Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Takip talepnamesinde talep edilen ve uygulanan faiz oranında fazlalık bulunmadığı, ödeme emrinde İcra Dairesinin İBAN numarasının gösterildiği ve bu yöndeki itiraz ve şikayetlerin yerinde olmadığı, Davacı tarafa tatbik imza örneklerini vermek üzere kesin süre verildiği, kesin sürede tatbik imza örneklerinin verilmediği, imza örneği vermemenin neticelerinin usulünce hatırlatıldığı ve bu sebeplerle imza örneği vermekten kaçındığı ve takip dayanağı bono üzerindeki imzanın Davacıların el ürünü olduğunun kabulünün gerektiği, Davacı T1 hakkında İstanbul 3....

ve bu iddialarının neden reddedildiğine dair hiçbir sebep gösterilmeksizin gerekçesiz olarak davanın reddine karar verildiğini, bu kapsamda, faize itiraz yönünden de gerekli incelemelerin yapılarak yeniden hüküm kurulması gerektiğini belirterek, kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

İcra mahkemesi dar ve sınırlı yetkili mahkemedir. Tanık dinlenemez ve yemin deliline de dayanılamaz. Bu hale göre davacının borca itirazı yerinde değildir.Mahkemece faize ilişkin şikayetin değerlendirilmesine esas olmak üzere istenebilecek faiz hesabı için dosya resen seçilen Hesap bilirkişisi Bilal Güneş'e tevdi edilerek itiraz konusunda rapor alınmış (İstinaf Bozma kararı öncesinde), bilirkişi dosyamıza verdiği ve dosya içeriğine uygun hüküm kurmaya yeterli görülen 27.11.2017 tarihli raporunda sonuç olarak talep edilebilecek toplam faiz miktarının 3.059,18 TL olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Bu haliyle incelenen takip talebinde istenilen faiz miktarının 3.114,25 TL olduğu görülmüş bu haliyle davacının faize yönelik itirazı yerinde görülmüştür. Açıklanan gerekçelerle davacının imzaya ve borca itirazının reddine, faize itirazının ise kabulüne karar verilmiştir. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle: Elazığ 1....

Mahkemece herhangi bir imza incelemesi yapılmaksızın kesin süreye riayetsizlik nedeniyle imzaya itirazın reddine karar verildiğinden borçlunun inkar tazminatıyla sorumlu tutulması ve borçlunun faize itirazı konusunda inceleme yapılmaması ve olumlu olumsuz bir karar verilmemesi yasaya uygun bulunmamıştır. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Raporuna göre, sözleşmedeki imzaların davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili dava dilekçesinde sözleşmedeki imzaya itiraz ile birlikte faize de itiraz etmiş, mahkemece imza incelemesi yaptırılmış ve imzanın davacıya ait olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise, davacının faize yönelik itirazlarının da değerlendirilmesi için bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir....

      SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl alacak kabul edilerek ve fakat şartları oluşmadığı için işlemiş faize itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında hukuki yararın bulunmadığını, sadece işlemiş faize itiraz edildiği halde genel anlamda itirazın iptali istenemeyeceğini, süresinde faturaya itiraz edilmemesinin vadenin kabul edildiği anlamına gelmeyeceğini savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, davalı borçlunun aleyhine başlatılan icra takibinde asıl alacak tutarına bir itiraz etmediği, asıl alacak tutarını ödediği, sadece faiz tutarına itiraz ettiği, şartları oluşmayan bir alacak kalemi için icra takibi başlatılması ve itiraz üzerine huzurdaki davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun imzaya ve kambiyo vasfı ile faize itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, imza itirazının ve diğer taleplerin reddine karar verildiği görülmektedir. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

        Alacaklı belgede imzasının bulunmadığını ve belgenin başka yerden kesildiğini iddia etmiş olması karşısında, mahkemece ödeme belgesine karşı yapılan iddialar dikkate alınarak usulüne uygun olarak gerekli inceleme (imza incelemesi) yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken, mahkemece belge altındaki imza alacaklı tarafından kabul edilmediğinden bahisle, itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de, borçlu takipte istenilen faize de itiraz ettiğini belirtmesine rağmen mahkemece bu hususta olumlu olumsuz bir karar verilmemesi yerinde değildir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14/06/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Bölge Adliye Mahkemesi Kararı C.1.Gerekçe ve Sonuç İİK'nın 169/a-1 maddesinde sayılan belgelerle borca itirazın ispatlanamadığı, itiraz dilekçesinde işlemiş faize de itiraz edildiği, bononun vade tarihinin 15.06.2017; takip tarihi ise 06.12.2017 olduğu, buna göre 350.000 x 174 x 9,75 /36.500 = formülüyle 16.267,81 rakamına ulaşıldığı, takipte istenen işlemiş faiz tutarının da 16.267,81 TL olduğu, itiraz dilekçesinde delil olarak menfi tespite ilişkin dava dosyasına yer verilmediği, genel mahkemelerde açılan davaların, dar yetkili icra hukuk mahkemesinde görülen itiraz davalarında bekletici mesele yapılamayacağı, İİK'nın 170/b maddesi delaletiyle aynı Kanun'un 67/3. maddesi gereğince muteriz borçlular aleyhine, kötüniyetle imza itirazında bulundukları ve borca itiraz ettikleri saptanmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin isabetli olduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit...

            Mustafa BUYURGAN Başkan 30660 e-imza Halit ÇAVUŞ Üye 41413 e-imza Ahmet ALBAYRAK Üye 40938 e-imza Hatice DEMİRÖRS Katip 93534 e-imza...

            UYAP Entegrasyonu