Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; mahkeme dosyasına bildirilmiş olan tanıkların tamamının dinlenmediği için maddi gerçeğin ortaya çıkarılamadığını, müvekkilinin aracın bedel ve diğer harç ve ödemelerini bizzat kendisinin elden ödediğini, ancak tüm ödemelerin resmi olarak T3 adına gösterildiğini, dava konusu aracın bedelinin müvekkil tarafından ödendiğini, bu sürece kadar davacı müvekkil tarafından bakım ve onarımının yapıldığını, tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere aracı müvekkilinin kullanmakta olup etraf tarafından da böyle bilindiğini, davacının özürlü raporundan faydalanmak suretiyle güven ilişkisine dayalı olarak satın almış olduğu aracın davalılara tescil edilmiş olması nedeni ile mağdur olduğunu ve hak kaybına uğradığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, inanç sözleşmesine dayalı araç mülkiyetinin tespiti ve tescil isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; inançlı temizlikten kaynaklanan tapu iptal tescil mümkün olmaması halinde bedelin tescili talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 26.09.2017 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Gerçekten 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi hükmünce davalı üzerine inançlı işlemle geçirilen davacılara ait paylar taraflara başlangıçta veraset yoluyla intikal ettiğinden taşınmazlardaki davalı uhdesinde bulunan payların hisselendirilerek tekrar davacılar adına tescili olanaklıdır. Mahkemece bu nedenle ve esasa davalının kabul beyanı da bulunduğu gözetilerek istemin hüküm altına alınması yerine davanın yazılı bazı gerekçelerle reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın yatırana iadesine, 24.03.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....

      Bu sözleşmeyle davalı Mehmet davacılara ait tapudaki payı onların iradeleriyle ve fakat inançlı sözleşmeyle üzerine geçirdikten sonra izalei şüyu işleminin bitiminde sözleşmenin diğer tarafı olan davacılara aynen devretmeyi taşınmazların izalei şüyu suretiyle satılırsa satış parasını hisseleri oranında davacılara vermeyi borçlanmıştır. Dosya kapsamından dava konusu taşınmazların satışının yapılamadığı davacıların paylarını davalı üzerine geçirmelerine rağmen davalının bu payları davacılara iade etmediği anlaşılmaktadır. Gerçekten 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi hükmünce davalı üzerine inançlı işlemle geçirilen davacılara ait paylar taraflara başlangıçta veraset yoluyla intikal ettiğinden taşınmazlardaki davalı uhdesinde bulunan payların hisselendirilerek tekrar davacılar adına tescili olanaklıdır....

        Asliye Ticaret Mahkemesi ARA KARAR TARİHİ: 01/09/2022 NUMARASI: 2022/652 Esas (Derdest Dosya) DAVA: Mülkiyet (Tespit İstemli) KARAR TARİHİ: 08/12/2022 Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi ara kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava ve uyuşmazlık araç mülkiyetinin tespiti istemine dayanmaktadır. Davacı, dava dilekçesinde dava konusu araç üzerine tedbir konulmasını ve talebinin sonuçsuz kalmaması için davalının gayrimenkul ve menkul mallarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece 01/09/2022 tarihli ara karar ile "......

          , aracın davacı adına tescili olanağının bulunmaması durumunda şimdilik 5.000,00 TL araç bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          ait olduğunun tespiti ile tescilini ve araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir....

          İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir. İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır. İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye “inanan” adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de “inanılan” denir. İnananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise “inanç konusu şey” olarak nitelenir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki inançlı işleme dayalı araç mülkiyetinin davacı adına tescili, olmazsa bedelinin tazmini davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R 7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. 1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır....

              Davacı ... vekili Avukat ... .... tarafından, davalı ... aleyhine 05/10/2012 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 25/10/2013 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 21/10/2014 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı asil ... ile karşı taraftan davacı vekili .... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi....

                UYAP Entegrasyonu