İCRA HUKUK TARİHİ : 16/01/2020 NUMARASI : 2018/1106 ESAS - 2020/50 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebliğ Şikayeti - İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan takipte ödeme emrinin müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini, tebligatın borçlunun bilinen son adresine yapılması gerektiğini, bilinen son adrese gönderilen davetiyenin usulüne uygun şekilde bila tebliğ iadesi üzerine, ancak TK'nın 21/2. maddesine göre tebligat yapılabileceğini, senetlerdeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle senetlerdeki borçlardan sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek imzaya, borca ve...
na verilen vekaletnamede kambiyo senedi düzenleme yetkisi verilmediği anlaşılmakla vekil tarafından düzenlenen bonodan dolayı muteriz borçlunun sorumlu olmayacağı, istinaf dilekçesindeki iddia edilenin aksine, davanın imzaya itirazın yanında borca da itiraz olduğu, mahkemece bonoyu tanzim eden ...'...
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Rize İcra Müdürlüğünün 2020/194 Esas sayılı icra dosyasından tarafına ödeme emri gönderildiğini, takip konusu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, alacaklıya ve senedi ciro eden şahsa herhangi bir borcunun bulunmadığını, senetteki borçluya ait TC Kimlik Numarası ile kimlik bilgilerinin uyuşmadığını, borca, imzaya ve yetkiye itiraz ettiğini beyan ederek takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Mahkemece dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verildiği anlaşılmıştır....
Borca itiraz bakımından, öncelikle imzaya itiraz konusu çözümlendiğinden ayrıca karar verilmemiştir." şeklinde karar verilmiştir. Davacılar istinaf dilekçesinde özetle, lehlerine tazminat hükmedilmesi gerektiğinden bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
O halde mahkemece borçlulardan ...’nın imzaya itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan borçlu şirket, yapılan takibe karşı imzaya itiraz edip müşterek çift imza ile temsil edildiğinin ve senetlerdeki imzaların şirket temsilcilerinden ...’ya ait olduğunun anlaşılması karşısında itirazının İİK 169/a-5 maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olduğunun kabulünün gerektiği, kabulü göre de, itirazın kabulü halinde İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
na ait olup olmadığının tespiti yönünde, imza incelemesi yapılmak suretiyle, yine borca ve fer'ilerine yönelik itirazlarının ise İİK'nun 169/a maddesine göre esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak borçluların yetkiye, borca ve imzaya itirazlarının reddine, takip durdurulduğu gerekçesi ile İ.İ.K. 169/A-6 maddesi uyarınca asıl alacağın %20 sinden aşağı olmayan 760.000,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. İİK'nun 170/b maddesi delaletiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 67/3. maddesinde; "İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötüniyetin sübutuna bağlıdır" hükmü yer almaktadır....
Taraflar arasındaki imzaya ve borca itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince imzaya itirazın reddine, borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, borçlunun imzaya ve borca itirazının reddine, takip geçici olarak durdurulmadığından borçlu aleyhine tazminata ve para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı muteriz borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki imzaya ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ve yasal şartları oluşmadığından davalı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu ve davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki imzaya ve borca itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ve yasal şartları oluşmadığından davalı vekilinin tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararın davacı borçlu ve davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Borçlunun başvurusu, bu hali ile İİK'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Somut olayda, takibe konu senedin, keşideci borçlu şirket adına Baysal Hilmi Saygılı tarafından imzalandığı hususu her iki tarafın da kabulünde olup Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabına göre davacı şirketin 17.12.2018 tarihinden 07.10.2019 tarihine kadar T2, 25.09.2019 tarihinden itibaren Duran Belhan tarafından atılacak münferit imza ile temsil edildiği, Baysal Hilmi Saygılı'nın 21/12/2018 tarihi itibariyle yetkisinin sona erdiği, senedin keşide tarihi olan 18/08/2019 tarihinde yetkili olmayan temsilci tarafından imzalandığı anlaşılmakla borca itirazın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. İtirazın borca itiraz olarak kabulüne karar verilmesi gerekirken imzaya itiraz olarak kabul edilmesi gerekçede hatadır. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 07/06/2016 tarih 2016/2105 esas 2016/16101 karar) Söz konusu bono şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığından borçlu şirketi bağlamaz....