Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece borçlunun itirazının yasal faiz oranları dikkate alınarak denetlenmesi gerekirken, karar tarihi ile takip tarihi arasındaki dönem için taraflar arasında yapılan sözleşmedeki temerrüt faiz oranlarını esas alarak hesap yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesis edilmesi doğru olmadığı gibi, kendisini vekille temsil ettiren ve şikayeti kısmen kabul edilen borçlu yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi de isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    A.Ş.’nin beraatine, hakkında İİK’nun 89/4.maddesi gereğince talep edilen tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama ve bozma istemli tebliğnamesiyle dosya, Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Mahkemece tazminat istemine yönelik kurulan hükme yönelik temyiz incelemesi sonucunda; Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca istem gibi ONANMASINA, Mahkemece gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik olarak kurulan hükme yönelik temyiz incelemesi sonucunda; Şikayetçi vekilinin şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin isminin belirtilmediği, tüzel kişiliğin şikayeti...

      A.Ş.’nin beraatine, hakkında İİK’nun 89/4.maddesi gereğinc talep edilen tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama-bozma istemli tebliğnamesiyle dosya, Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Mahkemece tazminat istemine yönelik kurulan hükme yönelik temyiz incelemesi sonucunda; Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK.’nun 366. maddesi uyarınca istem gibi ONANMASINA, Mahkemece gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçuna yönelik olarak kurulan hükme yönelik temyiz incelemesi sonucunda; Şikayetçi vekilinin şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin isminin belirtilmediği, tüzel kişiliğin şikayeti ile...

        İİK.nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süreye tabidir. Bu durumda borçlunun hacizden haberdar olduğundan söz edilemeyeceğinden borçlunun 26.07.2012 tarihinde yaptığı başvuru yasal sürededir. Hal böyle olunca, mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ...

          İİK.nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süreye tabidir. Bu durumda borçlunun hacizden haberdar olduğundan söz edilemeyeceğinden borçlunun 26.07.2012 tarihinde yaptığı başvuru yasal sürededir. Hal böyle olunca, mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken şikayetin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Somut olayda; şikayete konu taşınmazın 14/02/2014 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 21/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 7 günlük yasal süreden sonra 11/02/2015 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür. O halde mahkemece haczedilmezlik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Borçlu vekilinin tebligat usulsüzlüğü şikayeti dışındaki diğer talepleri borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre İİK' nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine yapılması gerekir. İcra dairesi yerine, icra mahkemesine yapılan itiraz sonuç doğurmaz. O halde mahkemece borçlunun talebinin tebligat usulsüzlüğü yönünden kısmen kabulü gerekirken borca itiraz niteliğindeki diğer talepleri de kapsar şekilde tümden kabulü isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın tapu kaydına 02.09.2013 tarihinde haciz şerhi işlendiği, mahcuz taşınmaza ilişkin örnek 22 davet kağıdığının borçluya 01.10.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun bu tarihte haczi öğrendiği halde 7 günlük şikayet süresinden sonra meskeniyet şikayetini 30.12.2013 tarihinde yaptığı görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, şikayetin süresinde yapılmaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsiz ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...

                    Menkul veya gayrimenkul üzerindeki haciz, paraya çevirme ile birlikte kalkacağından, haczedilmezlik şikayeti, en geç ihale tarihine kadar ileri sürülmelidir. Somut olayda, haczedilmezlik şikayetine konu menkuller 09.05.2013 tarihinde talimat icra dairesince ihale yolu ile satılmış ve anılan ihale, borçlunun icra mahkemesine başvuru tarihinden önce kesinleşmiştir. O halde mahkemece, ortada şikayete konu bir haciz olmadığından istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu