Dava dilekçesinde, davacıların açıkça imzaya itiraz ettikleri, borcu kabul etmemelerinin takibe konu senetteki imzayı kabul etmemeleri nedeniyle olduğu, açıkça borca itiraz sebepleri belirtilerek bir borca ve faize itirazlarının olmadığı anlaşıldığından, HMK'nın 357. maddesi uyarınca, istinaf dilekçesindeki borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz edildiği yönündeki istinaf sebebinin değerlendirilmesi mümkün değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacılar vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İzmir 4....
A.Ş arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden borçluya teminat mektubu kredisi kullandırıldığını, diğer davalıların sözleşmeye müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek davalılara ihtarname gönderildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmediğini, alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibinin davalıların borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmeleri üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ...,..., ... ve ... Ltd.Şti vekili, davaya konu borcun zamanaşımına uğradığını, ayrıca ... ve ...'ın sözleşmedeki imzalarının sahte olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalılar ... ve ... davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava genel kredi sözleşmesinden doğan nakit ve gayrinakit alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalılar... ve ...'...
olmayan bir senedin söz konusu olduğunu, faize ve faiz oranına da açıkça itiraz ettiklerini, beyanla senetteki imzanın şirket yetkilisi Aslı Koç Gökçe'ye ait olmaması sebebiyle imzaya itirazın kabulüne, taraflar arasında borç ilişkisi bulunmadığı için borca faize ve faiz oranına itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına ve karşı taraf aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir Davalı vekili cevap dilekçesinde taraflar arasında inşaat yapım işi sözleşmesi bulunduğunu,.senedin şirket genel müdürü Murat Bayraktaroğlu tarafından imzalandığını,bu şahsın imza sirkülerinin ne zaman çıkartıldığının senedin sıhhati ile ilgili bulunmadığını,alacağın gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalılar------- Vekili Takip konusu Borca ve ferilerine, yetkiye ve takip konusu dayanak yapılan belgelerdeki imzalara itiraz ettiklerini talep etmiştir. Davalı ----- Vekili cevap dilekçesinde özetle; alacak sebebi ihtarname ekstre, sözleşme usulüne uygun tebliğ edilmemiş olup, neye göre hesap edildiği anlaşılmayan asıl alacak ve asıl alacağa işletilmek istenen fahiş faize ve diğer talep edilen tüm ferilerine itiraz ettiklerini belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, banka tarafından müteselsil kefiller aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır....
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, işlemiş faize itirazın kabulü ile takip ve davacı borçlu açısından toplam 9532,60- TL işlemiş faiz talep edilebileceği anlaşılmakla fazla işlemiş faize ilişkin takibin durdurulmasına, diğer itirazların reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; bilirkişi tarafından sadece emsal imza incelemesi yapıldığını, müvekkilinin huzurda imzalarının alınması ve bu imzalar üzerinde de inceleme yapılması gerekirken emsal imza incelemesi ile yetinilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflar arasında ticari ve hukuki herhangi bir ilişki bulunmadığını, ticari defter kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, faize yapmış oldukları itiraza yönelik ilk derece mahkemesince yapılan hesaplamanın da dayanaksız ve belirsiz olduğunu ileri sürerek, istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir....
- K A R A R - Dava, kredi kartı borcundan kaynaklanan icra takibinde imzaya ve borca karşı yapılan itirazın iptali ve %40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davalı borçlu her ne kadar imza itirazında bulunmuş ise de, davalı borçlu adına çıkarılan ve usulüne uygun tebliğ edilen isticvap davetiyesine rağmen duruşmaya gelmeyip imza örneklerini de vermeyerek sözleşmedeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş sayılacağı, borca itiraz yönünden yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda da davalı borçlunun borca ve faize itirazında kısmen haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, itirazın 9.929,73 TL. asıl alacak, 858,65 TL. işlemiş faiz ve 42,93 TL. BSMV olmak üzere toplam 10.831,31 TL. üzerinden iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/14115 esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibinde bulunulduğu, takibe dayanak yapılan 9.400 Usd tutarlı bonolarda kefil olarak imzası bulunmadığı gibi lehtar ile alışverişinin de olmadığını, bonoların yetkili temsilci tarafından ciro edilmediğini, takip konusu bu bonolarla ilgili borcun aslına, takibe, işlemiş faize ve faiz oranı ile işleyecek faize itiraz ettiğini, takip konusu edilen diğer bonolarla ilgili olarak ise takip talebinde belirtilen %19,5 oranına göre hesaplanan işlemiş faiz tutarına ve takip tarihinden sonra da yıllık %19,5 oranında faiz işletilmesine itiraz ettiğini bu nedenlerle takibin durdurularak iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının şirket adına itirazda bulunamayacağı, imza itirazının kötü niyetli ileri sürüldüğünü, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Davacının davasının reddine, dair karar verilmiştir....
İmzaya itiraz ile ödeme itirazında bulunulduğundan ve bu iki itiraz birbiriyle çeliştiğinden geçerli bir imza itirazı yoktur. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince ödeme itirazı ve faize yönelik itirazın, borca ve ferilerine itirazın incelenmesi gerekirken imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Bu nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne , ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353- 1- a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak karar verilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir....
Açıklanan nedenlerle; davacıların istinaf başvurularının HMK'nın 353/1- a-6 bendi gereğince esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, Mahkemece; öncelikle her bir davacı yönünden davanın süresinde açılıp açılmadığı değerlendirildikten sonra, takip talebi ve takibe konu tüm bonoların asılları temin edildikten ve takip talebinde yabancı para alacağının Türk Lirası karşılığının gösterilip gösterilmediği resen dikkate alındıktan sonra, süresinde dava açan davacılar yönünden tüm bonolar ve mukayeseye esas belgeler dikkate alınarak imza hususunda rapor alınması, devlet bankalarından faiz oranları sorulduktan sonra faize itiraz hususunda bilirkişi raporu alınması ve HMK'nın 297/2. maddesi gereğince davacıların imzaya, borca, işlemiş faize ve faiz oranına itirazları hakkında ayrı ayrı olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının imza itirazında bulunduğu senetler altındaki imzanın kendisine ait olduğu, takip açılırken 8539 numaralı senedin sehven 8656 olarak belirtildiği, davacının bu yöndeki iddialara itiraz etmediği, taraflar arasında düzenlenen kredi sözleşmesinde faize ilişkin düzenleme bulunduğu ve bu sebeple faize yapılan itirazın da yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava, kredi sözleşmesine dayalı borç senetlerinden dolayı fazla ödenen bedelin istirdadı istemidir....