Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Hukuku amme borçları” başlıklı 47. maddesinde, para cezasiyle diğer hukuku amme borçlarının takibi hakkındaki kanunlar hükmünün mahfuz olduğu ve 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 1. maddesinde “Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur” Denilmektedir. Ne var ki, bu hükümler seçimlik hakkı bulunan davacının genel hükümler uyarınca takip ve dava yoluna başvurmasına engel değildir....

CMK'nın 324/4. maddesinde eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” şeklindeki cümle ile yargılama giderlerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanunun 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir....

    Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; ödeme emirlerinde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddelerinin birlikte dayanak olarak gösterildiği, her iki yasa kuralının, amme alacağının konusu ve niteliği ile sorumluluk esasları bakımından birbirinden farklı düzenlemeler içerdiği, kanuni temsilciler yönünden 213 sayılı Kanunun 10. maddesi, sadece vergi borçlarını kapsayan kusur sorumluluğu getirmişken, 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi, vergi dışındaki amme borçlarından ötürü kusursuz sorumluluk halini düzenlediği, buna göre, kanuni temsilcinin hangi maddeye göre takip edildiği bilinmeden, hangi amme alacağından ve ne şekilde sorumlu tutulduğunun da belirlenemeyeceği, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerinin, hukuk kurallarının öngörülebilir olmasını, yasa kurallarının ile idari işlemlerin herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir...

      maddesinin yollamada bulunduğu 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 1. maddesinde; vergi, resim, harç, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Diğer taraftan, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun "Vergi Mahkemelerinin Görevleri" başlığını taşıyan 6. maddesinde; "Vergi mahkemeleri: a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları, b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları, c) Diğer kanunlarla verilen işleri, Çözümler." hükmü yer almıştır....

        Dosyanın incelenmesinden, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereğince kapatılan asıl borçlu … Özel Eğitim Öğretim Kantin Yemekçilik Servis Hizmetleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi'nin vergi borçları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 13. maddesi uyarınca … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı ve … tarih ve … sayılı olurlar ile davacı hakkında -6183 sayılı Kanunun 13/1-2,3. maddesi uyarınca- ihtiyati haciz uygulanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır Bu durumda, amme alacağının asıl borçlusu olmayan kanuni temsilci adına doğrudan teminat, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk gibi amme alacağının korunmasına ilişkin işlemlerin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, davacı hakkında tesis edilen ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı kısmen kabul eden, kısmen reddeden Vergi Mahkemesi kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi...

          Dosyanın incelenmesinden, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereğince kapatılan asıl borçlu … Özel Eğitim Öğretim Kantin Yemekçilik Servis Hizmetleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi'nin vergi borçları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 13. maddesi uyarınca … tarih ve … , … tarih ve … sayılı, … tarih ve … sayılı, … tarih ve … , … tarih ve … ile … tarih ve … sayılı olurlar ile davacı hakkında -6183 sayılı Kanunun 13/1-2,3. maddesi uyarınca- ihtiyati haciz uygulanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır Bu durumda, amme alacağının asıl borçlusu olmayan kanuni temsilci adına doğrudan teminat, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk gibi amme alacağının korunmasına ilişkin işlemlerin uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, davacı hakkında tesis edilen ihtiyati haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı kısmen kabul eden, kısmen reddeden Vergi Mahkemesi kararına karşı davalı tarafından yapılan...

            da satışa hazırlık işlemleri kapsamında satış ilanı tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde şikayet konusu yapılabileceği, icra müdürlüğünün 22/03/2022 tarihli yazı cevabında satış kararı ile ihale tarihi arasındaki yediemin ücretinin 929.60 TL, kıymet takdiri işlemlerinin 454,20 TL, satış masrafının 275,20 TL olmak üzere 1.656,00 TL olduğu, ihale bedelinin aracın muhammen bedeli olan 80.000,00 TL'nin %50'si ile satış masraflarını karşıladığından İİK'nun 129.maddeye aykırılığın olmadığı görülmekle davanın reddinin yerinde olduğu, ancak 30/11/2021 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7343 sayılı kanunla İcra İflas Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkında kanunun 27. maddesi ile 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 134. maddesi değiştirilmiş olup 27. maddenin 5. fıkrasında "ihalenin feshi talep edeni feshi istenen ihale bedelinin yüzde onuna kadar para cezasına mahkum eder" düzenlemesi gereğince lehe olan bu hükmün kamu düzeni gereğince davacı alacaklı lehine de uygulanması...

            Ancak, 6183 sayılı Yasanın limited ortaklıkların amme borçları başlıklı 35'inci maddesinde, limited ortaklıkların ödenmiyen ve tahsil imkanı bulunmayan amme borçlarından dolayı, ortakların, vazettikleri veya vaz'ını taahhüt eyledikleri sermaye miktarında doğrudan doğruya mesul ve bu kanun hükümleri gereğince takibata tutulacakları hükme bağlanmıştır. Dava dosyasının incelenmesinden uyuşmazlık konusu ödeme emrinin 213 sayılı Yasanın 10'uncu maddesi uyarınca düzenlendiği yolunda herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı anlaşılmış, aksine, gerek işlem dosyasındaki belgelerden, gerekse idarenin 26.10.1995 günlü savunma ve 3.1.1996 günlü cevap dilekçelerindeki açıklamalardan,anılan ödeme emrinin 6183 sayılı Yasanın yukarıda belirtilen 35'inci maddesi uyarınca düzenlendiği sonucuna ulaşılmıştır....

              GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 100. maddesiyle CMK'nın 324/4. maddesine eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” şeklindeki cümle ile yargılama giderlerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanun'un 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir....

                GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun'un 100. maddesiyle CMK'nın 324/4. maddesinde eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” şeklindeki cümle ile yargılama giderlerinin tahsili bakımından 6183 sayılı Kanun'un 106. maddesine atıfta bulunulduğu, anılan maddede “Yapılacak takip sonunda tahsili imkansız veya tahsili için yapılacak giderlerin alacaktan fazla bulunduğu anlaşılan ve 213 sayılı Kanun kapsamına giren amme alacaklarında 10 Türk Lirasına (10 Türk Lirası dahil), diğer amme alacaklarında 20 Türk Lirasına (20 Türk Lirası dahil) kadar amme alacakları, amme idarelerinde terkin yetkisini haiz olanlar tarafından tahsil zamanaşımı süresi beklenilmeksizin terkin olunabilir....

                  UYAP Entegrasyonu