Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü 120 ada 28 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle; davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Sulu tarım arazisi niteliğindeki 120 ada 21 parsel sayılı taşınmazın değeri belirlenirken niteliği, konumu ve yüzölçümüne göre % 4 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken bu oranın % 5 olarak kabulü ile az bedel tespiti, Doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davacı idareden peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. Kooperatif genel kurulunca, aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınmasına karar verilen temerrüt faizi, 6098 sayılı TBK’nın 120/.... maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak kaydıyla, yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabilir. Davaya konu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiği ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan, davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/.... maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranıdır....

      O halde faize ilişkin TBK'nun 88 ve 120. maddelerinin uygulama şeklinin irdelenmesinde; TBK.nda "temerrüt faizi" başlıklı 120. maddedeki düzenlemeye göre, uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmış ise, sözleşme ile kararlaştırılan yıllık temerrüt faiz oranının, 120. maddenin birinci fıkrası uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Somut olayda; takibin 17/04/2006 tarihli bankacılık işlemleri sözleşmesine dayalı olarak başlatıldığı, takip talebi ve ödeme emrinde 4.510,84 TL asıl alacağın takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık % 70 oranında temerrüt faizi ile tahsilinin istenildiği, borçlu tarafından takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranına yönelik herhangi bir şikayet ve itirazda bulunulmadığı ve takibin mevcut hali ile kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır....

        Nitekim konuya ilişkin.... 03.04.2004 tarih ve 2004/6-509-568 içtihadında ''...el birliği mülkiyetine tabi bir malda payı bulunan borçludan alacaklı olan kişi, İcra Mahkemesinden alacağı yetkiye dayanarak borçlunun da içinde bulunacağı tüm el birliği ortaklarına karşı dava açıp bu davayı sonuçlandıracağına; buradaki dava açma hakkı hakime ya da başka bir kişiye tanınmadığına; yalnızca mirasçıya ya da İcra Mahkemesinden İİKnın 121. maddesi hükmü uyarınca ortaklığın giderilmesi davasına açma yetkisini alan alacaklıya tanıdığına göre; yasa koyucunun bu davayı sadece atanan kayyımın açacağını kabul ettiğini ileri sürmenin mevcut yasal düzenleme karşısında mümkün olmadığı '' gerekçesiyle ortaklığın giderilmesi davalarında boçluya kayyım atanmasının gerekmediği içtihat edilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesince de bu yoldaki içtihat benimsenmiş ve giderek Yargıtay'ın uygulaması bu şekilde istikrar kazanmıştır....

          İİK'nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla aynı Kanun'un yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Buna göre, bonoya dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 Sayılı TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak düzenleme yeri kabul edilir) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca bononun düzenlendiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. Somut olayda, takip dayanağı bononun düzenlenme yerinin İstanbul olduğu görüldüğünden.... İcra Dairelerinde takip yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....

            Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre, davacının çalışmasının 18 yaşına kadar olan süreçte öğrenim safhası devam ettiği, 18 yaşından gün aldığı tarih olan 25.11.1992’ den itibaren usta olarak çalışmasını sürdürdüğü kabul edilerek , 25.11.1992 - 1.2.1993 tarihleri arasında 65 gün, 1993 yılı 2. Döneminde 120 gün, 1994 yılı 1. Döneminde 1 gün, 2000 yılı 3. Döneminde 30 gün, 2001 yılı 1. Döneminde 90 gün .... işyerinde ; 1994 yılı 2. Döneminde 120 gün, 1994 yılı 3. Döneminde 60 gün, 1998 yılı 1. Döneminde 55 gün, 1998 yılı 2. Döneminde 120 gün, 3. Döneminde 120 gün, 1999 yılı 1. Döneminde 120 gün, 2. Döneminde 120 gün, 3. Döneminde 120 gün, 2000 yılı 1. Döneminde 120 gün, 2. Döneminde 120 gün, 3. Döneminde 90 gün süre ile ve hizmet akdi ile ve işçi sıfatıyla diğer davalı ... Müm. Taah.Tic.San.Ltd....

              Maddesine göre alınan yetkiye dayalı olarak açılan ... iptali ve tescil istemine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 23. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Köyü 120 ada 51 parsel sayılı taşınmaz, Haziran 1959 tarih 13 numaralı tapuya dayalı olarak tarla niteliği ile tespit edilmiş; ancak, kadastro mahkemesinde görülen orman tahdidine itiraz davası nedeniyle malikleri açık bırakılıp kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Yargılama sırasıda Hazine davaya müdahil sıfatı ile katılmıştır. Dava, kadastro tespitine itiraz ile birlikte 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir. Mahkemece gerçek kişinin davasının reddine, müdahil Hazinenin davasının kabulüne, 120 ada 51 parsel sayılı taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ... Yönetiminin temyiz istemi, taşınmazın orman sayılan yer olduğuna ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına göre, davalı ......

                  Dava, 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde kadastrodan önceki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu kaydının iptal ve tescil davasıdır. Mahkemesince dava konusu taşınmazların kadastro tutanakları, tapu kayıtları, kadastro paftası, eski tarihli hava fotoğrafları getirtilerek taşınmazlar başında yerel bilirkişiler, tanıklar ve teknik bilirkişiler katılımı ile keşif yapılmıştır. Fen Bilirkişinin 30/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu 120 ada 21 nolu parsel içerisinde kalan krokide (A) harfi sarı renkle taralı olarak gösterilen yer davacının kendisine ait olduğunu iddia etmiş olduğu yer nolu alanı 6504,33 m2 olarak hesaplandığını, Krokide (B) harfi ile gösterilen yerin 120 ada 21 nolu parselden davacının talep etmiş olduğu yer çıktıktan sonra geriye kalan kısım olup alanı 7426,39 m2 olarak hesaplandığını bildirmiştir....

                  İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, İİK'nun 94.maddesine göre alınan yetkiye dayalı alacaklı tarafından açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanacak kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2022 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince 4721 sayılı TMK'nın "2004 sayılı İİK'nın 94. maddesine göre alınan yetkiye dayalı davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. ve 45. Hukuk Dairesinin görev alanındadır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü düzenleyen 01/09/2022 tarihli kararı ve davanın açıklanan niteliği gereğince istinaf başvurusunu inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. ve 45....

                  UYAP Entegrasyonu