Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Mahkesinden 07.01.2010 - 27.12.2012 tarihleri arası dosyanın işlemsiz kaldığı gerekçesiyle İİK'nın 33/a maddesi uyarınca icranın geri bırakılmasının talep edildiği, mahkemece 01.11.2013 tarih ve 2013/1501 E. 2013/1274 K. sayılı kararıyla şikayetin kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 12.02.2014 tarih ve 2014/447 E. - 2014/3553 K. sayılı kararıyla onandığı, karar düzeltme talebinin ise reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun madde 33/a – Ek: 18/2/1965 – 538/18 md.)" İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir. Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vakı olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir....

    Bununla birlikte, icranın geri bırakılmasına ilişkin mahkemece verilen karar, kararın verildiği tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğuracağından, kararın verildiği tarih itibariyle icra geri bırakılmış olup, geri bırakılmış bir takipte teminatın alacaklıya ödenmesi de mümkün değildir. İcra müdürlüğünce aksi yönde işlem yapılmış olması, yani süresi içerisinde icranın geri bırakılması kararı alınmış olmasına rağmen teminatın alacaklıya ödenmesi halinde ise İİK'nın 361. maddesi uyarınca bu paranın geri istenmesi mümkündür. Bu haliyle borçlu vekilinin paranın geri istenmesine ilişkin talebinin kabulü ve bu talep uyarınca işlem yapılması gerekirken icra müdürlüğünce talebin reddedilmesi ve buna ilişkin şikayetin de mahkemece reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. İstinaf başvurusu yerinde görülmüştür....

    , fazla istenen asıl alacak ve faizi yönünden İİK'nun 33. maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

      Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusunun takibe konu çeklerden 31/12/2011 tarihli olanların zamanaşımına uğradığından bu senede dayalı takip yapılamayacağına ilişkin olduğu ve sözkonusu çekler yönünden icranın geri bırakılmasını talep ettiği, ancak, talep aşılarak HMK.nun 26. maddesine aykırı şekilde ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/7155 Esas sayılı takibinde icranın geri bırakılmasına karar verildiği görülmektedir. O halde, mahkemece, HMK.nun 26. maddesi gereğince taleple bağlı kalınarak takibe konu 31/12/2011 tarihli çeklere ilişkin icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibin tümden geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Zira maddenin son bölümünde "...icranın geri bırakılması için Bölge Adliye Mahkemesi'nden veya Yargıtay'dan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir." düzenlemesi mevcuttur. Yine, anılan tarihte yürürlükte bulunan İİK'nın 36/3 maddesine göre, "ücreti ilgililer tarafından verilir ise Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay'ca icranın geri bırakılmasına dair karar icra dairesine en uygun vasıtalar ile bildirilir." düzenlemesi mevcut olup, buna göre icranın geri bırakılması kararının borçlu tarafından sunulması zorunlu olmadığı gibi kararın icra dosyasına ibrazı için de bir süre belirlenmemiştir. Bu haliyle süresi içerisinde alınmış icranın geri bırakılması kararının mehil vesikasında belirlenen süre geçtikten sonra icra dosyasına sunulmuş olmasının icranın geri bırakılması kararı gereğince işlem yapılmasına engel olmadığı açıktır....

        Somut olayda; mahkemece her ne kadar itfa nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmiş ise de; ödemeye ilişkin sunulan dekontun takibe konu edilen 2014 yılının Kasım-Aralık ayları ile 2015 yılının Ocak-Şubat aylarına ilişkin birikmiş nafaka alacağına ilişkin ödeme belgesi olduğu, oysa takibin işleyecek aylar nafaka bedelini de içerir şekilde başlatıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda; mahkemece takibe konu işlemiş nafaka alacakları yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, işleyecek nafaka alacaklarını da kapsayacak şekilde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İcra Hukuk Mahkemesine açılan 2008/266 esas sayılı dosyada verilen 18/02/2009 tarihli ve İİK’nın 33/a maddesi gereğince icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmaktadır. İİK’nın 33/a-II fıkrasına göre alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vaki olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder. Buna göre alacaklı ...’ya icranın geri bırakılmasına ilişkin kesinleşmiş kararın tebliğ edilip edilmediği ve tebliğ edilmiş ise adı geçen tarafından umumi mahkemelerde dava açılıp açılmadığı açılmış ise sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususlarının araştırılarak gelen yazı cevaplarının dosya arasına konulup ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28/02/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda takip dosyalarında icranın geri bırakılmasına karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, aciz belgesi alındıktan sonra dahi olsa takip dosyasında icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olması durumunda da takibe ilişkin dava şartının ortadan kalkacağının açık bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasası'nın 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmasına yer olmadığına 26.01.2015 gününde karar düzeltme yolu açık olarak oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda takip dosyalarında icranın geri bırakılmasına karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, aciz belgesi alındıktan sonra dahi olsa takip dosyasında icranın geri bırakılmasına karar verilmiş olması durumunda da takibe ilişkin dava şartının ortadan kalkacağınınaçık bulunmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 26.01.2015 gününde karar düzeltme yolu açık olarak oybirliğiyle karar verildi....

                İİK'nun 71. maddesinde düzenlenen durum ise, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleşmesine ilişkin olup, ancak bu halde icranın geri bırakılmasına karar verilebilir. O halde, mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazı İİK'nun 169/a maddesi kapsamında kabul edilerek, aynı maddenin beşinci fıkrası gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul 22....

                  UYAP Entegrasyonu