Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, sözleşmenin Rekabet Kurumu kararları ile sona erdiği için müvekkilinden intifa terkin harcı bedelinin istenemeyeceğini, davacının talep ettiği tutar ile tapudaki miktarın farklı olduğunu, intifa hakkı tesisi nedeniyle müvekkiline ödenmiş inkişaf bedeli veya ayni/nakdi kredi bulunmadığını, ariyet malların da demonte olarak davacı tarafından 19.09.2010’da götürüldüğünü, müvekkilinin sebepsiz zenginleşmediğini, davacının Rekabet Kurumu tarafından cezai işleme tabi olmamak için terkin isteminde bulunması nedeniyle terkin harcından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını bildirerek davanın reddini istemiştir....

    Şti. arasında yapılan bayilik sözleşmesi uyarınca adı geçen dava dışı şirketin maliki olduğu taşınmaz üzerine davacı lehine 15 yıllık intifa hakkı tesis edildiği, söz konusu sözleşmenin 18/09/2010 tarihinde Rekabet Kurulu kararları doğrultusunda mevzuata uygunluğunu sağlamak maksadı ile protokol imzalandığını, 17/10/2010 tarihinde cebri icra yolu ile davalının taşınmazı intifa hakkı şerhiyle satın aldığını, intifa hakkı bir ayni hak olmakla taşınmazın her malikine karşı ileri sürülmek bakımından bir mutlak hak tesisi de bu mutlaklığın hakkın kullanım şekli bakımından olup, bu hususun intifa hakkının tevsine yönelik sözleşmede yer alan her şart bakımından taşınmazın sonraki maliklerininde sorumluluğu bulunduğu anlamına gelmeyeceği, intifa bedelinin iadesi bakımından nispilik ilkesi gereği borç ilişkisinin ancak taraflar arasında sonuç doğuracağı kuralının geçerli olacağı, anılan kural gereğince intifa bedelini kim almışsa kullanılmayan süresi bakımından iadeyle yükümlü olan tarafında o olması...

      Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile konutu üzerinde sağ eşe intifa hakkı tesisi ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki aile konutu üzerinde sağ eşe intifa hakkı tesisi davasının reddine dair ... 3. Aile Mahkemesi'nden verilen 18.10.2012 gün ve 466/1052 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.05.2013 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi....

          Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir (TMK m.795). İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796). Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır....

          Nitekim somut uyuşmazlıkta; intifa sözleşmesi 08.11.2001 tarihli resmi senet düzenlenerek kurulmuştur. Davalı şirketin savunmasında belirttiği 01.10.2002 günlü protokol ise adi yazılı şekilde düzenlenmiştir. 01.10.2002 günlü protokolün taraflar arasındaki intifa sözleşmesini tadil ettiğinde kuşku yoktur. İntifa sözleşmesinin resmi biçim koşuluna uyularak yapılması geçerlilik (sıhhat) şartıdır. Borçlar Kanununun 12. maddesine göre kanunen yazılı şekle bağlı akitlerde asıl sözleşmenin esaslı unsurlarında değişiklik yapan tadil sözleşmesinin değiştirilmesinin de ancak yazılı şekilde mümkün olduğu hükme bağlandığından, resmi şekle bağlı intifa sözleşmesini tadil eden sözleşmenin de adi yazılı şekilde değil, resmi biçimde yapılması zorunludur. Bütün bu nedenlerle davalı şirketin 01.10.2002 günlü protokol hükümlerine dayanma olanağı bulunmamaktadır. Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.) intifa hakkı tesisi daima bir sözleşmeye dayanır....

            Belediye Başkanlığının yaptığı imar düzenlenmesi sonucunda 45635 ada 1 No'lu parselin DOP olarak cami alanı kullanımına ayrıldığını belediye meclisi tarafından belediye encümeninin adı geçen parselde kullanım amacına aykırı olmamak şartı ile intifa hakkı tesisi ve diğer tüm işlemler için yetki verildiğini, dava konusu taşınmazda 49 yıllığına 179.880,00TL bedel karşılığında davacı vakıf lehine 11.04.1996 tarihinde intifa hakkı kurulmasına dair protokol imzalandığını, 02.12.1996 tarihinde tapuya tescil edildiğini, ancak belediye meclisinin düzenleme ortaklık payı olarak ayrılan yerlerin özel mülkiyete konu edilemeyeceği dolasıyla vakıf lehine intifa hakkı tesis edilmeyeceği yazısına istinaden intifa hakkının terkin edildiğinin, 19.10.1996 tarihinde ödenen 104.930,00TL bedelin şimdilik 15.000,00TL'si ve cami inşaatı ve projeler için yapılan masrafın şimdilik 15.000,00TL'sinin tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

              in sağ olup olmadığının araştırılarak, sağ olduğunun anlaşılması halinde davaya dahil edilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra, taşınmaz bedelinin intifa hakkı sona erinceye kadar bir milli bankaya çıplak mülkiyet sahibi davalı adına yatırılarak bu bedelin nemalarından intifa hakkı sahibinin yararlanmasına, intifa hakkı sona erdiğinde davalı tapu malikine ödenmesine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm tesis edimesi, Bu kez yapılan inceleme ile anlaşılmakla davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 23.05.2016 tarih ve 2015/8599-2016/8375 E/K sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra, işin esasının incelenmesinde; Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu ... İlçesi ......

                Ancak; Tapu kaydına göre taşınmazın 4/8 payı üzerinde ... intifa hakkı sahibi olup adı geçen davada taraf olmadığına göre intifa hakkına isabet eden bedelin intifa hakkı sona erinceye kadar, bir milli bankaya yatırılması gerekirken, bu hususta karar verilmemiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.11.2009 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.05.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 339 ada 1 sayılı parseldeki 48 numaralı iş yeri niteliğindeki dükkanın bağımsız bölüm kaydına intifa hakkının işlenmesi istemiyle açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesi uyarınca intifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir mal varlığı üzerinde sahibine tam bir yararlanma yetkisi sağlar....

                    UYAP Entegrasyonu