, intifa hakkının süresinden önce bedel karşılığında terkin edilmesi halinde ise belirtilen bedel üzerinden binde 20 oranında tapu harcı alınacağının düzenlendiğinin, dolayısıyla Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında da kabul edildiği üzere, intifa hakkının tapu sicilinden terkini için gereken harçlara taşınmazın malikinin katlanmasının gerektiği düşünüldüğünde, taşınmaz maliki için intifa hakkının bedel gösterilerek terkin edilmesi halinin intifa hakkının bedelsiz terkin edilmesi halinden daha lehe olduğunun anlaşıldığını, başka bir deyişle, taşınmaz maliki intifa hakkının süresinden önce ivazsız terkin edilmesi halinde daha fazla tapu harcı ödeyeceğinden taşınmaz maliklerinin intifa hakkının süresinden önce terkin edilmesi hallerinde tapu müdürlüğüne intifa...
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 27.06.2005 tarihli ve 2005/1077 Esas, 2005/997 Karar sayılı mirasçılık belgesinde murisin terekesinden 1/2 oranında miras payı verilmiş ise de veraset ilamının iptaline ilişkin olarak açılan dava sonucunda mahkemece davanın kabulü ile murisin eşinin mirasçılarına 1/4 mülkiyet hakkı yanında ayrıca 1/2 oranında intifa hakkının da intikal edeceği belirtilmiştir. İntifa hakkı, intifa hakkı sahibinin ölümü ile sona erer ve çıplak mülkiyet sahibinin hakkı intifa hakkının sona ermesi ile tam mülkiyete dönüşür. Bu nedenle 1980 tarihinde öldüğü anlaşılan murisin eşi ...'ın ölümü ile kendisine miras payı olarak intikal eden intifa hakkının sona ereceği ve 1/4 payın mirasçılarına intikal edeceği kuşkusuzdur....
İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü ya da tüzelkişi ise tüzelkişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 vd.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Az önce sözü edildiği üzere, intifa hakkını sona erdiren nedenlerden birisi de hakkın konusu olan şeyin yok olması, kısaca hak sahibinin artık ondan yararlanma olanağının kalmamasıdır. Somut olayda da, kanuni intifa hakkı tapuda (incir bahçesi) niteliğinde yazılı 159 parselin 1/2 payına konulmuştur. Ne var ki, dosya kapsamındaki delillerden 159 parsele sonradan malik olan davalının intifa hakkı konusunu yok ettiği, eylemli olarak bu parsel üzerine incir ağaçlarının kesilerek binalar yapıldığı anlaşılmaktadır....
Eldeki davada da intifa hakkının terkini ve kira sözleşmesi şerhinin terkini istemleri aynı davada ileri sürülmüş ve objektif dava birleştirmesi oluşmuştur. Objektif dava birleşmesinde taleplerin değeri toplamı üzerinden görevli mahkeme belirlenir (HUMK.m.3). Bu durumda terkini istenen intifa hakkı değeri ile şerh edilen kira sözleşmesine konu bir yıllık kira bedeli toplamı davanın değerini oluşturur. Davacının terkinini istediği intifa bedeli yıllık 3.000.00 TL olup dava tarihi itibariyle kalan 10 yıllık intifa hakkının terkini istendiğinden 30.000,00 TL intifa hakkının terkini davasının değerinin bir yıllık kira bedeli 6000,00 TL'de kira sözleşmesi şerhinin terkini isteminin bedelini oluşturur. Taleplerin toplam değeri nazara alındığında da görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Mahkemece görev hususu üzerinde durulmadan işin esasına girilerek sonuca gidilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....