WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; örnek (10) numaralı ödeme emrinin borçluya 06.12.2012 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan bu tebligata karşı itiraz dilekçesinde tebligat usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, borçlunun 12.12.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği görülmektedir. Mahkemece İİK'nun 168/4. maddesi gereğince itirazın yasal 5 günlük sürede yapılmadığı imzaya ve borca itirazın süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararı sonucu itibariyle doğrudur Ancak; istemin süre yönünden reddine karar verilmesi halinde borçlunun tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu anlaşıldığından kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Somut olayda, Adli Tıp Kurumu’nun 11.05.2015 tarihli raporunda, “imzaya itiraz edenin imzası” ile “takibe konu senetteki imzaların” aynı elden çıktıklarını gösterir yeterli nitelikte bulgu saptanmadığı belirtmiş olup, bilirkişi raporunun bu haliyle takibe konu senetteki imzanın “itiraz eden borçluya” ait olmadığı yönünde kesin kanaat bildirdiğinin kabulü gerekir. Öte yandan icra takibinin dayanağı olan bonoda alacaklının lehdar olup, borçlunun ise keşideci olduğu görülmektedir. Bu durumda, lehdar ile imzaya itirazı kabul edilen keşideci doğrudan ilişki içinde olduğundan keşideci imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Keşideci imzasının borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ile sorumlu tutulması gerekir....

      Borçlunun 16.12.2013 tarihli şikayet dilekçesinde, açıkca imzaya itirazı olmayıp, aksine ödeme emrinin tebliği ile imza inkarına dayalı dava açacağını beyan emiştir. Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı gibi, HMK.nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve dava prosedüründe tatbiki mümkün olan ıslah müessesesinin imzaya itiraz hakkında uygulanma olanağı yoktur. O halde, mahkemece, şikayet dilekçesinde ileri sürülen hususlar ile bağlı kalınarak sonuca gitmek yerine, şikayet dilekçesinde açıkca imzaya itiraz bulunmamasına rağmen imza incelemesi yapılarak sonuca gidilmesi isabetsizdir....

        gerekçesiyle imzaya ve borca itirazın süresinde olmadığından reddine karar verildiği görülmektedir....

          Dava İİK'nun 170. maddesi uyarınca açılmış imzaya itiraz davasıdır. Davacı tarafça imzaya itiraz edildiğinden mahkemece davacıların imza örnekleri temin edilmiş, dosya bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 05/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda inceleme konusu senetlerde davacı T1 adına atfen atılı bulunan imzaların davacı T1'ün eli ürünü olduğu, davacı T2 adına atılı imzaların T2 eli ürünü olmadığı, taklit edilmek suretiyle atıldığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir....

          İtiraz üzerine ...'nde düzenlenen 31.05.2013 günlü raporda ise, çekteki ciranta imzasının teşhise götürecek karakteristik materyal, önemli yazı ve tanı unsuru içermeyen, karalama tarzında basit tersimli bir imza olması nedeni ile aidiyetinin ve borçlunun eli mahsulü olup olmadığının tespit edilemediğinin açıklandığı görülmüştür. Mahkemece itiraz üzerine aldırılan Adli Tıp Raporunda her ne kadar imzanın borçluya ait olup olmadığı hakkında bir tespite gidilememiş ise de, ilk rapora üstünlük tanınması halinde borçlunun imzaya itirazının reddine, ikinci rapora üstünlük tanınması halinde ise imzanın aidiyeti konusunda oluşan belirsizliğin borçlu lehine yorumlanması sureti ile imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden ve her iki rapor arasında çelişki oluşmuştur....

            Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde; borçlunun örnek (10) numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine İİK'nun 168/4. maddesinde öngörülen yasal beş (5) günlük sürede icra mahkemesine başvurarak yetkiye, imzaya ve borca itiraz etmesi gerektiği, somut olayda, davacı aleyhine yapılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde ödeme emrinin davacıya 14.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, borca ve imzaya itiraz süresinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün olduğu, 04/10/2020 tarihinde yapılan itirazın süresinde olmadığı, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde de dava dilekçesinde bir iddianın bulunmadığı, mahkemece imzaya itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın süre yönünden reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur...

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/2700 KARAR NO : 2020/2123 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK M TARİHİ : 30/04/2019 NUMARASI : 2018/285 ESAS 2019/402 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında İstanbul Anadolu 11 İcra Müdürlüğünün 2018/175 sayılı icra dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takip dayanağı çekin arkasında müvekkili adına yapılan cirodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, borca ve imzaya itiraz ettiklerini beyanla, takibin iptaline, %20 den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            İcra Hukuk Mahkemesi'nin 04/07/2019 tarih, 2019/350 Esas, 2019/475 Karar sayılı kararı ile Mersin İcra Müdürlüğü'nün yetkisizliğine icra dosyasının Ahlat İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verildiği, örnek 10 ödeme emrinin takip borçlusu davacıya 13/09/2019 tarihinde tebliği üzerine yasal süre içerisinde borca ve imzaya itiraz edildiği görülmektedir. Öncelikle davacının yetkisiz icra müdürlüğünde yürütülen takibe ilişkin yapılan itiraz üzerine taraflar arasında görülen davada takip borçlusunca imzaya itirazdan feragat edildiği gözetildiğinde yetkili icra müdürlüğünde yeniden ödeme emri gönderilmesi üzerine davacının imzaya itirazının incelenmesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince davacı borçlunun imzaya itirazdan feragat ettiğine ilişkin kabulü isabetli değildir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece"İmzaya itirazın KABULÜ ile takibin davacı borçlu yönünden DURDURULMASINA, -Yasal koşulları oluşmadığından davacı yanca talep edilen tazminatın REDDİNE , -Sair itiraz ve şikayetlerin imzaya itiraz kabul edilmekle bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu