Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı icra dosyasında ilamsız icra takibi başlattığını, yetki itirazı ile birlikte borca itiraz ettiklerini, bu itiraz neticesinde davacı icra dosyasını yetkili yer icra müdürlüğü olan Bakırköy İcra Müdürlüğüne göndermeden itirazın iptali davası açtığını, bu nedenle de ortada geçerli ve yetkili yer icra müdürlüğünde yapılmış bir icra takibi bulunmadığından koşulları oluşmayan icra takibine itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, alacağın tahsili için icra takibine itirazın iptaline ilişkindir. Davalı vekili tarafından icra dairesinin yetkisiz olduğu ve buna göre geçerli icra takibi bulunmadığı belirtilmiştir. Bu nedenle öncelikle bu hususun değerlendirilmesi gerekmektedir. HMK'nın 6. Maddesi gereğince kural olarak her dava açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılır....

    Borçluların icra mahkemesine başvurusu bu hali ile İİK'nun 168/5 ve 169. maddeleri kapsamında borca itiraz olup, icra mahkemesince aynı Kanun'un 169/a maddesine göre incelenerek sonuçlandırılması gerekir. Takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazından vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut icra dairesine başvurulup takipten feragat edilmesi tazminat talebinin reddini gerektirmez. Aksinin kabulü halinde itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın talebinden vazgeçmek suretiyle aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum ortaya çıkar (HGK'nun 16.10.1996 tarih, 1996/601- 711 ve 21.3.2001 tarih, 2001/266 sayılı kararları). Somut olayda; alacaklının borçlunun borca itirazından sonraki bir tarihte, 30.10.2018 tarihinde, itiraza konu alacak kısmından icra dosyasında feragat ettiği görülmektedir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/01/2020 NUMARASI : 2019/1092 ESAS 2020/31 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafça aleyhine İstanbul 26. İcra Müdürlüğü'nün 2019/43648 e sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ödeme emrine süresi içerisinde itirazda bulunduğunu, alacaklıya hiçbir borcu olmadığını, borca ve ferilerine itiraz ettiğini beyanla, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı hakkında faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız takipte, borçlu vekilinin alacağın aslına karşı çıkmayarak, takas-mahsup definde bulunduğu, yapılan itirazın ödeme emrine itiraz niteliğini taşıyıp borca itiraz olmadığı, borcun varlığı tartışılmayıp aksine ikrar edildiği, takas def’inin yerinde olup olmadığının İcra Mahkemeleri tarafından irdeleneceği, davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı ve geçerli bir itiraz da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, navlun alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olup, mahkemece takas itirazının borca itiraz niteliğinde olmayıp İcra Mahkemeleri tarafından değerlendirilmesi gerektiği, itirazın iptali davası açmak için geçerli bir itirazın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Sayılı kararıyla takibe dayanak belge sureti eklenmediğinden istemin kabulüne, 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrinin iptaline karar verildiği 16.04.2013 tarihinde borçluya yeni ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun yasal sürede itiraz etmediği anlaşılmıştır. Önce gönderilen ödeme emrinin icra mahkemesince iptali üzerine, yeni ödeme emri tebliğ edilmiş olup, önceki ödeme emri ve buna ilişkin borca itiraz hükümsüz kalmıştır. Bu sebeple 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliği ile beraber süresinde borca itiraz edilmesi, tebligata ve ödeme emrine ilişkin şikayetler varsa bunların ileri sürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde önceki ödeme emrine itiraz üzerine takip durmaya devam etmez ve yeni ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibe devam edilir. Ancak 16.04.2013 tarihinde yeni ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği ve herhangi bir şikayet yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır....

        müvekkiline ----- kaldığını, davalının adına tahakkuk ettirilen faturalardaki bedelleri ödeme süreleri geçmiş olmasına rağmen ödememiş olması nedeniyle davalı aleyhine ------ dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, Sayın Mahkemece yapılacak olan yargılamada delilleri ve ekte sundukları cari hesap ekstresi gereğince müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun, davalının itirazında haksız olduğunun ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğinin görüleceğini, dava konusu alacağın likit olduğunu, davalının icra takibine yaptığı itirazının haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle davalının İcra ve ----- maddesi gereğince takip tutarının %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, alacağın sabit olduğunu ve davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğinin sabit olduğunu, bu nedenle davalının icra dosyasına haksız itirazının alacağın tahsilini geciktireceğini, yargılama sonunda tahsil imkanının...

          DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Hendek İcra Müdürlüğünün 2020/797 esas sayılı icra dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; icra mahkemesince takibe konu alacakla ilgili bir karar verilmiş olması, aynı alacak hakkında genel mahkemelerde dava açılmasına engel oluşturmayacağından davacı tarafın iddialarının genel yetkili mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, dar yetkili olan icra mahkemesince değerlendirilemeyeceğinden ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarınca Hendek İcra Hukuk Mahkemesine yapılan başvurunun şikayet değil, icra takibine itiraz (borca itiraz) niteliğinde olduğunu, müvekkili kendisine hiçbir aktif mal varlığı değeri bırakmayan murisinin terekesinin borca batık olduğunu iş bu davaya konu icra takibi neticesinde öğrendiğini, alacaklıya herhangi bir borcu bulunmayan müvekkilinin derhal Hendek 1....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Giresun İcra Müdürlüğü’ nün 2020/6123 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine yapılan icra takibine dayanak ödeme emrinin müvekkilinin tarafından tebellüğ edildiğini, süresi içerisinde mahkememize başvurarak icra takibindeki; imzaya, borcun aslına ve borcun tüm fer’ ilerine ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini, öncelikle, davalı-alacaklının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine konu sentlerin tamamının Giresun icra Müdürlüğünün 2020/4466E. Sayılı dosyasının içinde mevcut bulunduğu iddia edilmişse de , dava konusu 2020/6123E. Sayılı takibe konu senetler ile dayanak icra takibi münderecatındaki senetlerin tamamen farklı senetler olduğunu, dava konusu takibe konu senetlerin vade tarihleri ile tanzim tarihlerinin Giresun icra müdürlüğünün 2020/4466E....

          - K A R A R - Dava, hizmet bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, yargılamaya katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece, davalının icra takibine itiraz dilekçesinde yetkili icra dairelerinin Kadıköy İcra Daireleri olduğunu, şirketin muamele merkezinin Kadıköy İlçesi sınırlarında bulunduğunu bildirerek İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiği, davalı şirketin adresinin Kadıköy İlçesi sınırları dahilinde olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, Şişli 1. İcra Müdürlüğü'nde yapılan takibe karşı icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir....

            Noterliği'nin 07/11/2014 tarih ve 35084 yevmiye numaralı alacağın temliki sözleşmesi ile aynı noterliğin 30/10/2013 tarih ve 35396 yevmiye numaralı rehin sözleşmesinde yer alan rehin hakkını devralması nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe başlandığı, borçlunun rehin hakkının düştüğü ve borcunun bulunmadığı gerekçesiyle rehine ve borca itiraz ettiği, alacaklının icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması talebinde bulunduğu ve mahkemece talebin reddine karar verildiği görülmüştür. İİK'nun 147/1. maddesinde; taşınır rehnin paraya çevrilmesinde, ödeme emrine itiraz hakkında 62'den 72. maddeye kadar olan hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu