Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bankası Şubesi'nde bulunan hesaplarındaki paraları haciz edilmiş, haczedilmezlik şikayeti üzerine, Gaziosmanpaşa İcra Mahkemesi'nin 14.9.2012 tarih ve 2011/99 Esas 2012/1228 Karar sayılı ilamı ile haczin kısmen kaldırılmasına karar verilmiştir. Alacaklı vekili 05.10.2012 tarihinde haczin devamına karar verilen miktarın dosyaya celbiyle kendilerine ödenmesi talebinde bulunmuş, İcra Müdürlüğü'nce ilgili Mahkemenin 01.02.2011 tarihli kararıyla; haciz konulan miktarın karar kesinleşinceye kadar alacaklıya ödenmemesinin bildirildiği ve anılan kararın kesinleşmediğinden bahisle, talebin reddine karar verilmiştir. Bu işlemin şikayeti üzerine de, İcra Mahkemesince İcra Mahkemesi kararları icrasının, kararın kesinleşmesine bağlı olmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir. Takip dosyası incelendiğinde, ......

    Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte yetki itirazı, usulsüz tebligat şikayeti ile 2004 sayılı İİK' nın 58.maddesine gereğince takip talebinde yabancı para alacağının TL karşılığının gösterilmediği şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk - 2004 sayılı İİK'nın 58. maddesi -(HGK’nın 12.05.1999 tarih 99/12-271 E, 99/301 K., Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2021/3058 Esas 2021/7358 Karar sayılı ilamları) 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemeleri'nin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....

      Ne var ki; alacaklının haczin İİK'nin 97. maddesi gereğince yapılması gerektiğine yönelik şikayeti, kamu düzeniyle ilgili olup süresiz şikayet niteliğinde olduğundan, alacaklı vekilinin İİK’nin 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayeti ile ilgili olarak talebin süresinde yapıldığının kabulü ile haczin ödeme emrinin tebliğ edilen adreste yapılmasına, haciz mahallinde borçlunun hazır olmamasına, haciz sırasında borçlu adına belge bulunmamasına, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre anılan gerekçelerle istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru değil ise de; karar sonucu itibari ile doğru olduğundan ......

        (HMK m.297/ç) ve İİKnun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece toplanan delillere göre, davacının şikayeti üzerine davalılar hakkında Demirci Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2005/99 Esas sayılı dosyasında açılan kamu davasında, davalı ...’un davacıya 600.000.000.-TL. kredi çekerek verdiğini ve karşılığında miktar hanesi boş bırakılarak imzalanan senedi aldığını, borç ödenmeyince senede faizi ile birlikte 10.000.000.000.-TL. yazarak davalı ...’na ciro ettiğini beyan etmesi karşısında senet borcunun 600.000.000.-TL. olup, davalı alacaklı ...’un 9.400.000.000.-TL.yi fazla yazarak senedi doldurduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının takibe konu senet nedeniyle 600.00.-YTL. dışında borcu olmadığının tespitine, şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....

            Alacaklı, icra mahkemesine başvurarak, icra müdürlüğünün 11.04.2016 tarihli kararının iptalini talep etmiş ancak şikayeti mahkemece reddedilmiştir. Kıymet takdirine ilişkin şikayeti inceleyen ... İcra Hukuk Mahkemesi 06.07.2015 tarih 2015/99 E. 2015/104 K. sayılı kararı ile yetkisizlik kararı vermiş, akabinde 28.08.2015 tarihli ek kararı ile de HMK'nun 20. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına hükmetmiş, bu karara karşı temyiz kanun yoluna gidildiği anlaşılmıştır. Kıymet takdirine ilişkin şikayete dair icra mahkemesince verilen kararlar, İİK'nun 128/a-son. maddesi uyarınca temyizi kabil kararlardan olmayıp, kararın temyiz edilmiş olması İİK'nun 365/2. maddesi uyarınca satışın durdurulması sonucunu doğurmaz....

              SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİKnun 366. ve 6100 sayılı HMKnun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMKnun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; taraflarca İİKnun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 23.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Müdürlüğü satış komisyonu tarafından yapılan ihalenin feshi istemi ile mahkemeye başvurulduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6183 Sayılı Yasanın 99. maddesinin ikinci cümlesi aynen; "İhalenin feshi, gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikayet yolu ile istenebilir" hükmünü içermektedir. İhalenin feshi davalarında yetki kuralı, kamu düzeni düşüncesi ile sevk edilmiş kesin bir yetki kuralı olup, mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir. Somut olayda, ihale, ...İl Müdürlüğü satış komisyonu tarafından yapılmış ise de, ihalesi yapılan taşınmazın ... İlçesinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan madde ve kurallar gereğince, ihalenin feshine yönelik şikayeti inceleme yetkisi, gayrimenkulün bulunduğu yer icra mahkemesi olan ...İcra Mahkemesine aittir. O halde kamu düzenine ilişkin kesin yetki kuralı olması nedeniyle mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                  Temyize konu şikayet, İİK'nin 97. maddesi uyarınca yapılan haczin İİK'nin 99. maddesi uyarınca yapılması gerektiğine ilişkin olup, aynı Mahkemede görülen 2016/886 esas sayılı dava ise istihkak iddiası nedeniyle takibin taliki veya devamına ilişkindir. İcra Mahkemesince takibin devamına karar verilmesi, hacze ilişkin memur işleminin iptali için şikayet yoluna gidilmesine engel olmadığı gibi, ilgilinin bu şikayeti yapmasında hukuki yararının bulunmadığından da bahsedilemez. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetin esası yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle HMK’nin 371. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    (X) KARŞI OY: Dava; davacı tarafından, sağ ayağında ağrı şikayeti ile başvurduğu Hacettepe Üniversitesi Hastanesinde yapılan tedavisi esnasında sağlık hizmetinin kusurlu işletilmesi nedeniyle sağ bacağının kesildiği, sol bacağında hasar oluştuğu, 13/09/2017 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporuna göre %99 malul kaldığı, olayda hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülerek, şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 101.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. ....İdare Mahkemesince; davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş, davacının istinaf başvurusunun ......

                      UYAP Entegrasyonu