İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/02/2022 NUMARASI : 2021/536 ESAS - 2022/392 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle, İstanbul 19.İcra Müdürlüğünün 2021/11932 Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başladığını, senetlerin üzerindeki imzaların şahsına ait olmadığını ileri sürerek imzaya ve borca itiraz etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetk,i itirazının yerinde olmadığını, davacının tacir olduğunu, Yalova adresinde faaliyet gösterdiğini, ayrıca para alacağına ilişkin alacak nedeni ile müvekkilinin adresinin Tuzla İstanbul olması nedeni ile yetki itirazının geçersiz olduğunu, İstanbul Anadolu ve Yalova İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak tetkik edildiğinde; davacı borçlu, aleyhine başlatılan icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine, takibe konu senetlerdeki imzaya ve borca itiraz etmiş ise de; usule ilişkin itiraz olması nedeniyle mahkememizce ilk olarak borçlunun yetkiye itirazı değerlendirilmiştir. Davacı, İstanbul Anadolu icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ederek yetkili olduğunu ileri sürdüğü Karamürsel İcra Müdürlüğüne dosyanın gönderilmesi talebinde bulunmuştur....
ın yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda; borca ve imzaya itiraz ederek takibin durdurulması ve iptalini talep ettiği mahkemece borca itiraz nedenleri incelenerek davanın reddine karar verildiği görülmektedir.Borçlunun yasal süresi içinde icra mahkemesine yaptığı başvuruda borca itirazlarının yanında ayrıca imzayada itiraz ettiği anlaşıldığından mahkemece imza itirazına ilişkin değerlendirme yapılmadan karar verilmesi doğru değildir.O halde mahkemece imza itirazının da esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ:Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İtiraz ise İ.İ.K.'nın 265. Maddesinde düzenlenmiş olup; Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.Borçlu vekili tarafından imzaya ve yetkiye itiraz edilmiş, mahkemece yetki itirazının reddine, itiraz edenin ihtiyati tedbirin verilme sebeplerine yönelik itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Somut olayda, imzaya itiraz eden keşideci ...'...
Somut uyuşmazlıkta davalının icra takibine konu borcun tamamına itirazı bulunmamakta olup, aksine ödenmeyen bakiye borç bulunduğu kabulündedir. Davalının itirazı alacaklı bankanın yapılan bir kısım ödemeleri alacaktan mahsup etmemesine yöneliktir. Bu durumda davalının icra takibine yönelik itirazı kısmi itiraz niteliğindedir. İİK'nun 62/4 maddesinde ise kısmi itirazın ne şekilde yapılacağı hükme bağlanmıştır. Anılan madde; " Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır." hükmünü içermektedir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, icra takibine kısmi itirazda bulunan davalının itiraz ettiği borç miktarını açıkça itiraz dilekçesinde belirtmediği görülmüştür....
İcra Mahkemesinin 2019/168 Esas 2019/220 Karar sayılı ilamı ile yetki itirazının kabulüne karar verildiği, kararın 12.03.2019 tarihinde kesinleştiği, alacaklı vekilince süresinde yetkili icra dairesine dosyanın gönderilmesi talebinde bulunulduğu, İstanbul icra müdürlüğü esasına kaydedildiği, davacı vekilince zamanaşımı itirazı ile imzaya ve borca itiraz edildiği, talep edilen faizin fahiş olduğu beyan edilerek icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece imza itirazının reddine fazla talep edilen faiz yönünden takibin iptaline karar verildiği, davalı alacaklı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafa ödeme emri 21.07.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 5 günlük itiraz süresinin son günün 26.07.2020 tarih pazar gününe denk gelmesi sebebi ile 27.07.2020 tarihli itiraz süresinde olup davalının bu yöndeki iddiaları yerinde görülmemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/32662 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine gidildiği, 02/10/2018 tarihinde ödeme emrinin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı vekilinin süresinde vermiş olduğu itiraz dilekçesinde "müvekkilin alacaklıya likide edilmiş herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Takibe, yetkiye, borca, işlemiş faize, faiz oranına, cezai şarta ve tüm ferilerine itiraz ettiğimizden takibin durdurulmasına" beyanı ile takibin durdurulmasına istemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/337 Esas sayılı dosyasıyla ödeme emrinin tebliğine yönelik şikayette bulunduğu, aynı Mahkemede istinafa konu 2020/339 Esas sayılı dosyasıyla imzaya ve borca itiraz ettiği, Mahkemece her iki dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal süresinde yapılmadığı gerekçeleriyle reddine karar verildiği, karar tarihi itibarıyla ve halen davacı borçlunun usulsüz tebliğe yönelik şikayetinin reddine dair kararın kesinleşmemiş olduğu anlaşılmaktadır. Davacının imzaya ve borca itirazının süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetinin kesin olarak sonuçlanmasına bağlıdır....
- K A R A R - Davacı vekili, yasal süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmeyen 4 adet hamiline yazılı çeke dayalı ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; Kayseri 2. İcra Dairesi'nin 2009/3954 takip sayılı dosyasında, borçlular tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiği, davalı- borçlu şirketin itirazı üzerine 13.05.2009 tarihinde, davalı-borçlu ...' in itirazı üzerine 14.04.2009 tarihinde takibin her iki borçlu açısından durdurulduğu, alacaklı tarafından Kayseri 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava İİK'nın 170. maddesi uyarınca imzaya itiraz, takibe konu çekin zamanaşımına uğradığına ve kambiyo vasfı olmadığına dair şikayet, borca ve faize itirazdır. Düzce İcra Müdürlüğü'nün 2021/16471 esas sayılı dosyasında, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu şirket ve dava dışı borçlular aleyhine 1 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, eldeki davanın davacı borçlu şirket tarafından açıldığı anlaşılmıştır....