WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, icra takibi mahkemece tensiple durdurulduğundan mahkemece imzaya itirazı reddedilen borçlu ... yönünden alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, kötüniyet bulunmaması nedeniyle bu yöndeki alacaklı isteminin reddi isabetsiz olduğu gibi, mahkemece borçlulardan ...'in imzaya itirazı kabul edildiğine göre İİK’nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durmasına karar verilmesi gerekirken, iptali yönünde hüküm tesisi de isabetsizdir. 2) Borçluların temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değilse de, İcra takibi, dayanak bononun lehdarı tarafından keşideciler hakkında yapılmaktadır. Lehdar bonodaki imzanın keşideci borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan senedi alan alacaklı, imzaya itirazı kabul edilen keşideciye karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmelidir....

    Somut olayda, icra takibi mahkemece tensiple durdurulduğundan mahkemece imzaya itirazı reddedilen borçlu ... yönünden alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, kötüniyet bulunmaması nedeniyle bu yöndeki alacaklı isteminin reddi isabetsiz olduğu gibi, mahkemece borçlulardan ...'in imzaya itirazı kabul edildiğine göre İİK’nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durmasına karar verilmesi gerekirken, iptali yönünde hüküm tesisi de isabetsizdir. 2) Borçluların temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sair temyiz itirazları yerinde değilse de, İcra takibi, dayanak bononun lehdarı tarafından keşideciler hakkında yapılmaktadır. Lehdar bonodaki imzanın keşideci borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan senedi alan alacaklı, imzaya itirazı kabul edilen keşideciye karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmelidir....

      İcra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, İİK.nun 170/4. maddesinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ve %10’u para cezasından sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, bilirkişi raporu ile takibe konu senetteki imzanın “itiraz eden borçluya” ait olmadığı yönünde kesin kanaat bildirdiği belirlendiğine ve icra takibinin dayanağı olan bonoda alacaklının lehtar olup, borçlunun ise avalist olduğu ve bu durumda, lehtar ile imzaya itirazı kabul edilen avalistin doğrudan ilişki içinde olduğu belirlendiğinden, alacaklının, avalist imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerekir....

        İcra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, İİK'nun 170/4. maddesinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ve %10 oranında para cezasından sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, takip dayanağı olan bonoda alacaklının lehtar olup, borçlunun ise avalist olduğu görülmektedir. Bu durumda, lehtar ile imzaya itirazı kabul edilen avalist doğrudan ilişki içinde olduğundan, lehtar, avalist imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın, borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı, borçluya karşı başlattığı takipte, en azından ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerekir....

          İİK'nun 170/4. maddesine göre; icra mahkemesi, imzaya itirazın kabulüne karar vermesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın % 10’u oranında para cezasına mahkum eder. Somut olayda, alacaklı ...nin, takip dayanağı senette lehtar, borçlu ...’in avalist olduğu görülmektedir. Bu durumda alacaklı, borçlu ile doğrudan ilişki içinde olduğundan imzanın adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir....

            Somut olayda, Adli Tıp Kurumu’nun 11.05.2015 tarihli raporunda, “imzaya itiraz edenin imzası” ile “takibe konu senetteki imzaların” aynı elden çıktıklarını gösterir yeterli nitelikte bulgu saptanmadığı belirtmiş olup, bilirkişi raporunun bu haliyle takibe konu senetteki imzanın “itiraz eden borçluya” ait olmadığı yönünde kesin kanaat bildirdiğinin kabulü gerekir. Öte yandan icra takibinin dayanağı olan bonoda alacaklının lehdar olup, borçlunun ise keşideci olduğu görülmektedir. Bu durumda, lehdar ile imzaya itirazı kabul edilen keşideci doğrudan ilişki içinde olduğundan keşideci imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Keşideci imzasının borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ile sorumlu tutulması gerekir....

              Dairemizin kaldırma kararından sonra mahkemece yapılan yargılama neticesinde; takibe konu konu bononun incelenmesinde; 15/03/2018 tanzim ve 11/06/2019 vade tarihli olduğu, düzenleme yerinin İstanbul olarak yazılı olduğu, ihtilaf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu, lehtarın davalı/alacaklı olduğu, keşidecisinin davacı/borçlu olduğu, öncelikle yetki itirazı yönünden yapılan değerlendirmede; bonoda tanzim yeri olarak "istanbul" yazılı olduğu görülmekle yerinde olmayan yetki itirazının reddi gerektiği, davacı borçlu tarafın imzaya itirazı incelendiğinde, bu yönde davacıya ait kurumlardan toplanan samimi imza örnekleri ve davacının huzurda atılmış imza ve yazı örnekleri ile birlikte, imzanın davacının el ürünü olup olmadığının tesbit ve değerlendirilmesinin yapılması için dosya kül halinde bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından hazırlanan raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu davacının imzaya ilişkin itirazının yerinde olmadığı, yetki ve imza itirazı dışında davacı tarafın...

              Bu durumda, lehtar ile imzaya itirazı kabul edilen avalist doğrudan ilişki içinde olduğundan, aval imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Aval imzasının, borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte en azından ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ile sorumlu tutulması gerekir. O halde, mahkemece, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tazminat isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi. ZA...

                İcra Müdürlüğünce dosyanın Karapınar İcra Müdürlüğüne gönderildiği, Karapınar İcra Müdürlüğünce 2019/1011 Esasa kaydı yapıldıktan sonra, ödeme emri düzenlenerek davacı borçluya tebliğ edilmesi nedeniyle iş bu imzaya itiraz davası açılmış ise de, henüz Konya 2. İcra Müdürlüğünde başlatılan takibe yönelik borçlunun yetki itirazı üzerine verilmiş yetkisizlik kararı kesinleşmeden icra dosyası Karapınar İcra Dairesine gönderildiğinden, bu icra dairesince yapılan takip işlemleri yok hükmünde olup, bu hususun re'sen gözetilerek ilk derece mahkemesince davacının imzaya itirazı incelenmeksizin bu icra dairesince yapılan takip işlemlerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, davacının imzaya itirazının esastan incelenerek kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

                e 20.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itirazının ise yasal 5 günlük süreden sonra 29.08.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin değerlendirilerek, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin tesbiti halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve düzeltilen tebliğ tarihine göre imzaya itirazı süresinde ise itirazın esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  UYAP Entegrasyonu