Kısaca söylemek gerekirse davadaki istem, tesis olunan intifa hakkına dayalı elatmanın önlenmesine ilişkindir. İntifa hakkı; başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam olarak yararlanma olanağını sağlayan bir irtifak türüdür. Kuşkusuz intifa hakkı sahibinin eşya üzerinde oluşan saldırının kaldırılmasını istemesi olanaklarıdır. Bu isteği ise intifa hakkı sahibinin hakkı üzerinde muaraza çıkartan yana dava açılarak yöneltmesi gerekir. Başka bir deyişle, davadaki hasım intifa hakkı sahibinin o eşyadan tam yararlanma hakkını engelleyen kişidir. Somut olaya gelince; davacı şirket ile dava dışı....Huzur İnşaat Gıda Tekstil Petrol Ürünleri Nak.San.Tic.Ltd.Şti. İntifa hakkı sahibi davacı şirket bu hakkın kendisine sağladığı kullanımı bayilik sözleşmesi ile anılan şirkete devretmiştir. Dava dışı şirket de bayilik sözleşmesine dayanarak.dava konusu taşınmaz üzerindeki petrol istasyonunu işletmektedir....
Dosyada mevcut tapu kaydına göre, davaya konu 2800 ada, 15 parsel sayılı taşınmazda 8 numaralı bağımsız bölümün 1/4 payı dava dışı adına kayıtlı olup, bu pay üzerinde davacı lehine 29.08.2009 tarihinde intifa hakkı kurulduğu, davalı de taşınmazda 1/4 müşterek payının bulunduğu anlaşılmaktadır. İntifa hakkı sahibi, hak konusu eşya üzerinde doğrudan doğruya fiili hakimiyet sahibidir. Kural olarak intifa hakkına dayanıldığı taktirde ecrimisil talebi için intifadan men koşulunun aranmayacağı gerek bulunmamaktadır. Zira, intifa hakkı belirli bir eşya üzerinde tam olarak kullanma ve yararlanma yetkisi veren ayni bir haktır. Bu hakkın kurulmasıyla malikin yararlanma yetkisi intifa hakkı sahibi lehine kısıtlanmış olur....
Bu durumda intifa hakkı sahibi davacı Kat Mülkiyeti Yasasının 33. maddesi kapsamında kat malikleri kurulu kararlarının iptalini isteyemez. Açıklanan nedenle, aktif dava ehliyetine sahip olmayan davacı tarafından açılan davanın bu yönden reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı adına tapuda kayıtlı akaryakıt istasyonu üzerinde 19.02.2004 tarihinde müvekkili yararına on yıl süreli intifa hakkı tesisi sağlandıktan sonra bayilik sözleşmesi akdolunduğunu, intifa süresi gözetilerek istasyonun kurulumuna yönelik konopi ve tonoz yapım bedelinin müvekkilince karşılandığını, ancak, Rekabet Kurulu kararı uyarınca beş yıllık sürenin dolması üzerine bayilik ilişkisinin sona ermesi nedeniyle 18.09.2010 tarihinden sonra süre için intifa hakkının kullanılamaz hale geldiğini, bu durum karşısında müvekkilince kanopi ve tonoz yapımına harcanan tutarın kalan intifa süresine isabet eden bölümünden davalı yanın sorumlu bulunması nedeniyle bu kısım alacağa yönelik düzenlenen fatura bedelinin davalı yanca ödenmemesi üzerine müvekkilince başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan...
Sokağı, 1880 ada, 1 parsel sayılı ve İzmir-Ankara asfaltı üzeri N:37 adresinde mukim akaryakıt istasyonu ile olarak taraflar arasında 12.03.2007 tarihli intifa hakkı tesisi ve yatırım hakkındaki protokolün akdedildiğini, söz konusu protokol ile müvekkili şirket lehine tapuda tesis edilerek 17 yıllık intifa bedeli karşılığında davalıya 225.000USD +KDV ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili şirket lehine 10.05.2007 tarihinde intifa hakkının tapuya tesis edildiğini, müvekkilince protokolün 6. maddesi uyarınca üç farklı seferden toplam 352.179,85TL'nin davalıya ödendiğini, bayilik sözleşmesi tahtında Shell akaryakıt istasyonu olarak faaliyet göstermekte iken Rekabet Kurumu'nun 12.03.2009 tarihinde genel bir duyuru yayınladığı ve akabinde emsal nitelikte karar verdiğini, Rekabet Kurulu kararında grup muafiyeti kapsamında öngörülen süreyi aşan kısmının ifasının hukuken ve fiilen imkânsız hale geldiğini, idari davaların reddolması nedeniyle bu davanın açılmasının zorunlu olduğunu, intifa hakkının...
Dava, intifa hakkının terkini isteğine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir malvarlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir şahsi irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir. (TMK.m.795) İntifa hakkı; bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer. (TMK.m.796) Kanuni intifa hakları hariç (TMK.m.495 vd.)...
Davalı vekili; taraflar arasında intifa hakkı tesisi vaadini içeren protokol(ön sözleşme)imzalandığını, ancak davalılardan maliklerin 09.10.2008 tarihinde başka bir akaryakıt dağıtım şirketi lehine intifa hakkı tesis ettiklerini ve bayilik lisansının EPDK tarafından verilmiş olan bayilik lisansının ortadan kalkmış olması nedeniyle ön anlaşmanın hükümlerinin yerine getirilemeyeceğinin bildirildiğini, inkişaf bedelinin ipotek borçlulara tarafından iade edileceğinin belirtilmesine rağmen ipoteğin kaldırılmadığını daha sonra Kartal 3.İcra Müdürlüğüne bedelin ödenmesi suretiyle Kartal 3.İcra Hukuk Mahkemesinde ipoteğin terkinine karar verildiğini, söz konusu protokolün ön sözleşme niteliğinde olduğunu, yapılan intifa hakkı tesisi vaadi sözleşmesinin BK nun 22/2 maddesi gereğince ön sözleşmenin geçerliliğinin esas sözleşmenin geçerlilik şartına uygun olarak yapılmasına bağlı tutulduğunu, bu nedenle ön sözleşmenin de resmi şekilde yapılması gerektiğini, resmi şekilde yapılmadığından ön sözleşmenin...
Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Müdahalenin meni, tazminat Uyuşmazlık sükna hakkından kaynaklanan el atmanın önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Hüküm Asliye ... Mahkemesince verilmiştir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli ... ....... Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 02.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yine belirtilmelidir ki, kanuni intifa (Türk Medeni Kanunu m.495) hakkı hariç intifa hakkının kuruluşu daima bir sözleşmeyle olur. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile intifa hakkına konu taşınmaz maliki hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceğini kararlaştırabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse, malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Her ne kadar intifa hakkının sona erme sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796.maddesinde eşyaya bağlı intifa haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin (Türk Medeni Kanunu m.785) bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785.maddesinin kıyasen uygulanması gerekir....
Petrol A.Ş. arası yapılan anlaşmaya göre davacılar tarafından intifa hakkının feragat ve terkini karşılığı olarak 15.000 USD bedel ödenmiştir. Tapudan intifa hakkı 30.09.2002 tarihinde tapudan terkin edilmiştir. Dava dışı şirkete intifa hakkı 10.11.1994 tarihinde tesis edilmiş, davacılar ile davalı şirket arasında kira sözleşmesi bundan yaklaşık dört yıl sonra 27.01.1998 tarihine imzalanmıştır. Kira sözleşmesinde tapuda tesis edilen intifa hakkı ile ilgili her hangi bir koşul bulunmamaktadır. İntifa hakkı 15 yıllığına tesis edilmiş ve sürenin bitimine yaklaşık yedi yıl süre varken tapudan terkin edilmiştir. Bu durumda ödenen 15.000 USD bedelin kalan süre karşılığı ödendiğinin kabulü gerekir. Tapuda intifa hakkının tesisi ile terkini davalı şirketin iradesi dışında gerçekleştiğinden bundan doğacak tazminatlardan davalının sorumlu tutulmaması gerekir....