HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/2527 KARAR NO : 2021/698 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İSKENDERUN İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/04/2019 NUMARASI : 2018/949 ESAS 2019/376 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : İskenderun İcra Hukuk Mahkemesi'nin 25/04/2019 tarih ve 2018/949 Esas 2019/376 Karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı T1 Vekili tarafından istenmesi üzerine dosya dairemize gönderilmekle dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı T1 Vekili dava dilekçesinde özetle; İskenderun İcra Müdürlüğünün 2018/38463 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan takipte gönderilen ödeme emrini müvekkilinin 26/12/2018 tarihinde tebliğ aldığını, müvekkili ile diğer borçlu arasında sözleşme imzalanarak müvekkili...
İhtiyati haciz geçici hukukî himaye tedbiri olup, icra takip işlemi niteliğinde bulunmadığından açılan menfi tespit davası sırasında Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 3.3.2009 tarihinde verilen “çek icra takibine konulduğu takdirde icra takibinin durdurulmasına” şeklindeki tedbir kararı gerekçe gösterilerek ihtiyati haczin kaldırılması usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek hâlinde iadesine, 15.7.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. Aslı gibidir....
İİK m.266'ya göre teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilen durumlarda, ihtiyati hacze konu mal üzerindeki haciz tamamen kalkmakta ve ihtiyati haciz İİK m.266'ya göre gösterilen teminat üzerinde devam etmekte, adeta ihtiyatî haciz gösterilen teminat üzerine kaydırılmış olmaktadır. Bu nedenle İİK m.266'da ihtiyati haczin kaldırılması olarak ifade edilen durum, gerçek anlamda bir ihtiyati haczin kaldırılması olmayıp, buradaki durum aslında ihtiyati haciz kararının değiştirilerek, teminat üzerine kaydırılmasıdır. Nitekim, İİK m.265'e göre ihtiyati hacze itiraz üzerine ihtiyati haczin kaldırılmasında, bunun karşılığında herhangi bir teminat vs. istenmediği, herhangi bir sınırlama getirilmediği halde, İİK m.266'da ihtiyati haczin kaldırılması karşılığında teminat istenmektedir. Bu hususta İİK m.266'daki durumun gerçek anlamda ihtiyati haczin kaldırılması olmayıp, ihtiyati haczin değişikliğe uğraması olduğunu göstermektedir. Somut olayda, Ankara 11....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/527 Esas sayılı dosyası ile yetkiye, imzaya ve borca itiraz ettiğini, mahkeme tarafından takibin durması şeklinde bir karar da verilmediğini, yapılan yargılama neticesinde, imzanın davacıya ait olduğu görülmüş ve itirazın reddine karar verildiğini, dolayısıyla ihtiyati haciz gerek 10 günlük sürenin bitimi tarihinde ve gerekse yapılan yargılama süresince durdurma kararı verilmediği gibi itirazın reddine şeklinde verilen karar neticesinde yine 10 günlük süre sonunda kesin hacze dönüştüğünü ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ihtiyati hacze dayanak kambiyo senedine istinaden yapılan takibin kesinleştiği, ihtiyati haciz bu noktada kesin hacze dönüştüğünden (İİK md.264/5) ve bu aşamadan sonra icra takibine yapılan itirazın kendiliğinden takibi durdurmayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Noterliği'nde yapılan 18243 yevmiye nolu rehin sözleşmesini dayanak gösterdiğini, taraflarınca 24/03/2021 tarihinde borca ve fer'ilerine itiraz edildiğini, itiraz nedeni ile dosyanın işlemden kaldırılması ve araç üzerindeki mahrumiyetlerin kaldırılmasının talep edildiğini, icra müdürlüğünün dosyanın durdurulmasına karar verdiğini ancak mahrumiyetleri kaldırmadığını, yine taraflarınca 17/05/2021 tarihinde tekrar dosyanın işlemden kaldırılmasının talep edildiğini ancak bu taleplerinin de reddedildiğini, davalı tarafça yapılan ilamsız icra takibine dayanak rehin sözleşmesi hakkında taraflarınca 20/11/2018 tarihinde Kocaeli 4....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 03.03.2021 Tarih 2021/40 Değ.İş. sayılı kararı ile ihtiyati haczin kaldırılmasına mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, 31.08.2021 tarihinde açılan dava ile borca gecikmiş itiraz talep edilmiş ayrıca hacizlerin ve tüm işlemlerin kaldırılması istenmiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 65. maddesinde; "Borçlu, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu, maninin kalktığı günden itibaren 3 gün içinde, mazeretini gösterir delillerle birlikte itiraz ve sebeplerini ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur. İtiraz üzerine, icra mahkemesi ancak gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre takibin talikini tensip edebilir. İcra mahkemesi tetkikatını evrak üzerinde yapar....
Mahkeme tarafından verilen iş bu ara karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı- borçlu hakkında başlatılan bir esas takip söz konusu olduğundan ihtiyati haczin kaldırılması talebi icra hukuk mahkemesinden istenmesi gerektiğini, takipten sonra ihtiyati haczin kaldırılması talebinin değerlendirilmesinde genel mahkemelerin görevli ve yetkili olmadığını, kanunun açık hükmü gereği söz konusu değerlendirmenin icra hukuk mahkemesi tarafından yapılması ve karara bağlanması gerekir iken genel mahkemeye yapılan iş bu başvurunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkeme tarafından 25.01.2024 tarihli tensip tutanağının 12 numaralı kararı ile ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verildiğini, söz konusu ihtiyati haciz kararı davalı-borçluya 21.02.2024 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı- borçlu ise 25.03.2024 tarihinde ihtiyati haczin kaldırılması talebinde bulunduğunu, ihtiyati haciz kararlarına karşı kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde ihtiyati haczin kaldırılması talebinde bulunulması...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2020 NUMARASI : 2019/447 ESAS 2020/129 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Mersin 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 25/02/2020 tarih 2019/447 esas 2020/129 sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Mersin 7. İcra Dairesinin2019/6566 esas sayılı takipte 29/04/2019 tarihinde taraflarınca süresinde itiraz edildiğini ve takibin müvekkili yönünden durduğunu, ancak davalı tarafça başka bir genel kredi sözleşmesine dayalı olarak Mersin 1....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı muris Selahattin Demirci adına Tekirdağ İcra Müdürlüğü'nün 2015/3564 (2020/16059 E.) sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatılmış olup takip kesinleştikten sonra borçlu Selahattin Demirci'nin vefat ettiğini, borçlu murisin vefatından sonra icra takibinin mirasçılarına yöneltilebilmesi için ödeme emri gönderildiğini, işbu ödeme emrinin borçlu T1'ya 24.10.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süre içinde itiraz edilmediğinden takibin T1 yönünden kesinleştiğini, davacının 24.10.2019 da tebliğ edilen ödeme emri neticesinde 7 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 19/01/2021 tarihinde borca itiraz ettiğini, İcra müdürlüğünün, davacı-borçlunun itiraz talebinin reddi kararı üzerine davacı-borçlunun Tekirdağ İcra Hukuk Mahkemesi'ne icra takibine itiraz konulu şikayet davası açtığını, ilamsız takiplerde borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 7 günlük yasal süre içinde borca itirazlarını yazılı...
İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz ederken yetki itirazını da birlikte bildirmemişse, artık takibin bundan sonraki safhalarında yetki itirazında bulunamaz. Yani borçlu esasa ilişkin itirazıyla birlikte aynı anda yetki itirazında bulunmamışsa daha sonra itiraz, süresi dolmasa dahi artık icra takibine yetki yönünden itiraz edemez. Hem yetkiye hem esasa itiraz etmek isteyen borçlunun, her iki itirazını da açıkça ve birlikte bildirmesi (yapması)gerekir.Somut olayda borçluya ödeme emri 17/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlunun 19/11/2014 tarihinde borca itiraz ettiği, daha sonra 20/11/2014 vürut tarihli ikinci dilekçesiyle borca itirazın yanında ayrıca yetkili icra dairelerinin İzmir olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu görülmektedir. Şu hale göre borca itirazdan sonra yapılan yetki itirazı süresinde dahi olsa geçersizdir....