Dava, davacı şirketler hakkında iflasın ertelenmesi istemine yöneliktir. İİK.’nun 154/son maddesine göre, iflas ve iflasın ertelenmesi davalarının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesinde açılması öngörülmüştür. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup, emredici niteliktedir. Aksi sözleşme ile de kararlaştırılamaz. Bu durumda uyuşmazlığın davacı şirketlerin dava tarihinde ticaret sicilindeki ilan edilmiş olan adreslerine göre Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 29.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İflasın ertelenmesi kararı verilmesi ya da iflasın ertelenmesi davasında ihtiyati tedbir kararı verilmesi ihtiyati haciz kararı verilmesine engel değildir. Ancak böyle bir durumda muhafaza tedbirine başvurulamaz. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 29.03.2010 tarih 2010/2689 E. - 2010/3432 K.; 19. Hukuk Dairesi 26.02.2009 tarih 2009/645 E. - 2009/1501 K.; Deynekli ...i Haciz, 3. Baskı ... 2011 sh. 453-454, sh. 458) Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına ve uyulan bozma ilamlarına göre; davanın 11.03.2009 tarihinde açıldığı, 25.03.2009 tarihinde iflasın ertelenmesi müessesesinin ön gördüğü tüm tedbir kararlarından davacının yararlanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, tedbir tarihinden işbu kararın verildiği 05.11.2014 tarihinde kadar geçen 5 yıl 7 ay 10 günlük süre boyunca, davacının iflasın ertelenmesi tedbirlerinden fiilen ve hukuken yararlandığı, ancak borca batıklıktan kurtulmadığı gibi ekonomik durumunun da iyileşme göstermediği gerekçesi ile davacının iflasın ertelenmesi talebinin reddi ile iflasına karar verilmiştir. ../.. S.2. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
K A R Ş I O Y Y A Z I S I Bir anonim şirket ve bir Limited Şirket birlikte iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuşlardır. İflasın ertelenmesini isteyen şirketler ayrı tüzel kişiliği bulunan, alacaklıları ve borçluları farklı olan şirketlerdir. Şirketler arasında dava konusu bakımından bir teselsül bulunmadığı gibi, davanın her biri için aynı sebepten doğduğu da kabul edilemez. Bu nedenle iflasın ertelenmesi talebini aynı gruba dahil olsalar bile ayrı tüzel kişiliği bulunan, ayrı organları olan her bir şirket ayrı yapmalıdır. Birden çok şirketin birlikte iflasın ertelenmesini birlikte talep etmeleri mümkün olmadığından, mahkeme kararının açıklanan gerekçeyle bozulması gerekir....
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir. 2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle iflasın ertelenmesi koşullarının kabulünde isabetsizlik bulunmadığından bir kısım alacaklılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 3- İflasın ertelenmesi talebinin yerinde görülmesi halinde mahkemece malvarlığının muhafazası için gerekli tedbirler alınmalıdır. Ancak mahkemece, maddi hukuk alanında sonuçlar doğuran muhafaza tedbirleri verilmemelidir....
Bu da birden fazla borçlunun hasımsız olarak açılan istemde iflasın ertelenmesi talebinde bulunamayacaklarının göstergesidir. İcra İflas Kanunu’nun 179. maddesinde de, kanun koyucu iflasın ertelenmesi talebi bakımından “ŞİRKETLER VEYA KOOPERATİFLER” dememiş, aksine “ŞİRKET VEYA KOOPERATİF” demek suretiyle iflas ve iflasın ertelenmesi taleplerinin ayrı ayrı açılabileceğini, davacının çoğul değil tekil olduğunu göstermiştir. Bunun aksinin kabulü Yasa’nın lafzi yorumuna da aykırıdır. İflasın ertelenmesi taleplerinin grup şirketleri tarafından birlikte açılması, bunların ayrı ayrı yatırmaları gereken harçtan kaçınmalarına da imkan verecektir. Harçlara dair düzenlemeler kamu düzeninden sayıldığından başlı başına bu husus bile birden çok tüzel kişinin birlikte iflasın ertelenmesi talebinde bulunmalarına engel teşkil etmektedir....
ve 377. maddelerinde düzenlenen iflasın ertelenmesi istemidir.Davacı şirketlerin ekonomik sıkıntıda olmaları nedeniyle iflasın ertelenmesi talebinde bulunulmuştur. İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yolu olup, alacaklıların durumunu zorlaştırma ve bir şirket tasfiyesi yolu değildir. İflasın ertelenmesi için; şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsımında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine ilişkin somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir....
ve 377. maddelerinde düzenlenen iflasın ertelenmesi istemidir.Davacı şirketlerin ekonomik sıkıntıda olmaları nedeniyle iflasın ertelenmesi talebinde bulunulmuştur. İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yolu olup, alacaklıların durumunu zorlaştırma ve bir şirket tasfiyesi yolu değildir. İflasın ertelenmesi için; şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsımında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine ilişkin somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Davacı vekili tarafından hasımsız açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil Yapı ve Kredi Bankası A.Ş, İş Bankası A.Ş ve Akbank T.A.Ş vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, 1986 yılından beri İnşaat işleri yapan müvekkili şirketin mali durumunun bozulduğunu, üstlendiği işlerden elde edeceği gelir ve iyileştirme projesine göre sağlanacak gelirle mali durumunu düzeltebileceğini ileri sürerek iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iflasın ertelenmesi için gerekli koşulların oluştuğu gerekçesiyle iflasın ertelenmesi karar verilmiş, hüküm Yapı ve Kredi Bankası A.Ş; Akbank A.Ş ve İş Bankası A.Ş vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Müdahiller vekilleri, istemci şirketin iflasın ertelenmesi koşullarına haiz olmadığını ifade ederek talebin reddine karar verilmesini savunmuşlardır. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurul raporu ve tüm dosya içeriğine göre, iflasın ertelenmesini talep eden şiketin borca batık olduğu, ancak sunulan iyileştirme projesinin inandırıcı olmayıp, uygulaması halinde talep eden şirketin iflastan kurtulma imkanının bulunmadığı gerekçesi ile iflasın ertelenmesi talebinin reddi ile şirketin iflasına karar verilmiştir. Karar, istemci şirket vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, istemci vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....