Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü’nün 2019/3267 Esas sayılı icra dosyası ile yapılan takibin iptaline, takibin iptalinin mümkün görülmemesi halinde, Eskişehir 3. İcra Müdürlüğü’nün 2019/3267 Esas sayılı icra takip dosyasına borca ve imzaya itirazları nedeni ile yapılacak yargılama neticesinde takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; T1 Oktay Atay ve Atabir Otomotiv İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.'...

Seçilen takip şekline göre davacının her türlü borca itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süresinde icra dairesine bildirmesi gerekir. Nitekim davacı borçlunun eldeki şikayet dilekçesindeki sebeplerle borca itirazda bulduğu ve icra dairesince takibin durdurulduğu görülmektedir. İcra Dairesi yerine icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmayacağı gibi borca itiraza konu olabilecek itiraz sebepleri şikayet yoluyla ileri sürülerek takibin iptali de istenemez. Sonuç olarak; takibin durdurulmuş olması ve eldeki davada da icra müdürlüğüne yapılmış olan itirazların tekrarlanmış olması karşısında davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu durumda davanın bu gerekçe ile reddi yerine imza incelemesi yapılarak davanın esastan reddi isabetsiz bulunmuştur....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre , alacaklı tarafından davacı aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlu tarafından, yasal süresi içinde imzaya ve borca itirazda bulunulduğu ,ilk derece mahkemesi tarafından dava tarihinden önce takipten feragat edildiği ,davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, ,davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İmzaya itiraz veya borca itiraz devam eden takibe yönelik ileri sürülen itiraz olup alacağa yönelik dava niteliğinde değildir. İmzaya itirazın veya borca itirazın kabulüne karar verilmesi halinde takibin durdurulması ve kararın kesinleşmesi ile de takibin iptali sonucunu doğurur....

Bu durumda mahkemece, davalının, takip konusu belge ve borca itirazı yönünden isticvap edilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekir...""...Davalı borçlu takibe itirazında borcun aslına ve ferilerine itiraz ettiğini bildirmiştir. İtiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında davalı davaya cevap vermemiş ve duruşmalara gelmemiştir. Mahkemece re’sen imza incelemesi yaptırılarak davanın reddine karar verilmiştir. Takibe itirazındaki itiraz sebepleri ile bağlı olmayan davalı davaya cevap vermediğinden iddiayı inkar etmiş sayılırsa da, cevap vermemek takip konusu belgedeki imzaya itiraz anlamına gelmez. Bu durumda mahkemece, davalının, takip konusu belge ve borca itirazı yönünden isticvap edilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekir..."...

    davalının borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptal ile takibin devamına %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir....

    göre yerinde olmadığı anlaşılmakla reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayet ve borca itirazın(mirasın reddine dayalı) HMK'nın 114/1- ı ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan Usulden Reddine, İmzaya ve borca itirazın Reddine" karar verildiği görülmüştür....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/03/2023 NUMARASI : 2022/509 ESAS 2023/182 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili hakkında Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2022/45077 Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yolu ile yapılan başlandığını, takibe konu senet üzerindeki imzanın taraflarına ait olmadığı gibi borca ve tüm ferilerine karşı da itirazlarının bulunduğunu, bu nedenlerle takibin iptaline, %20 oranında tazminat ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

    Ödeme emrinin tebliğ tarihine göre, davacı tarafından imzaya ve borca itiraz yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmediğinden mahkemece davacının imzaya ve borca itirazının süre yönünden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, davacının istinaf sebep ve gerekçesi yerinde değildir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde zamanaşımı itirazının süresinde olmadığını ileri sürmüştür. İİK'nın 168 ila 170. maddeleri arasında düzenlenen imzaya ve borca itiraz 5 günlük süreye tabi ise de, İİK'nın 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı iddiasının incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir. Önemli olan ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal düzenlemelerde belirlenen süre kadar zamanaşımını kesen veya durduran hallerin meydana gelmemesi ve takibin işlemsiz bırakılmasıdır....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin takibin durdurulması, yetkiye, imzaya ve borca itiraz taleplerini ihtiva etmesine karşılık, itirazın sadece "yetki" yönünden incelenerek karara bağlandığını, takibin durdurulması, tazminat ve para cezası talepleri hakkında bir karar oluşturulmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup hükmün kaldırılması gerektiğini bu nedenle takibin durdurulmasına, lehlerine %20 tazminata, takip alacaklısı aleyhine %10 para cezasına hükmedilerek yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, yetkiye, imzaya, borca itiraz ile takibin iptali istemine ilişkindir. 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu Kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı(1) sayılı tarifede gereğince istinaf başvuru harcının ve istinaf peşin harcının alınması zorunludur....

    Tüm dosya kapsamına göre; Davacının imzaya ve borca itirazlarına yönelik olarak bilirkişi raporunun kesin kanaat içerir hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor olduğu, söz konusu rapor gereğince dayanak senetlerdeki imzaların şirket yetkilisine ait olduğunun anlaşılması nedeniyle imzaya itirazın reddine ilişkin kararda isabetsizlik bulunmadığı, kesin kanaat içeren rapor nedeniyle icra mahkemelerince ek rapor alınmasının gerekmediği, davacının borca itirazlarını kanunda yazılı delillerle usulünce ispatlayamadığı, her ne kadar mahkemece haksız olarak davacı mazeret dilekçesi sunduğu halde dosya işlemden kaldırılmış ise de, yapılan bu usuli hatanın sonuca etkili olmadığı, imzaya ve borca itiraz davalarında takibin iptaline yönelik daha önce açılmış olan davaların bekletici mesele yapılması mümkün olmadığından, ara karardan rücu edilmesinin isabetli olduğu ve davacının bu yöndeki istinaf istemlerinin isabetli olmadığı anlaşılmıştır....

    UYAP Entegrasyonu