İlk derece mahkemesince 25/04/2022 tarihli ara karar ile tedbirin kabul edildiği, davalı kurumun itiraz üzeri ise 29/06/2022 tarihli ara kararı ile itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesi ile özetle, yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı usule ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İstinaf; ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddi kararına ilişkindir. Dosya kapsamı incelendiğinde, mahkemece 25/04/2022 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, davalı tarafından süresinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne itiraz edildiği, itiraz talebinin reddi üzerine kararın istinaf edildiği, davacının ise 04/07/2022tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır....
Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Türk hukukunda ve Yargıtay uygulamalarında asıl davanın sonucunun ihtiyati tedbir yolu ile öne çekilemeyeceği, davanın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği genel ilke olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 19. HD'nin 2013/12464 E ve 2013/17238 K sayılı kararında da aynı husus vurgulanarak"..... Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır....
Aynı Yasa'nın 391/3. maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talebinin reddi hâlinde, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Dolayısıyla ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde başvurulması gereken kanun yolu istinaf olup, kararı veren mahkemeye itiraz yoluna başvurulabilmesi mümkün değildir. Somut uyuşmazlıkta ise öncelikle mahkemenin 28/09/2021 tarihli kararında kanun yolunun, “HMK m.394. maddesi uyarınca itiraz yolu açık olmak üzere" ibaresiyle itiraz olarak gösterilmesinin, taraflara herhangi bir hak veya yükümlülük doğurmadığının kabulü gerekir. Diğer bir deyişle mahkemece yapılan bu yanlışlık nedeniyle gerçekte istinaf kanun yoluna tabi olan bir uyuşmazlık, itiraz yoluna tabi hale gelmeyecektir. O halde davacı tarafından 28/09/2021 tarihli karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması gerekirken itiraz yoluna başvurulması doğru değildir....
Geçici Hukuki Koruma türlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 sayılı HMK’nın 389 - 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraza ilişkin HMK’nın 394. maddesinde uygulanacak usul kısaca şu şekilde açıklanmıştır: Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına karşı tedbirin uygulanması sırasında hazır olunması halinde tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz üzerine mahkeme duruşma açarak tarafları davet eder ve itiraza ilişkin bir karar verir....
İHTİYATİ TEDBİR KARARINA İTİRAZ: Davalı vekili süresinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; Mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmişse de, HMK’nun 389. maddesindeki ihtiyati tedbir şartlarının mevcut olmadığı gibi, davacının hukuki yararının da bulunmadığını, Davacının tedbir için dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin henüz cevap dilekçesi ve delillerini sunmadığını, bu aşamada tedbir kararı verilmesinin Anayasanın 35. maddesinin güvencesi altında bulunan mülkiyet hakkının ihlali niteliğinde olduğunu, Müvekkilinin marka tesciline süresinde itiraz edilmediğini, müvekkilinin markasını tescil kapsamında kullandığını, davacının tedbir talep etmesinin TMK’nun 2/2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu,Taraf markalarının iltibasa neden olacak derecede benzer olmadıklarını, Yaklaşık ispatın gerçekleşmediğini, İhtiyati tedbir kararının müvekkili dinlenilmeden verildiğini, İhtiyati tedbir kararına gerekçe yapılan bilirkişi raporuna itirazları...
Geçici Hukuki Koruma türlerinden olan "ihtiyati tedbir" 6100 sayılı HMK’nin 389- 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK'nin 389. maddesinde ihtiyatin tedbirin şartları, 390. maddesinde ihtiyati tedbir talebi, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 392. maddesinde teminat durumu, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraza ilişkin HMK’nın 394. maddesinde uygulanacak usul kısaca şu şekilde açıklanmıştır. Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına karşı tedbirin uygulanması sırasında hazır olunması halinde tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz üzerine mahkeme duruşma açarak tarafları davet eder ve itiraza ilişkin bir karar verir....
Geçici Hukuki Koruma türlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 sayılı HMK’nın 389 - 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraza ilişkin HMK’nın 394. maddesinde uygulanacak usul kısaca şu şekilde açıklanmıştır: Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına karşı tedbirin uygulanması sırasında hazır olunması halinde tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz üzerine mahkeme duruşma açarak tarafları davet eder ve itiraza ilişkin bir karar verir....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine verilen 30.07.2015 tarihli ek karar davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389. maddesi uyarınca, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına itirazı üzerine verilen 30.07.2015 tarihli ek karara karşı temyiz talebinde bulunmuş ise de; Yargıtay İçtihadı Birleştirme (Hukuk) Genel Kurulu'nun 21.02.2014 tarihli 2013/1 esas, 2014/1 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı (R.G. 14.04.2014 tarih ve 28975 sayı) uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi (HMK m. 391/3) ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilen kararlara (HMK m. 394/5) karşı temyiz yoluna başvurulamayacağından, davalının ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine verilen 30.07.2015 tarihli ek karara yönelik temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir...
Dava dosyasındaki kayıt ve belgelere göre, davacının tedavisinde Optiva isimli ilacın kullanılması için reçete edildiği, davacının T3 başvuruda bulunarak adı geçen etken maddeli ilacın tedavi süresi boyunca bedelinin kurumca karşılanmasını talep ettiği,dava konusu ilacın Sağlık Uygulama Tebliğinde yer almaması sebebiyle talebin Kurum tarafından reddedildiği, bunun üzerine kurumun bu işleminin iptali ile ilaç bedelinin karşılanması yönünde tedbir kararı verilmesinin ve dava sonucunda ise bu ilaçların bedelsiz kullanımına izin verilmesinin talep edildiği, mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, davalı tarafından süresinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne itiraz edildiği, itiraz talebinin reddi üzerine kararın istinaf edildiği anlaşılmaktadır. İhtiyati tedbir, geçici bir hukuki korumadır....
Maddede bu iki hususa yer verilmiş ihtiyatî tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyatî tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceğini düzenlemiştir. Türk hukukunda ve Yargıtay uygulamalarında asıl davanın sonucunun ihtiyati tedbir yolu ile öne çekilemeyeceği, davanın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği genel ilke olarak kabul edilmiştir. Yargıtay 19. HD'nin 2013/12464 E ve 2013/17238 K sayılı kararında da aynı husus vurgulanarak"..... Dava konusu uyuşmazlığın esasını çözümleyecek veya böyle bir sonuç doğuracak biçimde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği konusunda açık bir kanun hükmü bulunmamakla birlikte, Yargıtay ve öğreti tarafından böyle bir görüşün kabul edilmesi geçici korumanın niteliğinden kaynaklanmaktadır....