nun 33/a maddesinde, istemin kabulü durumunda icra mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verileceği düzenlemesine yer verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, borçlunun zamanaşımına yönelik şikayeti kabul edildiğine göre; İİK.'nun 71.maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken; takibin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....
Mahkemece, 07.03.2008 tarihi itibariyle fazladan ödenen tutarın 6.930,40-TL olduğu, Mart 2008 tarihi itibariyle talep edilebilecek nafakanın 553,37-TL olduğu göz önüne alınarak, fazla talepte bulunulduğu belirtilerek, 9.856,63-TL yönünden icranın geri bırakılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Talep edilen dönemlerle ilgili bilirkişi tarafından hesaplama yapılmış, borcun 10.402,00 TL olduğu, 07.03.2008 tarihi itibariyle de fazla ödeme miktarının 6.930,40 TL olduğu tesbit edilmiştir. Bu durumda işleyecek nafakalar yönünden takibe devam edilebilecek ise de, 07.03.2008 tarihi itibari ile borcun tamamı ödenmiş olduğu için 10.410 TL açısından icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken 9.856 TL açısından icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır....
İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nun 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesi halinde İİK'nun 71/2. maddesi göndermesiyle İİK'nun 33/a-1. maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Mahkemece, takibe konu alacağın icra takibinden önce ödendiği gerekçesiyle İİK’nun 33. maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi üzerine, hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçlu ... A.Ş. vekili İcra Hukuk Mahkemesine verdiği dilekçesinde; "ödemiş olduğumuz bedelin tekrar talep edilmiş olması sebebiyle İİK.72.maddesi gereği mahkemeye başvurma zorunluluğu doğmuştur.” şeklindeki başvurusu ile açıkça Menfi tespit davası açmıştır. Bu durumda İcra Mahkemesince, dava, Menfi Tespit Davası olarak nitelendirilip, dosyanın genel mahkemelere görevsizlik kararıyla gönderilmesi gerekirken,işin esasına girilerek İİK 33. maddesinden bahisle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4....
geri bırakılmasına karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; somut olayda davacı her ne kadar takibin iptalini talep etmiş ise de takibin iptalinin en geniş talep türü olması, bu talebin davanın mahiyeti gereği icranın geri bırakılması talebini içerdiği ve icranın geri bırakılmasına karar verilebileceğinin açık olduğu, yine hacizlerin fekki talebi hakkında ise icra müdürlüğüne talep sonucunda değerlendirilecek bir husus olması nedeniyle hüküm kurmaya gerek görülmediği, bu nedenlerle davacının icranın geri bırakılması talebinin kabulüne karaır verilmiştir....
M.71 ve m.33/a maddeleri gereğince zamanaşımının gerçekleştiğinini ispat edildiğinden bahisle icranın geri bırakılması kararı verilmesi gerektiğini, İstanbul 11.İcra Müd. 2019/34659E sayılı dosya icra takibinin husumet ve/veya senette unsur eksikliğinden dolayı iptaline, mezkur icra takibinin 6102 sayılı TTK 818/p, 749, 750,751, 752 maddeleri gereğince icranın İİK 71 ve 33/a maddeleri mucubi geri bırakılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; lehdar “k....
Somut olayda, alacaklı vekili tarafından dosyada en son 16/05/2016 tarihinde haciz talebinde bulunulduğu anlaşılmakla üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu kanaatine varılarak icranın geri bırakılmasına karar vermiştir. Davalı istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece duruşma yapılmaksızın karar verildiğini, usul ve yasaya aykırı bir şekilde davacı lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, fiili haciz istenmesine rağmen icranın geri bırakılmasına karar verilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; Mahkemece takibin 3 yıldan fazla süre işlemsiz bırakılması nedeni ile icranın geri bırakılmasına yönelik verilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmasa da, davacının duruşmada ve mahkemede vekille temsil edilmemesine rağmen mahkemece davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun görülmediğinden, davalının istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 29/09/2011 tarih ve 2011/1507 Esas -1390 Karar sayılı ilamı ile zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2012/295 Esas, 2012/16314 Karar sayılı, 10.05.2012 tarihli kararı ile onandığı, böylelikle icra takibinin İİK'nın 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılması kararı üzerine durduğu, duran takibin, ancak icranın geri bırakılmasının sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde takibe konu alacağa yönelik olarak Mahkemece verilen tahsil kararının ibraz edilmesi halinde faal hale gelebileceği, alacağın tahsili kararının ibraz edilmesine kadar takip işlemlerinin yapılamayacağı, bu kapsamda takip dosyasında alacaklı tarafından hiçbir işlem yapılamayacağı, dosyanın yenilenmesi mümkün olmadığı gibi borçlunun malvarlığına haciz konulamayacağı, alacaklının İstanbul 6....
Zira maddenin son bölümünde "...icranın geri bırakılması için Bölge Adliye Mahkemesi'nden veya Yargıtay'dan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir." düzenlemesi mevcuttur. Yine, İİK'nın 36/3 maddesine göre, "ücreti ilgililer tarafından verilir ise Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay'ca icranın geri bırakılmasına dair karar icra dairesine en uygun vasıtalar ile bildirilir." düzenlemesi mevcut olup, buna göre icranın geri bırakılması kararının borçlu tarafından sunulması zorunlu olmadığı gibi kararın icra dosyasına ibrazı için de bir süre belirlenmemiştir. Bu haliyle süresi içerisinde alınmış icranın geri bırakılması kararının mehil vesikasında belirlenen süre geçtikten sonra icra dosyasına sunulmuş olmasının icranın geri bırakılması kararı gereğince işlem yapılmasına engel olmadığı açık olup, icra müdürlüğünce bu yönde verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....