Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2020/2863 E. sayılı dosyası ile müvekkiller Suzan Sezer, Avedis Sezer, Süren Sezer ve T1 aleyhine ilamsız icra takibine girişildiğini, girişilen işbu ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emri müvekkillerine ayrı ayrı farklı tarihlerde tebliğe çıkarıldığını, mezkûr ödeme emri, ilk olarak müvekkilinin Süren Sezer tarafından 19.02.2020 tarihinde tebellüğ edilmiş olup, bu vasıtayla yine bu tarihte taraflarına ödeme emrinden haberdar olunduğunu, müvekkillerinin herhangi bir hak kaybı yaşamaması adına 20.02.2020 tarihinde, yasal süresi içerisinde, müvekkillerinin böyle bir borcu bulunmaması sebebiyle müvekkillerinin tümü bakımından borca itiraz edildiğini, müvekkillerinin kimisinin adresinin yurtdışı olması, tüm tebligat işlemlerinin ilk tebliğ tarihi olan 19.02.2020 tarihinden itibaren yasal borca itiraz süresi içerisinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin belirsiz olması dolayısıyla, daha sonra kendisine ödeme emri tebliğ edilecek müvekkilleri bakımından bilahare borca itiraz...

Davalı alacaklı T3 tarafından, borçlular Latif Polat ve T1 aleyhine kira sözleşmesine dayanarak Örnek No:13 ödeme emri tebliğ edilmek sureti ile ilamsız icra takibi başlatılmış, davacıya 06/10/2020 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, davacı 09/10/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi vermiş, 22/10/2020 tarihinde açılan dava ile sözleşmedeki kefalet işleminin geçerli olmadığı belirtilerek takibin iptaline karar verilmesi istenilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Kefaletin geçersizliği nedeniyle borcun doğmayacağına yönelik başvuru, borca itiraz niteliğindedir. Takibin şekline göre, İİK'nun 269/2. göndermesiyle 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal yedi günlük sürede icra dairesine bildirilmesi zorunludur. Borçlunun, açıklanan itirazını da 7 gün içinde icra dairesine bildirmesi gerekmekte olup, icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurması hukuki bir sonuç doğurmaz....

İcra Müdürlüğü'nün 2019/14230 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatdığını, bu takibin borca itiraz üzerine durması karşısında teminat olarak verilen senetleri icraya koyma yoluna gidildiğini, açıkça görüldüğü üzere icra takibine konu senedin bir teminat senedi olduğunu, bononun kayıtsız şartsız bir bedeli ödemek vaadini içerdiğini, somut olayda alacağın miktarı, ne kadarının tahsil edildiği belirli olmayıp yargılamayı gerektirdiğini belirterek; sebeplerle kambiyo senedi vasfı taşımayan teminat senedine dayanarak, icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 09/03/2020 tarihli cevap dilekçesini özetle; takip konusu bononun teminat senedi olduğuna dair hiçbir ibare ve delil mevcut olmadığını, tahsilde tekerrür olmama kaydıyla bononun işleme konulması bonoyu teminat senedi yapmayacağını, takip konusu bono, kıymetli evrakta bulunması gerekli tüm zorunlu unsurları içermediğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Müdürlüğünün 2018/22813 Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu , borçlu tarafından ödeme emrine itiraz edilmediğini, borçlu vekili tarafından da süresinde itiraz edilmediğini, buna rağmen icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, memur kararında -vekâletname olduğu belirtilen- yabancı dilde hiç bir evrakı kabul edilemeyeceğini ve yabancı dilde yazılı hiç bir evraka dayanarak karar veremeyeceğini, itirazda, 'Posta masrafının yatırıldığı', yazmasına rağmen masrafın yatırılmadığını ve taraflarına tebliğ çıkartılamadığını, masrafı yatırılmamış itirazın memur tarafından kabul edilemeyeceğini, dosyaya Bakanlık'tan gelen tebliğ mazbatasında ve buna bağlı yurtdışı tebliğ evraklarında, itirazın vaktinde yapıldığına dair bir kanıt da bulunmadığını ileri sürerek müdürlük kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

Şikayetçi mirasçı kendisine yönelen icra takip işlemlerini süresiz şikayet yolu ile iptal ettirebilir. ''İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, …sıfat itirazı gibi…. borçlunun borcu olmadığı, faize itiraz, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr. Baki KURU; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s.197, Kasım 2004- İstanbul). Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK.'nın 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir ve aynı maddeye göre borca itirazın icra mahkemesine yapılması zorunludur. İcra mahkemesi yerine icra müdürlüğüne yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2021 NUMARASI : 2021/139ESAS- 2021/70 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, aleyhlerine yapılan ilamsız icra takibinde yasal süresi içerisinde itirazlarını dosyaya sunduklarını, yalnız icra müdürlüğünce haksız bir şekilde takibin kesinleştirilerek müvekkile taşınmazlar üzerine haciz konulduğunu, dosyanın yetkisizlik kararı verilerek bu kez de Gaziosmanpaşa 6. İcra Dairesi 2020/57079 Esas sayılı dosyası ile takibe devam edildiğini, bu dosyada da yasal süresi içerisinde borca itiraz ettiklerini, Gaziosmanpaşa icra müdürlüğünceki dosyada borçlunun malvarlığı üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmelerine rağmen icra müdürlüğünün kendilerince konulmuş herhangi bir haciz bulunmadığından taleplerinin reddine karar verildiğini beyanla taleplerinin reddine dair müdürlük işleminin kaldırılmasını talep etmiştir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2019 NUMARASI : 2019/144 ESAS - 2019/145 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili 08/03/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; Samsun İcra Müdürlüğünün 2019/15985 Esas sayılı takip dosyası ile alacaklı tarafından müvekkili idare hakkında icra takibi başlatıldığını, borca karşı kısmi itirazda bulunduklarını, icra müdürlüğü tarafından yasal süresi içinde itiraz edilmediği gerekçesi ile itirazın reddine ve takibin devamına karar verildiğini, müvekkili kuruma yapılan tebligatın Makine İkmal Bakım ve Onarım Dairesine yapıldığını, 23/02/2019 tarihinde cumartesi günü dairede bulunan memur tarafından tebligatın tebliğ alındığını, Makine İkmal ve Onarım Dairesinin tüm diğer birimlerinde olduğu gibi tüzel kişili olmadığını, tebligat adresinde de "Necipbey Cad....

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine dayanak yapılan senette tahrifat olduğu iddiası, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğindedir. Takibe konu bononun vade tarihinde tahrifat yapıldığı, bononun tahrifat öncesi hali ile bono niteliğinde bulunmadığı şeklindeki iddiası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 170/a maddesi kapsamında şikayet niteliğindedir. Takip dayanağı bononun vade tarihinde tahrifat yapılması kambiyo vasfını etkilemiyorsa takibin iptalini gerektirmez....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; '' Borçlu, icra müdürlüğüne itiraz ederek icra takibini durdursa dahi, İİK'nun 58 ve 61. maddelerine dayalı olarak icra mahkemesinden takibin ve ödeme emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararı vardır.Kaldı ki ödeme emrinde belirtilen faiz alacağının başlangıç tarihinin ve faiz oranının açıkça gösterilmediğine ilişkin iddialar borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde tebligatın iptalini talep ettiğini, fakat öğrenme tarihlerinin tebliğ tarihi olarak kabulünü talep etmediğini, mahkemece davacının talebinde olmayan bir şeyin kabulüne karar verilemeyeceğini, bu nedenle mahkemece tebligat tarihinin düzeltilemeyeceğini, davacının borca itirazının olmadığı, herhangi bir talebinin bulunmadığını, tebligat tarihinin değişmesinde borçlunun hukuki bir menfaati bulunmadığını, borca itiraz sebebi içermeyen dava dilekçesi nedeni ile dava açmakta borçlunun hukuki menfaati bulunmadığını, memur muamelesi şikayeti nedeni ile aleyhlerine vekalet ücreti takdir edilemeyeceğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....

UYAP Entegrasyonu