Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/11/2020 NUMARASI : 2019/357 ESAS - 2020/664 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Takasa Dayalı) KARAR : 6100 sayılı HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında taşınmaz alım satımında "alım satıma konu taşınmazın yerinde değil" : alım satıma konu taşınmazın tapu bilgilerinde hata yapıldığını, 10 parselde kain taşınmaz kaydının iptali ile müvekkili T1 adına tescili, 3 parselde kain taşınmaz kaydının iptali ile davalı T3 adına tescilini talep etmiştir. Dava, hata, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali istemine ilişkindir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma isteği feragat nedeniyle reddedilerek, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası ve korkutma hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve terekeye iade isteğine ilişkindir....

    Somut olayda, davaya konu taşınmazların muris tarafından sağlığında 23/02/2009 tarihinde bağışlama işlemi olarak davalıya devredildiği, davacının dava dilekçesinde açıklama ve anlatımlarından davanın niteliğinin hile nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğu halde ilk derece mahkemesinin dava ve gerekçesinin muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescile dayandırmış olduğu ayrıca talep muris adına tescil olmasına rağmen davacının miras payına göre tapu iptali ve tescile karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır....

    Yargıtay HGK'nın 18.03.2021 tarih, 2017/ 1- 1212 E., 2021/304 K. sayılı kararında irade bozukluğu hallerinden korkutmayı ve korkutmanın koşullarını; "Korkutma (ikrah); bir kişinin yapmak istemediği bir hukuki işlemi, yapmadığı takdirde kendisinin veya yakınlarından birinin zarara uğratılacağı tehdidiyle yapması hâlinde ortaya çıkar. Böyle bir durumda kişinin gerçek iradesi ile korkutma sonucunda açıkladığı iradesi birbiriyle uyumlu değildir. Korkutma hâlinde bozukluk iradenin beyanında değil, iradenin oluşumundadır. TBK’nın 37- (1) (BK m. 29/1.) maddesine göre taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir. Ancak bir sözleşmenin korkutma ile sakatlanabilmesi, diğer bir anlatımla korkutmanın hukuken dikkate alınabilmesi için bazı şartların varlığı aranır....

    Yargıtay HGK'nın 18.03.2021 tarih, 2017/ 1-1212 E., 2021/304 K. sayılı kararında irade bozukluğu hallerinden korkutmayı ve korkutmanın koşullarını; "Korkutma (ikrah); bir kişinin yapmak istemediği bir hukuki işlemi, yapmadığı takdirde kendisinin veya yakınlarından birinin zarara uğratılacağı tehdidiyle yapması hâlinde ortaya çıkar. Böyle bir durumda kişinin gerçek iradesi ile korkutma sonucunda açıkladığı iradesi birbiriyle uyumlu değildir. Korkutma hâlinde bozukluk iradenin beyanında değil, iradenin oluşumundadır. TBK’nın 37-(1) (BK m. 29/1.) maddesine göre taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir. Ancak bir sözleşmenin korkutma ile sakatlanabilmesi, diğer bir anlatımla korkutmanın hukuken dikkate alınabilmesi için bazı şartların varlığı aranır....

      Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, ikrah ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile miras payları oranında mirasçılar adlarına tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan .................'ın damadı olan davalı ...'in mirasbırakan üzerinde oğlu ......'a ödünç olarak verdiği paranın iade edilmediğini söyleyerek baskı kurup murisin maliki olduğu 1021 parsel sayılı taşınmazı satış akti ile adına temlikini sağladığını, ayrıca murisin maliki olduğu 652 parsel sayılı taşınmazını ise mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak oğlu davalı ...'a satış akti ile temlik ettiğini ileri sürerek tapu iptali ile miras payları oranında mirasçılar adlarına tesciline karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında ise diğer mirasçı ....... davaya dahil edilmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, hile, ikrah ve gabin nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup mahkemece Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2013/6199 Esas, 8231 Karar sayılı bozma ilamına uyularak hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemini konu almaktadır. 6100 sayılı Yasanın 355.maddesi uyarınca ileri sürülen istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere ve fakat kamu düzenine ilişkin hususlarda re'sen tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle; Davacılar, evvelce açmış oldukları davadan feragatin ve taahhütnamenin hile ile alındığı iddiası ile eldeki davayı açmışlardır. Bilindiği üzere, davacının davasından feragat etmesi ile dava konusu uyuşmazlık sona erer, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu nedenle mahkeme henüz feragat nedeniyle davanın reddine karar vermemiş olsa bile davacı feragattan dönemez (rücu edemez); feragat ile bağlıdır. Ancak, feragatle ortaya çıkan sonucun buna sebep olan rızayı ifsat eden bir nedenle malul olduğu kanıtlanırsa, doğurduğu netice bakımından hileye, hataya maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceği kuşkusuzdur....

          Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dinlenen tanıklar ile birlikte davaları ispatlanmış olmasına rağmen yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması usule, yasaya ve artık kökleşmiş Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, murise yapılan baskının (ikrahın) olaya şahit olan tanıkların beyanları haricinde başka bir vasıtayla ispatı fiilen mümkün olmadığını, tanık beyanlarına göre vasiyetnamenin muris tarafından manevi ikrah altında tanzim edildiği ispatlandığını, ikrah (korkutma) TMK.nun 557. maddesinde sayılan vasiyetnamenin iptali gerekçelerinden biri olup, artık kökleşmiş Yargıtay içtihatlarında huzurdaki davada olduğu gibi murise bakılmayacağının söylenerek vasiyetname yapılmaya zorlanması da ikrah hali kapsamında sayıldığını; bunun ispatı için ise tanık beyanları yeterli görüldüğünü, Yargıtay kararlarında davaya konu olayda olduğu gibi manevi ikrah söz konusu olduğu ve bu hususun tanık beyanları ile ispatlandığı takdirde vasiyetnamenin iptaline karar verileceği hususu...

          HUKUK DAİRESİ Dava; mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe konu bonoların ikrah (korkutma-zorlama) sebebiyle düzenlemiş olması nedeni ile takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 01/07/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu