İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/04/2022 NUMARASI : 2020/22 2022/128 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz)|İmzaya İtiraz|Yetki İtirazı KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
İcra mahkemeleri, önüne gelen uyuşmazlıkları, İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenen takip hukuku kurallarına göre inceleyerek sonuçlandıran özel mahkemeler olup, verdikleri kararlar kural olarak maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK.nun 169/a, 170. maddelerine dayalı yetkiye, borca ve imzaya itiraz olup, teknik anlamda bir dava değildir. Bu nedenle HMK.nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve dava prosedüründe tatbiki mümkün olan ıslah müessesesinin imzaya itiraz hakkında uygulanma olanağı yoktur. Bu nedenle terekenin hükmen borca batık olduğunu ileri sürerek davanın ıslah edildiği, TMK'nun 605/2. maddesine dayanan olguların bir menfi tespit davasının konusu olabileceği, bu olguların dar yetkili icra mahkemesinde tartışılamayacağı, menfi tespit davası açıldığına ve mirasın hükmen reddedildiğine dair bilgi ve belge getirilmediği gerekçesi ile itirazın reddi kararı yerinde değildir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 12/01/2021 gün 2020/584 E. 2021/16 K.sayılı kararla; 1- Davacının imzaya itirazının KABULÜ ile İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2020/16852 Esas sayılı dosyasındaki takibin DURDURULMASINA, 2- İşin esasına girilmediğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatı ve para cezası hükmedilmesine yer olmadığına, '' karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; imzaya itiraz davalarında bilirkişi incelemesi için gider avansı yatırılması yönünde ara kararı tesis edilemeyeceğini, yerel mahkemece yapılması gerekenin HMK 324 maddesi uyarınca delil avansı ikamesi için süre verilmesi ve bu eksiklik tamamlandıktan sonra işin esasına girilmesi gerektiğini, borçlunun imzaya itirazının takibi sürüncemede bırakmayı amaçladığını, imzaya itirazla birlikte borca itiraz edilmediğini beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının yetkiye, borca ve faize itirazının reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf kanun yoluna başvuru süresinin korunmasını istemiş, gerekçeli kararın 11/03/2020 tarihinde tebliği üzerine, 7226 Sayılı Kanun ve Cumhurbaşkanlığı kararı ile Covid-19 salgını nedeniyle süreler 15/06/2020 tarihine kadar durdurulmuş olup, istinaf kanun yoluna başvuru süresinin 30/06/2020 tarihinde sona ermesine rağmen, yasal süresi geçtikten sonra 03/07/2020 tarihinde ayrıntılı istinaf başvuru dilekçesi verilmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169. maddesine dayalı yetki itirazı, borca ve faize itiraz, İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesinde "inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 6.600 TL asıl alacak, 478,53 TL işlemiş faiz yönünden takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmiş, karar davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; icra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 22.5.2007 başlangıç tarihli ve on yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı 10.7.2009 tarihinde başlatmış olduğu icra takibinde 1.8.2008 tarihli 8.800 TL kira alacağı ile 2.321,27 TL işlemiş faizin tahsilini istemiş, davalı kira borcu bulunmadığını belirterek borca ve işlemiş faize itiraz etmiştir. Takibe dayanak olan kira sözleşmesine ve imzaya itiraz edilmediğinden takipte istenen kira bedelleri kesinleşmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2021 NUMARASI : 2021/342 ESAS 2021/762 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 25/05/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emri ekindeki belgedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, asıl alacağa, faize, füm fer'ilerine ve bonodaki imzaya itiraz ettiklerini, davanın kabulünü talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Faize, borca, imzaya itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R İİK'nun 4949 sayılı Kanun'la Değiştirilen 363/1. maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı Kanunun Ek 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.01.2013 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında temyiz konusu miktarın 5.240,00 TL'yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur. Temyiz dilekçesinin REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Somut olayda; alacaklı tarafından, takip dayanağı herhangi bir belge ibraz edilmeden takibe başlandığı, borçluya çıkartılan ödeme emri ekine de takip dayanağı belgenin eklenmediği, borçlunun, icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiği, iş bu itirazın kaldırılması davasında alacaklının dava dilekçesi ekinde icra mahkemesine sunduğu belgenin borçluya tebliği üzerine, borçlunun verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında, alacaklı tarafından sunulan belge altındaki imzaya itiraz ettiği görülmektedir. Bu durumda, alacaklının itirazın kaldırılması için sunduğu belge mücerret borç ikrarını içeren adi senet niteliğinde ise de, takibe dayanak belge ödeme emri ekinde borçluya tebliğ edilmediğinden, borçlunun belgedeki imzasını ikrar etmiş olduğu sonucuna varılamaz....
No:81/12 Bağcılar/İstanbul adresinde ikamet ettiğini, takibin başlatılmış olduğu icra dairesinin yetikisine itiraz ettiklerini ayrıca yetkiye itiraz ile birlikte imzaya, borca, faize ve tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dilekçesinin yetkiye itiraz, imzaya itiraz ve borca itiraz olarak düzenlendiğini, dilekçe incelendiğinde sadece yetki itirazında bulunduğunun açık olduğunu, dava konusunu taleple bağlılık ilkesi gereği yetki itirazı şikayetinin dışına çıkmadan değerlendirilmesi gerektiğini, senette ihtilaf halinde Kayseri İcra Dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili kılındığını, davanın adresinin neresi olduğunun hiç öneminin olmadığını, bu nedenle davanın reddine, %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Raporuna göre, sözleşmedeki imzaların davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili dava dilekçesinde sözleşmedeki imzaya itiraz ile birlikte faize de itiraz etmiş, mahkemece imza incelemesi yaptırılmış ve imzanın davacıya ait olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise, davacının faize yönelik itirazlarının da değerlendirilmesi için bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....