O halde, taraflar arasındaki uyuşmazlık genel hükümlere dayalı alacak (TBK m.77 vd.) isteğine ilişkin olduğu, maddi hata sonucunda Dairemiz'e gönderildiği anlaşıldığına göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı ...... Gazete'de yayımlanarak 21.02.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle ...... Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 06.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. B.A...
, davalılar arasında organik bağ bulunduğunu, davalılar arasında ticari iş birliğinin söz konusu olduğunu ileri sürerek, TBK md.19 ve İİK 277 vd....
TBK'nın 19.maddesine göre muvazaa nedeniyle açılan iptal davalarında zamanaşımı söz konusu olmaz ve İİK'nın 277 vd. maddelerine göre açılan iptal davalarında aranılan aciz belgesi muvazaaya dayanan iptal davalarında aranmaz. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde davacının tasarruf üzerinde haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/20390 E, 2017/7012 K016/11791 E, 2017/7010 K ve benzer yöndeki içtihatları gibi) TBK 19'a dayalı davalarda muvazaa her türlü delil ile ispat edilebilir. Gerek TBK'nun 19. maddesine gerek İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarının görülebilmesi için davacının borçludan bir alacağının olması ve bu alacağın iptali istenilen işlemden önce doğmuş olması gerekir....
Mülga Borçlar Kanunu'nun (BK'nın) 18. maddesinde düzenlenen genel muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak bir işlemin iptal edilmesini, hukuksal yararı bulunan her ilgili talep edebilir. Tasarrufun iptali davası, aynî nitelikte olmayıp kişisel (şahsî) bir dava olduğu hâlde, muvazaa davası aynî nitelikte bir davadır. Muvazaanın kanıtlanması hâlinde dava konusu mal, borçlunun mal varlığından hiç çıkmamış hâle gelir. Muvazaa iddiası, zamanaşımına bağlı olmadan ileri sürülebildiği hâlde, iptal davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren en geç hak düşürücü süre olan beş yıl içinde açılması gerekir (İİK m.284). İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılmış iptal davasının amacı, alacaklının davaya konu mal üzerinde, cebri icra yolu ile alacağı miktarla sınırlı olarak hakkını almasını sağlamaktır. İİK’nın 277. ve izleyen maddelerindeki iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere göre muvazaaya dayalı olarak iptal davası açmasına engel değildir....
Ancak ihtiyati haciz kararının genel (İİK 257 vd md.) ihtiyati haciz gibi verildiği anlaşılmaktadır. Davalı Engin vekili 25/08/2021 de karara itiraz etmiştir. 09/12/2021 de itiraz duruşması yapılmış ve itiraz reddedilmiştir. Davalı Engin vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının müvekkilin ağır hak ihlaline sebebiyet vereceğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkemece verilen ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nun 277. vd. maddeleri ile TBK 19 md. uyarınca tasarrufun iptaline ilişkindir. Mevcut deliller itibariyle dava konusu taşınmazın ihtiyaten haczinin talep edilmesinde hukuka aykırılık yoktur. Mahkemece talep doğrultusunda sadece dava konusu taşınmazın ihtiyaten haczine karar verilmesi gerekirken talebi aşar şekilde davalının tam mal-hak ve alacaklarına yönelik genel ihtiyati haciz kararı verilmesi isabetsizdir....
Somut olayda ise mahkemece İİK 277 ve devamı maddeleri gereği tasarrufun iptaline karar verilmişse de davaya konu edilen tasarrufların tasarruf tarihi 28/01/2015 dava tarihi ise 26/11/2021 olup beş yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden davacının İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı hukuki sebebin dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Ancak davacı TBK 19. maddesine de dayanmıştır....
İstinaf nedenleri; Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın dayanağının İİK 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası değil, davalılar arasında yapılan taşınmaz devirlerinin muvazalı olduğu iddiasına dayanan BK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali davası olduğunu, yerel mahkemece davanın hukuki nitelendirilmesinin hatalı yapıldığını, icra takibi ve aciz vesikasına gerek olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre, davacı tarafça davanın ilk olarak T5 Anadolu 24. İş Mahkemesi'nin 2016/489 Esas sırasında işçilik alacaklarının tahsili ile muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali ve tüzel kişilik perdesinin aralanması istemiyle açıldığı, akabinde 15.03.2017 tarihli celsede verilen ara karar ile tasarrufun iptalinin istendiği davalılar ( devir yapılan 3. kişiler) T11 Kaya Müteahhitlik...AŞ, T14 Sağlığı...Tic....
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri gözetilerek Dairemizce yapılan incelemede; Dava dilekçesinde davanın İİK 277 vd md uyarınca açıldığından bahsedilmiş ise de dilekçedeki anlatım davanın TBK 19 md uyarınca açılmış bir dava olduğu düşüncesini uyandırmaktadır. Öncelikle bu konunun açıklığa kavuşması için davanın hangi hukuki sebebe dayandırıldığının davacı tarafa açıklatılması gerekmektedir. Davanın İİK 277 vd md uyarınca açıldığı kabul edildiği takdirde davacının tazminat alacağının sonradan hüküm altına alındığı ve icra takibine konu edildiği dikkate alınarak bu konudaki ön koşul eksikliğinin giderildiği kabul edilmelidir. Diğer ön koşulların da tamam olması halinde davanın esasına geçilmelidir. Davacı tarafın davayı açarken tüketici sıfatıyla dava açarak dava harçlarını yatırmadığı anlaşıldığından dava harçlarını yatırması için davacı tarafa süre verilmelidir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/113 ESAS DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) KARAR : İzmir 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/03/2022 tarih ve 2022/113 Esas sayılı ara kararının, istinaf başvurusu yoluyla incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla davalıların kendi aralarında muvazaalı olarak yapmış oldukları düzenlenmesi mümkün olan senetler ve bu senetlere istinaden açılmış olan Diyarbakır İcra Müdürlüğü 2021/63135 Esas sayılı takibin ve bu takipten davalı/borçlu T3 maaşı üzerine konulan 1. sıra haciz işlemine ilişkin tasarrufların TBK 19. madde ile İİK 227 ve devamı maddeleri gereğince iptali ile müvekkil banka alacağı nedeniyle dava konusu takip ve maaş haczi üzerinde cebri icra yapabilme yetkisi verilmesi ve takibe konu alacakları yönünden tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesini...
İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/232 Esas sayılı dosyasında şikayetin kabulü ile haczin İİK 97. madde uyarınca yapılmış sayılmasına dair kararı, alacaklı tarafından açılan davayı konusuz bırakmayıp ispat külfetinin yer değiştirmesine sebep olacağından, asıl davanın reddine, birleşen dosya yönünden mahcuzlara dair sunulan faturaların üçüncü kişiye ait defterlerde kayıtlı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, alacaklının kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm asıl dosyada davacı- birleşen dosyada davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava alacaklının İİK 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi, birleşen dava üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir. 1. Asıl dava yönünden, davacı alacaklıya dava açma yükümlülüğü 17.04.2013 tarihli ihtiyati haczin İİK 99. maddesi uyarınca yapılmış sayılması nedeniyle yüklendiğinden ve dayanak işlemin ... 5....