Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e düzenleme tarihi 20/02/2012 olan senetten doğan borcu nedeniyle ilamsız icra takibi başlatıldığın, davalı borçlu borca icra takibine, masraflara, faiz oranına, işlemiş faizi ve borcun tüm ferilerine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, ve takibin durduğunu, takip sonrası ara buluculuğa başvurulduğunu, 2021/... ara buluculuk dosya numarası ile yapılmış olan görüşme neticesinde anlaşılamama tutanağı tanzim edilerek taraflara tebliğ edildiğini, dava ve takibe konu senet bir bono olmakla açıkça borç ikrarı içerdiğinden davalının borca itiraz etmesinin mümkün olmadığı, borca itiraz ederken imza hakkında herhangi bir itiraz olmaması dolayısıyla imzayı da kabul ettiği görüldüğünü, davalının borculu olduğu ortada olduğunu, kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesinin geçerli olması bir yana müvekkil kambiyo senedine temel oluşturan hukuki ilişki yönünden de edinimi ifa etmekle davalıya iş bu edimin karşılığı olan bu senet bedelini ödemediğini, davalı borçlunun borcu kambiyo...

    İcra takibine yasal süresi içinde itiraz eden davalı borçlular, alacaklıya herhangi bir kira borçları olmadığını, kira bedelinin ödeme emrinde yazıldığı şekilde 4.800 -TL değil 3.600-TL olduğunu belirterek itiraz etmişlerdir. İİK'nun 269/2 maddesinde; Borçlu itirazında, kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse, akdi kabul etmiş sayılır." hükmüne yer verilmiştir. Davalı borçlular icra takibine itirazında kira akdine açık ve kesin olarak karşı çıkmamış olup, itirazları borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda davacı 2014 yılı kirasını iddia ettiği kadar olduğunu kanıtlayamadığından davalı borçluların kabul ettiği miktara itibar etmek gerekir. Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektiren bir durum bulunmadığından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile red kararı verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

      DELİLLER : Aksaray İcra Müdürlüğü’nün 2020/2100 Esas sayılı dosyası. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davacı şirket tarafından davalı belediye hakkında Aksaray İcra Müdürlüğü’nün 2020/2100 Esas sayılı dosyasıya Aksaray Sultanhanı Kervansarayı Restorasyon ve Çevre Düzenlemesi işinin hakediş alacağı için 21/02/2020 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatılmış, ödeme emri 27/02/2020 tarihinde davalı borçlu belediyeye tebliğ edilmiş, borçlu vekili tarafından 05/03/2020 tarihinde Uyaptan gönderilen dilekçe ile borca itiraz edilmiştir. Borçlu tarafından borca itiraz edildiğinden icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Borçlu, borcun tamamına değil de bir kısmına itiraz ederse, buna kısmi itiraz denir. Kısmi itirazın geçerli olabilmesi için, borçlu, itiraz ettiği borç miktarını, itirazında açıkça ve ayrıca belirtmek zorundadır. Belirtmemişse borçlu, ödeme emrine hiç itiraz etmemiş sayılır....

      Davalı borçlu tarafından icra takibine yapılan itirazda, borçlu olduğu iddia edilen müvekkili şirketin adresinin ... ili sınırları içerisinde olduğu, dolayısıyla .... Anadolu İcra Dairelerinin yetkili olduğu belirtilerek icra dairesinin yetkisine de itiraz edildiği anlaşılmıştır. İtirazın iptali davasının açılabilmesi için geçerli bir ilamsız icra takibinin yapılmış olması gerekir. Geçerli bir icra takibinden söz edebilmek için yetkili icra dairesinde yapılmış bir takibin bulunması gerekir. Şüphesiz kamu düzenine ilişkin bulunmayan hallerde icra dairesinin yetkili olup olmadığı hususu re'sen incelenemez. Somut olayda alacaklı- davacı tarafından girişilen icra takibine davalı - borçlu hem icra dairesinin yetkisine hem de borca süresinde itiraz etmiş, yapılan bu itiraz neticesinde icra takibi durmuştur. Açılan itirazın iptali davasında öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir....

        İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile ilamsız haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun 08/12/2021 tarihli dilekçesi ile borca ve yetkiye itiraz beyanında bulunduğunu, itiraz üzerine ... İcra Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme sonucunda takibin durdurulmasına karar verildiğini, yetki itirazı nedeniyle dosyanın yetkili ... icra müdürlüğüne gönderildiğini, ilgili icra dairesince gönderilen ödeme emrine 09.03.2022 tarihinde davalı tarafça borca itiraz edildiğini, müvekkili şirket ile davalı borçlu arasında davalı adına kayıtlı ......

          Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı borçlu icra takip dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde, takip konusu borca tatbik olunan faiz oranına, komisyon ücretine ve temerrüt faizine itiraz etmiştir, asıl borca yönelik bir itiraz da bulunmamış, 16.782,00 TL fazla tahsilatla ilgili haklarını saklı tuttuğunu söylemiştir. İtirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olup, borçlu takip konusu alacağa kısmi itirazda bulunulmuş ise ancak itiraza konu olan kısım hakkında inceleme yapılarak itirazın iptaline karar verilebilir. Mahkemece davalı borçlunun icra takibindeki işlemiş akdi ve temerrüt faizine itiraz ettiği dikkate alınarak itiraz incelemesinin bu yönden yapılması gerekirken, asıl alacağa yönelik itirazın varlığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş....

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2227 KARAR NO : 2021/2885 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇORUM İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/04/2021 NUMARASI : 2020/350 ESAS - 2021/264 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacılar vekili 17/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; takipte müvekkili T2nın adresinin Kayı Köyü Mecitözü/Çorum olarak gösterildiğini, tebligatın Kızılırmak Sok....

            İcra Mahkemesi İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine, davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece itirazın kaldırılması konusunda karar vermeye yer olmadığına, kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davalı 06.03.2009 tarihli süresinde verdiği itiraz dilekçesinde "tarafımın ödeme emrinde geçen miktar kadar borcu yoktur. Borcun tamamına ve ferilerine ve faizlerine itiraz ederim" demek suretiyle borcun tamamına itiraz etmiştir. Mahkemece kısmi itiraz edildiği gerekçesiyle uygulama olanağı bulunmayan İ.İ.K.'nun 62/4. maddesi uyarınca itiraz edilmemiş sayılarak, İ.İ.K.'...

              Davalı borçlu icra takibine, itiraz dilekçesinde borca itiraz ile birlikte icra dairesinin yetkisine itiraz de etmiştir.Mahkemece icra dairesinin yetkisi konusunda herhangi bir karar verilmemiştir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biri olduğundan İİK. 50. md. uyarınca mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmiş olması fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda, alacaklı tarafından başlatılan ilamsız takipte borçlu tarafından, ödeme emrinin tebliğ edildiği gün icra mahkemesine yapılan başvuruda, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz edilmekle beraber, takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığı da ileri sürülmüştür. Borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü hususlar, İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmelidir. Borçlunun ileri sürdüğü hususlar, icra mahkemesince ancak, alacaklının itirazın kaldırılmasına yönelik başvurusu halinde değerlendirilebilecektir. O halde, takibin şekline göre borçlunun icra dairesi yerine mahkemeye başvurusu sonuç doğurmayacağından, mahkemece istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

                  UYAP Entegrasyonu