temerrüt, muacceliyet ihbarları ve 18/09/2017 tarihli ihtarname gönderildiğini, ancak davalı/borçlunun ihtarnameye rağmen mevcut borcu ödemediğini, borçluya karşı 04/10/2017 tarihinde İzmir 6....
Bu durumda borçlunun icra takip dosyasında mevcut adresine çıkarılan satış edilemediğine göre icra müdürlüğünce borçlunun adres kayıt sisteminde adresinin bulunup bulunmadığı belirlenerek varsa bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21.maddesine 6099 Sayılı yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. Fıkra uyarınca kıymet taktiri ve satış ilanının tebliği, yok ise 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35.maddesinin 6099 Sayılı yasanın 9.maddesi ile değişik 2.fıkrası uyarınca tebliğ işleminin tamamlanması gerekirdi. Bu prosedüre uyulmadan 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılması yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırıdır. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir....
a yapılmış bir satış ilanı tebligatı olmadığından ihalenin feshine ilişkin mahkeme kararı adı geçen yönünden doğru ise de; şikayet dilekçesinde borçlu... yönünden satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddia ileri sürülmediği gibi bu borçlu adına çıkartılan satış ilanı tebligatının 23.07.2013 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Şikayetçi borçlu ....'a satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olup, adı geçen yönünden ihalenin feshine karar verilmesi yerinde olmakla beraber, bu borçluya satış ilanı tebliğ edilmemiş olması nedeniyle diğer borçlu ... yönünden de ihalenin feshi isabetsizdir. O halde, mahkemece şikayetçi borç... yönünden sair fesih nedenlerinin incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken şikayetin her iki borçlu yönünden kabulü isabetsizdir....
. - 10592 K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu, kendisine gönderilen satış ilanı tebligatının iade edilmesine rağmen yeniden tebligat yapılmadan satış yapılmasının usulsüz olduğunu ve sair fesih iddialarını ileri sürerek 10.9.2015 tarihli menkul ihalesinin feshini talep etmiş, mahkemece, menkul ihalelerinde satış ilanı tebliğ zorunluluğu bulunmadığı ve sair fesih iddialarının da yerinde olmadığı gerekçeleriyle şikayetin reddine karar verilmiştir. İİK'nun 114. maddesi uyarınca, menkul ihalelerinde satış ilanının borçluya tebliği zorunlu değil ise de, borçluya tebliğine karar verilmesi halinde, tebliğ edilmemesi Dairemizin süregelen içtihatlarına göre ihalenin feshi sebebidir....
Öte yandan, aynı maddenin 6. fıkrası hükmüne göre satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet süresi ıttıla tarihinden başlar. Şu kadar ki, bu müddet ihaleden itibaren bir seneyi geçemez. Somut olayda borçluya doğrudan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesine göre işlem yapılarak satış ilanının tebliğ edildiği görülmektedir....
Bu arazi kamu yararı dışında hiçbir ayni hakla kayıtlanamaz, haczedilemez, satış vadine konu edilemez ve kiraya verilemez. Ancak sahibine bırakılan topraklar, o bölge için tespit edilen dağıtım normundan daha küçük parçalara hükmen veya rızaen bölünmemek suretiyle devir ve temlik edilebilir. Bu husus tapu siciline şerh edilir.” hükmüne yer verilmiştir. Yasa hükmünde, söz konusu taşınmazların rızai yahut cebri yoldan satışı arasında ayrım gözetmeksizin, satışları sınırlandırmıştır. Bu nedenle, 3083 Sayılı Yasa kapsamında dağıtılan taşınmazlarda ortaklığın satış yolu ile giderilmesi imkanı yoktur. Olayımıza gelince; davaya konu parsellerin tapu kaydında, “3083 S.Y'nın 11. maddesi gereği bölünemez. Miras hükümleri dışında başkalarına devredilemez. Kamu yararı dışında hiçbir ayni hakla kayıtlanamaz, haczedilemez, satış vaadine konu edilemez ve kiraya verilemez” şerhi mevcuttur....
Müdürlüğünün 2014/3680, 2014/3683, 2014/3717 sayılı dosyaları ile icra takiplerine başlandığını, iş bu davaya konu gayrimenkule satış işlemleri nedeniyle haciz tatbik edilemediğini ve takibin semeresiz kalmasına sebep olunduğunu belirterek ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 21663 ada 1 parselde kain, A blok Zemin kat 4 numaralı bağımsız bölümün satışına ilişkin işlemin iptaline ve cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
ye sattığının öğrenildiğini, bu satış işleminin kötü niyetle ve alacaklıya zarar vermek için yapıldığını, 31.01.2013 tarihli haciz zaptında borçluya ait 9 nolu bağımsız bölümün halen borçlu şirket tarafından depo olarak kullanıldığının görüldüğünü, davalılar arasında yapılan 31.12.2012 tarihli dava konusu taşınmazın satış ve devir işleminin iptali ile icra dosyasında haciz ve satış yetkisinin tanınmasını, bu talebin kabul edilmemesi halinde muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalı ...Tarım yetkilisi, davaya dayanak olan icra dosyasında borçlular hakkında alınmış bir aciz vesikası olmadığını, icra dosyasındaki borcu kabul etmediklerini, borçlarının daha az olduğunu, yapılan işlemin gerçek bir satış işlemi olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Davalı ... Tarım yetkilisi duruşma sırasında, davayı kabul etmediğini, dava konusu taşınmazı parasını ödeyerek satın aldığını, her iki şirketin de tarım alanında faaliyet gösterdiğini beyan etmiştir....
İİK'nun 140. maddesinde; “Satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi alacaklıların bir sıra cetvelini yapar” hükmüne yer verilmiştir Sıra cetvelini düzenleme yetkisi ilk haczi koyan icra dairesine aittir. Haczin talimatla uygulanması halinde, sıra cetvelinin esas icra dairesince düzenlenmesi gerekir. İİK'nun 100. maddesi gereğince, borçluya ait paranın veya satılan malın tutarı vezneye girinceye kadar birden fazla alacaklı tarafından haciz konulması halinde, anılan madde hükmü gereği icra müdürlüğünce derece kararı yapılması gerekir. Derece kararının yapılması için mutlaka satış sonucu para elde edilmesi zorunlu değildir. Açıklanan maddelere göre, birden fazla alacaklının bulunduğu böyle durumlarda, icra müdürlüğünce, öncelikle İİK'nun 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmalı ve alacaklılara, diğer alacaklara yönelik itirazlarını ileri sürme imkanı tanınmalıdır....
Somut olayda, davalı borçlu şirketin davalı 3.kişi şirkete devrine ilişkin tasarrufun davacının takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline ve davacı alacaklıya takip konusu alacak ve fer'iyleriyle sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece bunlara ilaveten davacı tarafa ... Lojistik Servisleri AŞ'ye ait menkul ve gayrımenkul malların satışı ve haczi ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının haczini isteme yetkisi tanınmasına,her iki davalının da borçtan müteselsilen sorumluğuna şeklinde karar tesisi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı 3.kişi ......