Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, harici satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bilindiği ve öğretide de kabul edildiği üzere ihtiyati tedbir ''kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca davacı veya davalının dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı ön görülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır'' şeklinde tarif edilmiştir....

Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Hmk 389/1 maddesi uyarınca Taraflar arasında çekişmeli olan şey veya yargılama konusunu oluşturan hak, aynı zamanda tedbirin konusu hakkı da oluşturacaktır.Para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir.İş bu davanın haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkin oluP üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilen taşınmazların doğrudan uyuşmazlık konusu olmaması nedeniyle HMK 389. maddesi gereğince yasanın ön gördüğü ihtiyati tedbir koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı da usul ve yasaya uygun olmakla; davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....

Oysa, ihtiyati tedbirde, üzerine ihtiyati tedbir konulan mallar, çekişmeli olup, davacının açmış olduğu veya ilerde açmayı düşündüğü bir davanın konusudur. Taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir konulması halinde, genellikle taşınmazın başkasına devrinin yasaklanmasına (ferağdan men'ine) de karar verilmektedir ve üzerine ihtiyati tedbir konulan taşınmaz başkasına satılamamaktadır/ devredilememektedir. Oysa, borçlu, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan taşınmazını başkasına satabilir/devredebilir (İİK m.26l, m.91). İhtiyati hacizde alacaklı ihtiyati haciz kesin hacze dönüşürse, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan mal icra dairesi tarafından satılır ve bedeli ile alacaklının alacağı ödenir. Oysa ihtiyati tedbirde, davacı davayı kazanırsa, üzerine ihtiyati tedbir konulmuş olan mal aynen davacıya verilir (teslim edilir). İhtiyati haciz ile ihtiyati tedbir arasındaki bu açık farka rağmen, uygulamada ihtiyati haciz yerine hatalı olarak ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmektedir....

MAHKEME GEREKÇESİ VE HÜKMÜ ÖZETLE: Mahkemece, 28/6/2022 tarihli ara kararda; "Davacı T1 tarafından davalı T3 aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) ilişkin davacı vekilinin talebi doğrultusunda dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde; Gereği düşünüldü: Dava iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebi içermektedir.Somut olayda, davacı işçi tarafından davalı aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açılmış ve davaya konu alacakların teminat altına alınabilmesi amacıyla devam eden yargılama sırasında davalı şirketlerin taşınır/taşınmazları ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilmiştir. İcra İflas Kanunu 257. maddesinde ihtiyati haciz müessesesi düzenlenmiş olup, hangi hallerde ihtiyati haciz kararı verilebileceği açıklanmıştır....

Limited Şirketi vekili dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya, yerleşik içtihatlara ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ihtiyati haciz ve tedbir koşullarının bu davada oluşmadığını, somut olayda davacının alacaklarının trafik ve kasko sigortasınca yeterince güvence altına aldığını, ölçülülük sınırlarını aşan ihtiyati haciz kararının müvekkiline ticari bakımdan zarar verdiğini, davaların çok uzun sürmesinin ve bu süre içerisinde devam eden ihtiyati haciz kararının müvekkilinin mülkiyet hakkını kısıtladığını belirterek ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemiyle açılan davada verilen ihtiyati haciz ara...

    maddi ve manevi tazminat yönünden davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine lişkin kararı doğru görülmemiştir....

    olduğundan davacılar vekilinin manevi tazminat yönünden ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin istinaf başvurusu yerinde bulunmuştur....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir....

      İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararlarıyla, bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ayrıca, yüze karşı verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı da doğrudan istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı doğrudan istinaf kanun yoluna başvurulamaz. Aleyhine tedbir kararı verilen tarafın, HMK'nın 394/1. maddesi uyarınca öncelikle kararı veren mahkeme nezdinde itiraz yoluna başvurulması gerekir. Somut olayda istinaf başvurusuna konu ara kararı, dosya üzerinden, yani karşı tarafın yokluğunda verildiğinden, davalının öncelikle itiraz yoluna başvurması gerekir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün olmadığından, başvurunun usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir....

        , ancak durdurmadan sonra haciz ihbarnameleri gönderilemeyeceği belirtilerek şikayetin kabulü ile memurluk işleminin iptaline karar verilmiştir.Somut olayda, 22.12.2015 tarihli ihtiyati haciz kararı ile aynı tarihte kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emirlerinin borçlu şirketlere 25.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin 31.12.2015 itibariyle kesinleştiği, ancak takibin kesinleşmesinden önce 3. kişilere İİK'nun 89/1. maddesi gereğince 23.12.2015 ve 24.12.2015 tarihli ihtiyati haciz ihbarnameleri, takibin kesinleşmesinden sonra da 11.01.2016 tarihli 89/1 haciz ihbarnameleri gönderildiği, iflasın ertelenmesi davasında Asliye Ticaret Mahkemesi'nce 12.01.2016 tarihinde ihtiyati tedbir ara kaarı verilmesi üzerine icra mdürlüğünce borçlu şirketler yönünden takibin durdurulduğu ve borçlu şirketlerin talebi ile icra müdürlüğünce durdurma kararının 3. kişilere bildirildiği, borçluların icra dairesine başvurusunun ihtiyati tedbir kararı tarihi...

          UYAP Entegrasyonu