Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 6.600 TL asıl alacak, 478,53 TL işlemiş faiz yönünden takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmiş, karar davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; icra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 22.5.2007 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 10.7.2009 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde 1.8.2008 tarihli 8.800 TL kira alacağı ile 2.321,27 TL işlemiş faizin tahsilini istemiş, davalı kira borcu bulunmadığını belirterek borca ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Takibe dayanak olan kira sözleşmesine ve imzaya itiraz edilmediğinden takipte istenen kira bedelleri kesinleşmiştir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2021 NUMARASI : 2021/342 ESAS 2021/762 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 25/05/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emri ekindeki belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, asıl alacağa, faize, füm fer'ilerine ve bonodaki imzaya itiraz ettiklerini, davanın kabulünü talep etmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Faize, borca, imzaya itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R İİK'nun 4949 sayılı Kanun'la Değiştirilen 363/1. maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı Kanunun Ek 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.01.2013 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında temyiz konusu miktarın 5.240,00 TL'yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur. Temyiz dilekçesinin REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 388/4....

      Somut olayda; alacaklı tarafından, takip dayanağı herhangi bir belge ibraz edilmeden takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emri ekine de takip dayanağı belgenin eklenmediği, borçlunun, icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiği, iş bu itirazın kaldırılması davasında alacaklının dava dilekçesi ekinde icra mahkemesine sunduğu belgenin borçluya tebliği üzerine, borçlunun verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında, alacaklı tarafından sunulan belge altındaki imzaya itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda, alacaklının itirazın kaldırılması için sunduğu belge mücerret borç ikrarını içeren adi senet niteliğinde ise de, takibe dayanak belge ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edilmediğinden, borçlunun belgedeki imzasını ikrar etmiş olduğu sonucuna varılamaz....

        Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Raporuna göre, sözleşmedeki imzaların davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili dava dilekçesinde sözleşmedeki imzaya itiraz ile birlikte faize de itiraz etmiş, mahkemece imza incelemesi yaptırılmış ve imzanın davacıya ait olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise, davacının faize yönelik itirazlarının da değerlendirilmesi için bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

          No:81/12 Bağcılar/İstanbul adresinde ikamet ettiğini, takibin başlatılmış olduğu icra dairesinin yetikisine itiraz ettiklerini ayrıca yetkiye itiraz ile birlikte imzaya, borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dilekçesinin yetkiye itiraz, imzaya itiraz ve borca itiraz olarak düzenlendiğini, dilekçe incelendiğinde sadece yetki itirazında bulunduğunun açık olduğunu, dava konusunu taleple bağlılık ilkesi gereği yetki itirazı şikayetinin dışına çıkmadan değerlendirilmesi gerektiğini, senette ihtilaf halinde Kayseri İcra Dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili kılındığını, davanın adresinin neresi olduğunun hiç öneminin olmadığını, bu nedenle davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki “imzaya ve borca itiraz” isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda; İstanbul 9. (İcra) Hukuk Mahkemesince imzaya yönelik itiraz bakımından; İİK'nın 68/a-5 maddesi gereğince itirazın geçici olarak kaldırılmasına, davalı yanın tazminat isteğinin reddine, borca ve ferilerine yönelik itiraz bakımından ise açılan davanın reddine, itiraza uğrayan alacağın %20'si oranındaki tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, para cezası isteğinin reddine dair verilen 14.08.2014 tarihli ve 2014/142 E., 2014/849 K. sayılı kararın borçlu tarafından imzaya itiraz yönünden temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 12....

            GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili 20/09/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle;Bilecik İcra Müdürlüğü 2019/4329 Esas sayılı takip dosyasına dayanak çekteki imzaya, borca, faize, faiz oranına ve tüm fer'ilerine süresi içerisinde itiraz ettiklerini, çek üzerindeki imza, ad ve soyad yazısının müvekkiline ait olmadığını, müvekkili ile bir sonraki ciranta arasında hiçbir ticari ilişki olmadığını, borcu kabul etmediğini bu nedenle faiz, faiz oranına ve borcun tüm fer'ilerine itiraz ettiğini, talep edilen komisyon bedelinin usul ve yasaya aykırı olması sebebi ile komisyon tutarında da itiraz ettiklerini, müvekkilinin ciranta olması sebebiyle de komisyon talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, çek keşide tarihi üzerinde tahrifat yaratıldığını bu hali ile çekin kambiyo senedi olma vasfını yitirdiğini, çekin kambiyo vasfını yitirmiş olması sebebi ile açılan takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibin yargılama sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasını, davalı/alacaklının asıl alacağın...

            İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı aleyhine başlatılan dosyada gönderilen ödeme emrinden sonra davacı senet üstündeki imzaya, senet üzerindeki borca ve icra takibindeki faize ayrı ayrı itiraz ettiğini, davacının itirazlarının değerlendirilmesi için dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve Adli Tıp Kurumunca verilen rapor ile davacının imza itirazından dolayı yapmış olduğu itirazının yersiz olduğu yani bono üzerindeki imzanın davacı T1 el ürünü olduğu yönünde rapor düzenlendiğini, borçlu davacının itiraz ve şikayetlerinin reddine ve icra takibinin devamına karar verildiğini, ancak borçlu davacının imzaya haksız itirazından dolayı alacaklı müvekkil lehine İcra inkar tazminatı ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken hükmedilmediğini, dosya kapsamına ve hakkaniyete aykırılık oluşturduğunu bu yönüyle kurulan hükme itiraz etmek gerektiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

            Dava dilekçesinde, davacıların açıkça imzaya itiraz ettikleri, borcu kabul etmemelerinin takibe konu senetteki imzayı kabul etmemeleri nedeniyle olduğu, açıkça borca itiraz sebepleri belirtilerek bir borca ve faize itirazlarının olmadığı anlaşıldığından, HMK'nın 357. maddesi uyarınca, istinaf dilekçesindeki borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği yönündeki istinaf sebebinin değerlendirilmesi mümkün değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacılar vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İzmir 4....

            UYAP Entegrasyonu