Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı tarafından söz konusu uygulamaya ilişkin Belediye Encümen Kararının iptali için açılan İstanbul 1.İdare Mahkemesi'nin 2013/2083-2015/513 sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda 19/03/2015 tarihli karar ile imar uygulamasının iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda; söz konusu uygulamanın iptaline ilişkin İdare Mahkemesinin kararının kesinleşip kesinleşmediği, Belediye Encümenince iptal kararı üzerine yeniden uygulama kararı alınıp alınamadığı ve imar uygulamasına ilişkin işlemlerin geri dönüşüm işleminin gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılıp, en son tapu kayıtları getirtilerek, taşınmaz başında yeniden keşif yapılıp imar uygulamasının iptal edildiği gözönünde bulurdurularak, el atma olgusunun varlığı tespit edilip, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

    GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri, istinaf sebepleriyle bağlılık ve kamu düzeni ilkesi dikkate alındığında; 1- Davacıya ait eski 29 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucunda 589 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davacıya tahsis edildiği, 111,37 m2'lik kısmının bedele dönüştürüldüğü anlaşılmıştır. Davacıya imar uygulaması sonucu tahsis edilen 589 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin imar uygulamasının iptali davası açılmadığı gibi, taşınmaza ve üzerindeki yapıya fiilen el atılmamıştır....

    Davalılar, intifa hakkının imar uygulamasından önce oluştuğunu ayrıca davacı ile paydaş oldukları 11 parsel sayılı taşınmazdaki imar uygulamasının iptali için idari yargıda dava açtıklarını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, imar uygulamasının idari yargıda iptal edildiği bu nedenle davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davalı yan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur. Hükmü, davalılar dava açılmasına sebebiyet vermedikleri bu nedenle de yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle temyiz etmişlerdir.Bilindiği gibi; HUMK.nun 413 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan tahsil edilir. Davanın konusuz kalması halinde de mahkemenin yargılamaya devam ederek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve o tarafı yargılama giderlerinden sorumlu tutması gerekir. Eldeki dava, intifa hakkı terkini isteğine ilişkindir....

      Davalılar, intifa hakkının imar uygulamasından önce oluştuğunu ayrıca davacı ile paydaş oldukları 11 parsel sayılı taşınmazdaki imar uygulamasının iptali için idari yargıda dava açtıklarını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, imar uygulamasının idari yargıda iptal edildiği bu nedenle davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davalı yan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur. Hükmü, davalılar dava açılmasına sebebiyet vermedikleri bu nedenle de yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacakları gerekçesiyle temyiz etmişlerdir. Bilindiği gibi; HUMK.nun 413 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan tahsil edilir. Davanın konusuz kalması halinde de mahkemenin yargılamaya devam ederek, dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve o tarafı yargılama giderlerinden sorumlu tutması gerekir. Eldeki dava, intifa hakkı terkini isteğine ilişkindir....

        Belediyesince yapılan 37 nolu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini ve böylece oluşturulan imar parsellerinin tapu kayıtlarının yolsuz tescil statüsüne düştüğünü ileri sürerek; Kabasakal Köyü 1176 (204) kadastro parsel nolu taşınmazın kadastro sınırları içerisine imar uygulaması ile tahsis edilen Kabasakal Köyü 5604 ada 28, 29 ve 30 ile 5655 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile yine yol alanına isabet eden kısımla birlikte düzenleme öncesi kadastral ve kök parsele geri dönüşümünü teminen Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, yasal zorunluluk nedeni ile taraf sıfatı kalmayan davalı ......

          Şti. vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral parselin ihyası isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, müvekkillerine miras kalan ... parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda Karataş Belediye Encümeninin, 16.09.2008 tarih, 140 sayılı Kararı ile imar uygulaması yapıldığını, imar uygulamasının Adana 1. İdare Mahkemesinin, 30.12.2010 tarihli, 2009/1362 Esas, 2010/1734 sayılı Kararı ile iptal edildiğini ileri sürerek ...,... ada 2 parsel sayılı taşınmazların tapularının iptali ile kadastral duruma dönülmek suretiyle müvekkilleri adına tescilini talep etmiştir. Davalı Şirket vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen ilk kararın temyizi üzerine; Yargıtay 14....

            ın ise 9 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, imar uygulaması sonucu ...'ın 26, ...'in 25 ve 30 ...'ın ise 24 parsel sayılı taşınmazın maliki haline geldiğini, imar uygulamasının iptali için 2001 yılında ... idare mahkemesinde dava açtıklarını, davanın kabul edildiğini ve kendi parselleri yönünden imar uygulamasının iptal edildiğini, ... ve ... yönünden kararın kesinleştiğini, Şevket yönünden ise kararın temyiz aşamasında olduğunu, ...'in parselinde inşaat çalışması olduğunu, inşaatın bitirilmesi durumunda zararlarının olacağını ileri sürerek inşaat işinin tedbiren durdurulmasına, elatmanın önlenmesine ve taşınmazlara tecavüzlü binanın yakılmasına karar verilmesini istemişler, yargılamanın devamı esnasında 07/05/2012 tarihli dilekçeleri ile ...'in de davaya dahil edilmesini talep etmişlerdir.. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu kütüğünde tescilli olan parseller yönünden bir tecavüz olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

              Elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, yıkım isteğinin ve birleşen dosyadaki tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “... imar uygulamasının kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, imar uygulamasının kesinleşmiş olduğunun saptanması halinde taşınmazın mülkiyet durumu yönünden davacının davadaki sıfatının etkilenip etkilenmediğinin değerlendirilmesi, etkilenmediğinin tespiti durumunda imar çapının kadastral yöntemlere uygun biçimde yerinde uygulanması, nizalı bölümlerin bu parsel kapsamında kalıp kalmadığının kesin şekilde ortaya çıkarılması, imar uygulamasının iptal edilmiş olduğunun saptanması halinde ise, kadastral mülkiyet durumunun ihyasının gerekip gerekmediğinin üzerinde durulması, tüm paydaşları bağlayan bir kullanım biçimi oluşup oluşmadığının araştırılması, bununla birlikte Adi Şirket Sözleşmesi başlıklı tarihsiz belgenin de gözetilmesi, kullanma biçimi ya da özel parselasyon sözkonusu değil ise, uyuşmazlığı paylı mülkiyet hükümleri gereğince...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine, kayden maliki olduğu 1250 (42) parsel sayılı taşınmazda Seyhan Belediye Encümeninin 06.08.1998 tarih 4372 sayılı kararı uyarınca 38 nolu imar düzenleme bölgesinde yapılan imar uygulaması sonucu park alanında kalan 4958 ada 1 parselin oluştuğunu, yine taşınmazda Adana Büyükşehir Belediyesinin 28.02.2007 gün 420 sayılı Encümen Kararı uyarınca yeni imar parselleri meydana geldiğini, gerek Seyhan Belediyesinin gerekse Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamalarının İdari Yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, 4853 ada 1, 2 ve 3 parsellerin hazineye ait 1250 kadastro parseline isabet eden kısımlarının tapularının iptali ile tescili olmadığı taktirde taşınmazın bedelinin davalılar Seyhan ve Adana Büyükşehir Belediyesinden tahsili isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 1463 kadastro parselinin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde Adana Belediyesi adına ihdas edilerek daha sonra yapılan imar uygulaması ile bu taşınmazın geometrik sınırı üzerine imar parsellerinin tahsis edildiğini, imar uygulamasının iptal edildiğini ileri sürüp bu kısmın eski hale ihyası suretiyle tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, 38 nolu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edilmediği gerekçesiyle davanın reddin karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

                    UYAP Entegrasyonu