Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Uyuşmazlık, genel haciz yoluyla yapılan ilamsız takipte borca itirazın kısmi itiraz niteliğinde olduğu iddiasına dayalı icra müdürlüğünce verilen takibin durdurulması kararının kaldırılması talebine ilişkindir. Silifke İcra Dairesinin 2018/4689 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı T1 tarafından borçlu T3 hakkında 31/10/2018 tarihinde genel haciz yoluyla 25.210,46 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 01/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 07/11/2018 tarihli dilekçesiyle "Alacaklının icra takibine konu ettiği ve dosyaya ibraz ettiği faturaya ait toplam borcumun miktarı bu kadar değildir. Bu borca itiraz ediyorum." şeklinde itiraz edildiği, icra müdürlüğünün 07/11/2018 tarihli kararı ile takibi durdurduğu, 14/10/2019 tarihinde şikayetin yapıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 62/4. maddesinde; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır....

İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı takip borçlusu hakkında İpsala İcra Müdürlüğünün 2020/40 Esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, icra müdürlüğünce 08/02/2020 tarihli karar ile takibin faiz yönünden durdurulmasına karar verildiğini, bu kararın İİK 62.maddeye aykırı olduğunu, borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın miktarını açıkça göstermesi gerektiğini, aksi taktirde itiraz etmemiş sayılacağını, borçlunun itiraz dilekçesinde talep edilen alacağın ne miktarına itiraz ettiğini açıkça belirtmediğini, itirazın geçersiz olduğunu söyleyerek icra müdürlüğünün kararının kaldırılmasını istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Dava; kısmi itiraz üzerine, müdürlükçe verilen faiz yönünden takibin durdurulmasına dair memur işleminin şikayetine ilişkindir....

Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Alacaklı tarafından18/08/2021 tarihinde genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlu adına vekilinin icra takibini haricen öğrenmesi üzerine icra dairesine verdiği31/08/2021 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce; itirazın yasal sürede yapıldığı anlaşıldığından takibin İİK’nun 62 ve 66. maddeleri uyarınca durdurulmasına karar verildiği,borçluya örnek 7 ödeme emrinin 01/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği , alacaklının ödeme emri tebliğinden önce yapılan itirazın İİK'nun 62 maddesi aykırı olduğunu ileri sürerek İcra Müdürlüğünün davalı borçlu hakkındaki durdurma kararını kaldırarak takibin devamına karar vermesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür. İİK'nun 66/1. maddesine göre de, müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz dilekçesi, takibi yapan icra dairesine verilebileceği gibi, buraya gönderilmek üzere başka bir icra müdürlüğüne de verilebilir....

Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; kendileri tarafından davacı hakkında (örnek 11) iflas yoluyla icra takibine başlandığını, icra memurunun sehven yapmış olduğu hata sebebiyle (örnek 7) ilamsız takip olarak girildiğini ve bu hatanın fark edilmesi üzerine 16.03.2022 tarihinde iş emri ile beyan dilekçesi gönderilerek takibin iflas yoluyla talep edildiğinin beyan edilerek talepte bulunulduğunu, takip yolunun sonradan değiştirilmediğini, davanın ödeme emri tebliğ işlemine yönelik şikayet değil gecikmiş itiraz niteliğinde olduğunu ve bunun detaylarının İİK'nun 65. maddesinde düzenlendiğini, gecikmiş itiraz koşullarının da mevcut olmadığını ve bu maddeye gereğince 3 günlük itiraz süresinin de geçtiğini belirtip, davanın reddine, davacının para cezası ve tazminata mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, icra dosyasına verilen itiraz dilekçesinin maddi hata sonucu başka dosyaya hitaben verilmesi sebebiyle takibin devamına yönelik kararın kaldırılması istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı hakkında İstanbul 22. İcra Müdürlüğü'nün 2017/37402 esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacının yetkiye ve borca itiraz etmesi üzerine alacaklı vekilinin yetki itirazını kabul ettiği ve dosyanın Yalova İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği, Yalova İcra Müdürlüğü dosyasından borçluya ödeme emri gönderilmesi üzerine davacının, 25/09/2020 tarihinde İstanbul 22. İcra Müdürlüğüne hitaben yazdığı itiraz dilekçesini İstanbul 22. İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesi talebi ile Yalova İcra Müdürlüğü'ne sunduğu, dilekçesinin aynı gün İstanbul 22. İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği anlaşılmaktadır....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "Somut olayda; borçlu asile 23/11/2021 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş, borçlu vekili 29/11/2021 tarihinde ödeme emrine itiraz etmiş, borçlu vekili icra takibine itiraz dilekçesi ekinde borçlu asilin yetkilisi olduğu şirkete ilişkin vekaletname sunmuş, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildikten sonra itiraz dilekçesi sunan vekile borçlu asilin vekili olduğuna dair vekaletnamesini tebliğden itibaren 7 gün içerisinde sunması için 01/12/2021 tarihinde muhtıra çıkartılmış, borçlu vekilinin 06/12/2021 tarihinde vekaletnamesini icra dosyasına sunmuş olduğu görülmüştür....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 14/02/2022 tarihinde Covid-19 hastalığına yakalanan müvekkilinin Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2022/1302 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrini 15/02/2022 tarihinde evde karantina altına alındığını ve zorunlu izolasyon sürecinin başladığı dönemde tebliğ alındığını, 28/02/2022 tarihinde iki haftalık karantina süreci biten müvekkilinin aynı gün 28/02/2022 tarihinde bulunduğu yer icra müdürlüğüne giderek yetkili icra memuruna mazeretini yazılı olarak bildirdiğini ve ödeme emrinde belirtilen borca itiraz etmek istediği beyanında bulunduğunu, icra memurunun bu durumu gözetlediğini, ancak davalıyı yönlendirerek, re'sen gözetilmesi gereken itiraz süresinin kesin olması kuralının istisnası olan ve borçlunun kusuru olmaksızın, bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edemediğinde, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz hakkı tanıyan, İcra ve İflas Kanunu'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz yoluna sevk ettiğini...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi(icra) İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece borca itiraz edilmediğinden kiralananın tahliyesine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir....

    İcra Mahkemesi takipten önce alınan mirasın reddi kararının taşıdığı hüküm ve bu hükümlerin sonuçlarını (TMK 611.) şikâyetin konusu olması nedeniyle değerlendirebilecektir. Mirasın reddi kararına dayanan takibin iptali talebinin borçlu sıfatına itiraz olarak nitelendirilip borca itiraz müessesesi kapsamında değerlendirilmesi başvurunun borca itiraz süreleri ile sınırlandırılması takip hukukunun bütünlüğü ile uyum sağlamaz. İcra hukuku ilâmlı icrayı da bünyesinde bulundurmaktadır. İlâmlı icrada itiraz “İtfa”, “imhal”, “zamanaşımı” ile sınırlı olup, yasada bir başka nedenle ilâmlı takibe itiraz edilebileceğine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. Murisin ilâma bağlanmış bir borcu için takip yapıldığında daha önce mirasın reddi kararı almış kişi, kendisine karşı yapılan takip işlemlerinin iptalini ancak şikâyet yolu ile ileri sürebilir....

      İcra Dairesi 2020/11775 Esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine ilişkin olarak müvekkiline tebliğ edilen örnek No:7 ödeme emri tebliğ edilmeden 06.08.2020 tarihinde hacze gelindiğini, müvekkilinin ticari arkadaşlarının kendisini arayıp haberdar etmesi ile öğrenildiği, hakkında hiçbir borcu olmadığı bir kişi tarafından yapılan takipten haberdar olmadığından itiraz edemediğini, UYAP vatandaştan elde edilen bilgilere göre; alacaklı taraf "diğer 30.145,63 TL" dayanak gösterilerek alacak ve ferileri talep edildiğini, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine açıkça ve kesin olarak itiraz ettiklerini, müvekkili ile takip alacaklısı arasında takip alacaklısının takip konusu yapabileceği bir alacak olmadığını, müvekkilinin takip alacaklısına ödenmesi gereken herhangi bir borcu bulunmamakla takip konusu asıl alacağa, faizlerine, takibin ferileri olan her türlü alacak kalemlerine ilişkin olarak "borca ve ferilerine " açıkça ve kesin olarak itiraz ettiklerini, ayrıca...

      UYAP Entegrasyonu