Davacı çekin teminat için verildiğini ve davalıya borcu bulunmadığını İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispatlayamamıştır. Açıklanan nedenlerle Mahkemece davacının imzaya ve borca itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davalının istinaf başvurusunun kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının imzaya ve borca itirazının reddine, yargılama aşamasında takibin durdurulmasına karar verildiğinden davalının tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın %20'si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜNE, İstanbul Anadolu 1....
yazılı olan borcun tamamına, ferilerine, faiz miktarına, faiz türüne, senet altındaki imzaya itiraz ettiklerini, takibe dayanak senedin aslının dosyaya ibraz edilmediğini, bu sebeple; şikayetlerinin ve itirazlarının kabulü ile takibin iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2021 NUMARASI : 2020/569 ESAS - 2021/775 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davalı/alacaklı T3 tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı T3 tarafından, müvekkili ve davalı T5 aleyhine İstanbul Anadolu 14.İcra Müdürlüğünün 2020/10426 esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin davalıları tanımadığını, imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini beyanla takibin iptaline, tazminata ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir....
Buna göre alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkündür. O halde ilk derece mahkemesince; alacaklı vekilinin İİK'nun 53. maddesinde ki süreler geçtikten sonra mirasçılara ek takip gönderildiği nazara alınarak, muteriz mirasçı borçluların herbirisi için başvurunun süresinde olup olmadığı gözetilerek itiraz dilekçelerindeki imzaya ve borca itirazlarının esastan incelenerek sonuca göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile takibin iptali ve bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....
Buna göre alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkündür. O halde ilk derece mahkemesince; alacaklı vekilinin İİK 53. maddesinde ki süreler geçtikten sonra mirasçılara ek takip gönderildiği nazara alınarak, muteriz mirasçı borçluların herbirisi için başvurunun süresinde olup olmadığı gözetilerek itiraz dilekçelerindeki imzaya ve borca itirazlarının esastan incelenerek sonuca göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile takibin iptali ve bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....
Buna göre alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkündür. O halde ilk derece mahkemesince; alacaklı vekilinin İİK'nun 53. maddesinde ki süreler geçtikten sonra mirasçılara ek takip gönderildiği nazara alınarak, muteriz mirasçı borçluların herbirisi için başvurunun süresinde olup olmadığı gözetilerek itiraz dilekçelerindeki imzaya ve borca itirazlarının esastan incelenerek sonuca göre karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile takibin iptali ve bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/12/2019 NUMARASI : 2019/274 ESAS - 2019/914 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından hakkında İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2019/6129 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe konu senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığını, davalıya herhangi bir borcunun da bulunmadığını, beyanla imzaya ve borca itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ancak Mahkemece dava ister imzaya itiraz, isterse borca itiraz yönünden kabul edilsin, her iki halde de İİK'nın 169/a-5. ve 170/3. maddelerinde yasal yaptırımı olarak takibin durdurulması getirildiğinden Mahkemece durdurma kararı yerine yazılı gerekçe ile takibin iptali yününde hüküm tesisi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile; takibin davacı yönünden durdurulmasına, istinafa gelenin sıfatı, aleyhe hüküm yasağı ve çekte yüzyüzelik ilişkisi bulunmadığından davalı hakkında tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/686 Esas - 2020/42 Karar sayılı, 21/01/2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 1- Davacının borca itirazının KABULÜNE, İstanbul 28....
Çünkü iki dilekçenin de sonuç kısmında borca ve imzaya itiraz nedeniyle takibin İİK 169 ve 170. maddeler uyarınca durdurulması talep edilmemiştir. İİK 168. maddesi gereğince kambiyo takibine karşı yapılacak itiraz ve şikayetler 5 günlük süreye tabi olup 5 günlük süre içinde İcra Mahkemesinde davanın açılması dava şartıdır. Borçlunun icra mahkemesi yerine icra dairesine yaptığı itiraz fuzuli olup hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle davacının takibin iptali ve hacizlerin kaldırılması yönündeki talepleri yerinde görülmediğinden reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurmak gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin Kısmen Kabulü ile; İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğünün 2022/4788 esas sayılı dosyasından ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünün tespitine, öğrenme tarihinin 24/04/2022 tarihi olduğunun tespitine, takibin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına ve fazlaya dair tüm talepler yönüyle Şikayetin Reddine, karar verdiği görülmüştür....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, takibin iptali talebinin ve imzaya itiraz ile takibin iptalinin mümkün olmadığını, senet üzerindeki imzanın davacı borçluya ait olduğunu, senedin sahteliğinin söz konusu olmadığını, aksine beyan ve iddiaları kabul etmediklerini, açıklanan nedenlerle davanın reddine, davacının %20 tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir....