Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takip dosyasının incelenmesinde; borçluya 19/11/2015 tarihinde örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun 23/11/2015 tarihinde yasal sürede icra mahkemesine başvurarak kambiyo şikayeti ile birlikte borca (ve icra dairesinin yetkisine) itiraz ettiği, yine borçlunun, -arasında fiili haciz işlemi uygulanan aracının da bulunduğu adına kayıtlı tüm araçların üzerindeki haciz ve yakalama şerhinin kaldırılması amacıyla- bakiye miktarı itiraz tarihinden sonra 29/12/2015 günü ödediği ve dosyanın aynı tarihte infazen işlemden kaldırıldığı görülmektedir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir....

    bulunduğundan reddine, 2-Temyiz istemi; haczedilmezlik şikayeti ile kıymet takdirine itirazın reddine ilişkin olduğu halde sadece kıymet takdirine yönelik değerlendirilerek reddedildiğinden karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 11.06.2015 tarih ve 2015/10876 Esas-12943 Karar sayılı temyiz dilekçesinin reddine dair kararının kaldırılmasına karar verilerek temyiz incelemesine geçildi....

      Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu durumda, her ne kadar mahkemece, istem, meskeniyet şikayeti olarak kabul edilmek suretiyle sonuca gidilmiş ise de; iddianın yukarıda özetlenen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun kıymet takdirine ilişkin şikayet niteliğinde olduğu açık olup, uyuşmazlığın İİK'nun 82. maddesinde yer alan meskeniyet şikayeti kurallarına göre değil, aynı Kanun'un 128/a maddesine göre çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Mahkemece, borçlunun kıymet takdirine ilişkin şikayetinin yöntemince araştırılıp incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, HMK.'nun 26. ve 33. maddesi hükümlerine aykırılık teşkil edecek şekilde, istek dışına çıkılarak ve hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek istemin meskeniyet şikayeti olarak değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Şikayet; İİKnun 82/12.maddesine dayalı Meskeniyet şikayeti niteliğinde olup, İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı kanunun 16. maddesinin 1. fıkrasına göre 7 günlük süreye tabidir. Şikayet konusu haciz işlemi şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 556 sayılı KHK'ya muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Katılanın 19/02/2013 tarihli şikayeti nedeniyle sanık hakkında 24/09/2013 tarihli iddianamenin düzenlendiği; birleştirilen diğer dosyada ise katılanın benzer mahiyetteki 10/09/2013 tarihli şikayeti nedeniyle sanık hakkında 06/02/2014 tarihli iddianamenin düzenlenip kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği ve iddianamenin düzenlenmesinden sonraki eylemlerin ayrı bir suç teşkil edeceği gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nun 43/1. maddesi uygulanmak suretiyle tek bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, iki ayrı cezaya hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı...

            Yargıtayca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2-Haczedilemezlik şikayeti yönünden; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 18,40 TL onama harcının mahsubuna bakiye 2,75 TL harcın temyiz edenden alınmasına, 30/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : İftira HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği somut olayda sanığın şikayeti üzerine aldırılan adli raporda darp izlerinin belirlendiği ve müştekinin de sanığı tartaklayıp, ıslattığını kabul etmesi dikkate alındığında maddi vakalara dayanan sanığın şikayeti ve beyanlarının suç işlemediğini bildiği kimselere suç atmak niteliğinde olmayıp Anayasası'nın 74. maddesinde düzenlenen anayasal şikayet ve dilekçe verme hakkı kapsamında kaldığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir....

                Mahkemece haczedilemezlik şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Borçlunun haczedilmezlik şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  in müdafii aracılığıyla verdiği 11.06.2007 tarihli dilekçeyle müşteki hakkında yaptığı "güveni kötüye kullanma" suçlamasıyla ilgili olarak dosya kapsamında verilmiş herhangi bir karara rastlanılmadığı gibi müştekinin, sanığın hakkındaki şikayeti nedeniyle mi yoksa müştekinin uyuşmazlığa konu aracı sattığı ... isimli şahsın, müşteki ile sanık haklarında yaptığı "hırsızlık" şikayeti nedeniyle mi gözaltına alınarak ifadesinin alındığı hususları netleştirilmeden, eksik araştırma ile mahkumiyet kararları verilmesi, Kabule göre de; Sanık müdafiin duruşmada lehe hükümlerin uygulanmasını talep etmesine rağmen hakkında kısa süreli hapis cezaları tayin edilen sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 50. ve 51. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321...

                    UYAP Entegrasyonu