Bu durumda talep edilecek intifa ivaz bedelinin intifa hakkının tamamen terkin ettirildiği 15.05.2013 tarihi ile 20.06.2017 tarihleri arasını kapsayan süreye ilişkin olabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. (3) Davacı vekilinin temyizine gelince, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 24/C maddesinde Katma Değer Vergisi matrahına dahil unsurlar sayılmıştır. Bunların içinde faiz de sayılmıştır. Anılan yasa hükmü gözetilerek davacının işleyecek faize KDV talebi yönünden bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir....
Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir malvarlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir. (TMK.m.795) İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK.m.796)....
Kuşkusuz intifa hakkı sahibinin eşya üzeride oluşan saldırının kaldırılmasını istemesi olanaklarıdır. Bu isteği ise intifa hakkı sahibinin hakkı üzerinde muaraza çıkartan yana dava açılarak yöneltmesi gerekir. Başka bir deyişle, davadaki hasım intifa hakkı sahibinin o eşyadan tam yararlanma hakkını engelleyen kişidir. Somut olaya gelince; davacı şirket ile dava dışı B... Ticaret arasında bayilik sözleşmesi bulunmaktadır. İntifa hakkı sahibi davacı şirket bu hakkın kendisine sağladığı kullanımı bayilik sözleşmesi ile B... Ticarete devretmiştir. Dava konusu taşınmaz üzerindeki petrol istasyonunun işletmesi dava dışı B… … Ticarete aittir. Yapılan keşif ve çizilen krokiye göre dava dışı şirket davalı bu parsel üzerinde davalı şirkete ait LPG ürününü de pazarlamakta ve taşınmaz üzerinde yakıt pompası ile LPG yakıt deposu bulundurmaktadır. Görülüyor ki, davalı şirketin davacının intifa hakkı sahibi olduğu petrol istasyonuna aktif bir elatması yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.06.2009 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına konu taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve çekişmenin giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ...Ş. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, intifa hakkına konu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davacı şirket, 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 15 yıl süreli intifa hakkı sahibi olduğunu, bu hakkını bayisi ... aracılığı ile kullandığını, ancak bayinin aralarındaki sözleşmeye aykırı olarak davalı ...Ş.'...
Dosyada toplanan bilgi ve belgeler, özellikle tapu kayıtları incelendiğinde; kat mülkiyetli anataşınmazda davalının 2 no.lu bağımsız bölümün maliki, davacının ise 4 no.lu bağımsız bölümde intifa hakkı sahibi olduğu anlaşılmaktadır. İntifa hakkı sahibi, bu hakkın konusunu oluşturan bağımsız bölümden ve dolayısıyla anataşınmazın ortak yerlerinden yararlanma hakkına sahip olup, ancak bu yerlerden yararlanmasının engellenmesi ya da kısıtlanması durumunda hakimin müdahalesini isteyebilir. Bir kat malikinin kendi bağımsız bölümünde veya ortak yerlerde yaptığı değişiklikler, başka bir kat malikinin bağımsız bölümü üzerinde intifa hakkı sahibi olan kişinin, bu hakka dayanarak yararlandığı bağımsız bölüme veya ortak yerlerden yararlanma hakkına müdahale oluşturmadıkça, intifa hakkı sahibinin bu değişikliğin eski hale getirilmesi için dava açma hakkı yoktur....
- KARAR - Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 23.06.2008 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında davalının davacı lehine 20 yıl süre ile intifa hakkı tesis ettiğini, intifa hakkı tesis edilmesi karşılığında davalıya 7.080.000 USD bayilik hizmet bedeli ödendiğini, Rekabet Kurulu Kararı nedeniyle sözleşmenin 23.06.2013 tarihinde sona erdirildiğini, taraflar arasında yeni sözleşme yapılmadığını, davalıya 20 yıllık intifa hakkı tesisi için ödenen bayilik hizmet bedelinin sözleşmenin devam etmemesi nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi gerektiğini, ayrıca söz konusu bedelin davalıda kaldığı süre boyunca elde ettiği semerelerin karşılığının da tahsili gerektiğini belirterek 5.308.970,00 USD bayilik hizmet bedelinin iadesini ve davalının hizmet bedelinden elde ettiği semen karşılığı şimdilik 1000 USD'nin tahsilini talep etmiştir....
Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 1-İntifa hakkının yazılması ya da terkini davalarında hakkın çekişmeli olması durumunda husumetin bu haktan etkilenecek kişiye yöneltilmesi gerektiği, bu nedenle de Tapu Sicil Müdürlüğünün davada pasif husumet ehliyetinin bulunmaması karşısında Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. 2-Dava, yasal intifa hakkının tapuya yazılması isteğine ilişkindir. Bilindiği gibi intifa hakkı Türk Medeni Kanununun 794.maddesindeki tanıma göre, taşınır ve taşınmazlar, haklar ve bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı sağlayan bir irtifak türüdür....
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, intifa hakkına konu taşınmaz ile taşınmaz üzerindeki istasyon ve diğer muhdesatın bedeli üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava, intifa hakkına konu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve taşınmazın üzerindeki tesislerle birlikte teslimi isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden tam yararlanma yetkisi veren bir şahsi irtifak türüdür. Hak sahibi yararlanma hakkının üçüncü kişiler tarafından ya da akidi tarafından engellenmesi halinde elatmanın önlenmesi davası açabilme olanağına sahiptir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında bayilik sözleşmesi yapılarak davalı şirkete ait taşınmaz üzerinde müvekkili lehine 15 yıllık intifa hakkı tesis edildiğini,müvekkili firmanın davalı firmaya 15 yıllık intifa hakkı tesisi nedeniyle 2.242.000 ... ödediğini, Rekabet Kurulu'nun 05.03.2009 tarihli kararı nedeniyle taraflar arasındaki sözleşmenin beş yılı aşan kısmının geçersiz hale geldiğini,buna bağlı olarak davalı ile müvekkili arasındaki intifa sözleşmesinin 01/02/2013 tarihinde sona erdiğini, taraflar arasında 08/03/2010 tarihinde bir uzlaşma tutanağı ile anlaşmaya varıldığını, anlaşma gereği davalının bayilik sözleşmesi sonunda intifa ilişkisinin sona erdirmek istemesi halinde intifa hakkının kullanılmayan süresinin toplam intifa süresine oranı nazara alınarak müvekkilinden aldığı bayilik hizmet bedelini faiziyle birlikte iade etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının 01/02/2013 tarihinde bir başka dağıtım firmasıyla anlaştığını, bu nedenle davalıya...
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 20/04/2007 tarihli protokol imzalandığını ve davalının 10 yıl süreli intifa hakkı tesisi ile 500.000 TL tutarında teminat ipoteği vermeyi taahhüt ettiğini, ancak edimini yerine getirmediği gibi, taşınmazı da 3.kişiye sattığını ve akdi ihlal ettiğini iddia ederek 250.000 USD tutarındaki cezai şartın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında davacının taşınmazın satışından haberdar olduğunu ve yeni malik ile bayilik akdi imzaladığını, diğer yandan resmi şekilde yapılmayan intifa ve ipotek sözleşmelerinin geçersiz olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, intifa sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerektiği, resmi şekilde yapılmayan akdin geçersiz olması nedeniyle cezai şartta talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı yanca temyiz edilmiştir....