Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılıp, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle ve emsal taşınmazların bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, Değerlendirmenin yapıldığı yıl itibari ile dava konusu taşınmaz ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal kabul edilen taşınmazların....
Ancak; Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda 517 parsel sayılı taşınmazın 29.06.2012 tarihli satışı emsal alınmış ise de; satış akit tablosuna göre taşınmazın 9/20 hissesi Limited Şirkete satılmış olup, satışın pay satışı ve ticari amaçlı olması sebebiyle özel amaçlı bu satışın emsal olarak değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 2014 yılı itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parseli mi olduğu ve imar parseli ise taşınmazdan kesilen düzenleme ortaklık payı oranı ilgili Belediye İmar Müdürülüğü ve Tapu Müdürlüğünden sorulmadan soyut gerekçelerle %20 oranında düzenleme ortaklık payı kesildiğini kabul ederek değer belirlenen rapor hükme esas alınacak nitelikte değildir....
itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Sicil Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulmasından, Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Sicil Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulmasından, Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kanunu’nun Ek-4. maddesi uyarınca kullanım kadastrosu yapılmayan taşınmazda 2010 yılında 3194 sayılı Kanun’un 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucu oluşan imar parseli üzerine konulan zilyetlik şerhinin terkini istemine ilişkin olup; davacı, imar uygulaması sonucu oluşan zilyetlik şerhinin terkinini talep ettiğine ve mahkemece de taşınmazın imar uygulaması ile oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğine göre temyizen incelenmesi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı ve önceki tarihli kararları ile 14. Hukuk Dairesi'nin görev alanına girmiş olduğundan Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'nun 04.07.2017 tarih ve 2017/1659, 2017/1577 Karar sayılı kararı ile dosyanın temyiz incelemesi yapmakla görevli Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesi gerekirken, “maddi hata” sonucu Dairemize gönderildiği ve esas defterine kaydedildiği anlaşılmakla, dosyanın Yargıtay 14....
satış tarihi itibariyle, fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğü'nden ayrı ayrı sorulduktan, Sonra, alınacak cevaplarla birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
den sorularak getirtilmesi; taşınmazlarla ilgili imar bilgilerinin ve bu imar işlemine yönelik ... ve Hayvancılık Bakanlığı ile ... ve Su İşleri Bakanlığı tarafından iletilen görüşlerin ilgili birimlerden getirtilmesi ve temin edilecek bilgi ve belgelerin Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 08.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.03.2013 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, intifa hakkının terkini isteğine ilişkindir. Davacı .... sayılı taşınmazın tamamı .... adına kayıtlıyken, imar uygulaması sonucu .... parselin oluştuğunu, vakfın 10316/150469 oranında paydaş haline geldiğini, diğer paydaşlardan ...'ün .... payı üzerinde 14.02.2011 tarihinde muvazaalı şekilde intifa hakkı tesis edildiğini, şerhin işlenmesinden sonra taşınmaz hakkında ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ileri sürerek, intifa hakkının terkinini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; imar uygulaması sonucu dava konusu taşınmazlarda lehine tesis edilen kanuni ipoteğin güncel değerinin tespit edilerek, ödenmesi talebi üzerine olduğu, davalıların maliki olduğu Mersin ili, Tarsus ilçesi, Fevziçakmak Mahallesi 2682 ada, 8, 9, 10, 12, 21, 23 parselde ve 2684 ada, 17 parselde kayıtlı taşınmazların tapu kaydında 11/10/1989 tarih ve 4541 yevmiye nolu, davacı lehine imar ipoteğinin tescil edildiği, imar uygulama cetvellerinden her bir davalının taşınmazı üzerinde davacı lehine konulan imar ipoteğin kaç m²’ye karşılık geldiği bilirkişi marifeti ile tespit edilerek, dava tarihi itibarı ile ipotek bedelinin güncel değerinin taşınmazların arsa niteliğine göre ve emsal taşınmazlar değerlendirilerek hesaplandığı anlaşılmış olup, davanın kabulü ile 11/10/1989 tarih ve 4541 yevmiye no'lu ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir....
Belediye Başkanlığının 24/03/2016 tarihli yazısına göre; dava konusu taşınmaz imar planı dışında kadastro parseli olup, emsal taşınmaz ise imar parseli olduğundan %31 oranında düzenleme ortaklık payının indirilmesi gerekirken indirim yapmayan ve dava konusu taşınmazın 2014 yılına esas m2 birim bedeli 0,65 TL emsal taşınmazın ise 13,00 TL olduğu anlaşılmasına rağmen, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan % 50 değerde kabul eden inandırıcı olmayan rapora göre hüküm kurulması doğru değildir....