GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin müflis şirketin işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz feshi sebebiyle kıdem tazminatı ve ücret alacakları için 20.302,12 TL değerinde 16 adet senet aldığını, senetlerin 06/05/2011 düzenleme tarihli ve birer ay arayla ödeme tarihli olup 16. senedin ödeme tarihinin 15/09/2012 tarihi olduğunu, ancak bu senetlerden sadece ilkinin ödendiğini, bunun üzerine ikinci ve üçüncü senetler hariç diğer senetlerin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus takip başlattıklarını, ikinci ve üçüncü senetlerin vadesi üzerinden 3 yıldan fazla süre geçtiği için bu takibe konu yapılamadığını, müflis şirketin takibe karşı herhangi bir itirazda bulunmadığını, ancak iflas erteleme kararı nedeniyle takibin durduğunu, sonrasında iflas kararı verilmesi üzerine takip konusu alacak ile takibe konulamayan iki senet bedeli toplamı 34.515,73 TL'nin masaya kaydını talep ettiklerini, iflas idaresinin 33.415,73 TL alacaklarının sıra...
Yukarıda anılan kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilir. Somut olayda da, öncelikle bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe geçildiğinden, alacaklı tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup aynı borca ilişkin olarak takip yapamaz. Bu husus kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabidir. Bu durumda, şikayete konu İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2018/3092 esas sayılı takip dosyasına konu borçla ilgili olarak, İstanbul 22. İcra Dairesinin2018/19118 Esas sayılı bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan derdest takibin bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda şikayetin kabulü ile mükerrer olan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilamlı icra takibinin davacı borçlular yönünden iptaline" dair karar verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ve bir kısım müdahiller vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekilinin davalı kooperatifin üyesi iken daha sonra kooperatiften ayrıldığını, ayrıldığı tarihe kadar davalıya yaptığı ödemelerin iadesi amacı ile müvekkiline bonolar verildiğini, bonoların vadesinde ödenmemesi üzerine davalı hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla iflas talepli takip yapıldığını, davalının borcunu ödemediğini belirterek davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Dairesi’nin eski esası 2006/12237, yeni esası 2013/10254 olan takip dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip başlattığını, ancak müvekkilinin senette ciranta olduğunu, senette müracaat borçlularına gidilebilmesi için protesto keşide edilmesi gerektiğini, oysaki müvekkiline bu yönde bir protesto keşide edilmediğini, ayrıca senedin zamanaşımına da uğradığını ileri sürerek müvekkilinin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespitine, müvekkili lehine % 40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Ancak rehinin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir" hükmüne, aynı maddenin 3. fıkrasında ise: "Poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki 167 nci madde hükmü mahfuzdur" hükmüne yer verilmiştir. Anılan madde ile borç rehinle temin edilmiş ise, önce rehine başvurma zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak, maddenin 3 üncü fıkrası ile İİK'nun 167. maddesi saklı tutulmuş ve istisnaya yer verilmiştir. Yani alacak rehinle temin edilmiş olsa dahi alacaklı sadece ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği gibi aynı alacak için kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluna da başvurabilecektir. Somut olayda, davalı-alacaklı tarafından davacı-borçlular hakkında ... 2. İcra Müdürlüğünün 2019/9072 takip sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip, yine ... 2....
Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yapan 18.03.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu'na eklenen geçici 7. maddeye göre, 5311 sayılı Kanun hükümleri, ... Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlu şirketin iflas erteleme davasında tedbir kararı verildiğini ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine ... ... Adliye Mahkemesi 12....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki iflas davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili; davalı firmanın müvekkilinden çeşitli tarihlerde mal alıp bedelini ödemediğini, borcuna karşılık verdiği çekin tahsili için kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takibe başlandığını, davalının iflasa tabi olup takibe itiraz etmediğini belirterek davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili duruşma sırasında davacıya ödemeler yaptıklarını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2008/6591 Esas, 2008/6592 Esas ve 2008/6152 Esas sayılı dosyalarında kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığı, bu takiplerde talep edilen alacağın 07.04.2007 tarihli faktoring sözleşmesinden kaynaklandığı, anılan takipler derdest iken davacı yanca aynı tarihli faktoring sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibine girişildiği, bu hali ile tarafları, konusu ve sebebi aynı olan derdest takibin söz konusu olduğu, davalıların mükerrer takip itirazlarının yerinde görüldüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Hükmün gerekçesinde mükerrer takipten sözedildiği ve derdest dava ile ilgili herhangi bir gerekçe bulunmadığı halde hüküm fıkrasında derdest dava olması nedeniyle davanın reddine şeklinde hüküm oluşturulması gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşmasına neden olup, bu durum HMK.nun 297. madde hükmüne aykırı bulunduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Somut olayda, davacı, kambiyo senetlerine mahsus haciz istemi ile takip başlatmışsa da, 16/10/2018 tarihinde takibini iflas yolu ile adi takibe çevirmiştir. Ancak iflas yoluna ilişkin takip talebinde, önceki takibindeki alacak kalemleri arasında yer alan, 90.000,00 TL çek tazminatı ile 2.700,00 TL komisyon alacağını eklememiştir. Buna rağmen depo emrinde, davacının iflas yolu ile takibinde alacak kalemleri arasında yer almayan çek tazminatı ve komisyon alacağına ilişkin alacak kalemlerini de yer verilmiştir. Takip türünün değiştirilmesinden önceki takip talebinde yer verilip, iflas yolu ile takipe eklenmeyen alacak kalemlerinin de depo emrinde yer alması doğru olmamıştır. Bu şekilde düzenlenen depo emrine dayalı olarak davalının iflasına karar verilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlu ...'a Örnek 10 nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği ve adı geçenin borca itirazda bulunmayarak takibin kesinleştiği, borçlu ...’un vefatından sonra alacaklı vekilinin mirasçılara ödeme emri tebliğ edilmesini istediği ve icra dairesince bu istemin kabul edildiği anlaşılmaktadır.İİK'nun 53. maddesi gereğince; borçlunun ölümü halinde alacaklının takip edebileceği iki yol olup, bu yolların her ikisi de yeni bir takip olmayıp eski takibin devamı niteliğindedir....