Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu ödeme emrine itiraz ederken borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun yalnız "itiraz ediyorum" demesi yeterlidir. İcra İflas Kanun'unun 63. maddesi gereğince borçlu itirazında bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı olduğundan borçlunun senet metninden anlaşılamayan borca itiraz sebeplerini itirazında ayrıca ve açıkça bildirmesi kendi yararınadır. Dava konusu olayda; Davalı borçlu, mükerrer takip yapıldığını bildirerek itiraz etmiştir. Davalı borçlunun bu itirazı borca itiraz olup, itirazı üzerine icra takibi durmuştur. Davacı alacaklı icra takibinin devamı için icra mahkemesine başvurmuş, icra mahkemesi davalı borçlunun itirazının haksız olduğuna karar vermiştir. Bu durumda aleyhindeki icra takibine itiraz ederek işin çabuk bitirilmesini engelleyen borçluya karşı konulmuş bir yaptırım olan icra inkar tazminatından davalı borçlunun sorumlu tutulması doğru ve yerindedir....

    Dava İİK’ nun 67. maddesine dayalı olarak açılan icra takibine yapılan itirazın iptali isteğine ilişkindir. Davalı tarafça başlatılan icra takibine yapılan itirazda borca ve icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiştir.Kural olarak icra dairesinin yetkisine yönelik yapılan itiraz üzerine mahkemece ilk yapılması gereken iş icra dairesinin yetkisinin tartışılmasıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeden davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine yönelik yapılan itiraz hakkında bir karar verilmeden işin esasına girilerek davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 09.06.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi. -KARŞI OY YAZISI- Davalı borçlu, icra dairesinin yetkisi ve borca itiraz ettikten sonra açılan itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir....

      icra takibine herhangi bir sebep veya somut delile dayanmaksızın itiraz etmesi yalnızca tahsilâtı geciktirmek amacıyla yapılan haksız ve kötü niyetli bir itiraz olup bu itiraz ile söz konusu icra takibini durdurduğunu, bu bağlamda, kötü niyetli ve haksız itirazı ile icra takibinin durmasına neden olan davalı aleyhine, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın asgari %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

        İtiraz süresinde yapılmadığından icra takibi kesinleşmiştir. Kesinleşen icra takibine karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. İtirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarından biri borçlunun aleyhindeki ilamsız icra takibine ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz edip takibi durdurmasıdır. Somut olayda bu şart gerçekleşmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekir.Dava şartı aleyhe bozma yasağının istisnalarından olduğundan mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz isteminin vazgeçme nedeniyle reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 14.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İcra dosyası içerisinde takibe itiraz edildiğini gösterir herhangi bir başvuru olmadığı, takip dosyası içerisinde de icra müdürlüğünce de takibin durduğuna ilişkin herhangi bir karar alınmadığı görülmüştür. Mahkemece karar gerekçesinde "İcra Dosyası incelendiğinde borçlu itirazına dair kayda rastlanmadığı" belirtilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar karşısında davacı tarafından yapılan icra takibine bir itiraz olmadığı izlenimi edinilmektedir. Mahkemenin gerekçesi de bu yoldadır. Mahkemece yapılacak iş davacının yaptığı ilamsız takibe itiraz olup olmadığı taraflardan ve icra müdürlüğünden sorulup, tebligata ilişkin icra hukuk dosyası getirtilip "ortada iptali gereken bir itiraz olup olmadığı" kesin bir şekilde saptanıp, itiraz yoksa davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, geçerli bir itiraz olduğu ve takibin durduğu saptanır ise buna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır....

            - K A R A R - Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında düzenlenen protokole göre alacaklı olduklarını, alacağın tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek 2010/8389 esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibinin iptal edildiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davacı yanca başlatılan 2010/8389 esas sayılı icra takibinin iptal edilmesi sonucu davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasının şartlarından birisi, usulüne uygun olarak ilamsız icra takibi yapılması ve bu icra takibine süresi içinde yapılan itiraz sonucu takibin durmasıdır. Somut olayda davacı yanca başlatılan 2010/8389 esas sayılı takip ilamsız icra takibi olmayıp kambiyo senetlerine özgü yol ile başlatılan kambiyo yolu ile takiptir....

              Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yasal süresinde itiraz ederek, istenilen kiraların hangi aylara ait olduğunun açıklanmadığını, borca itiraz ettiğini beyan etmiştir. Bu şekilde ödeme emrine itiraz edilmiş olduğundan kesinleşmiş bir takipten söz edilemez. İcra takibine itiraz yapıldığına göre itirazın kaldırılması istenilmeden doğrudan doğruya tahliye isteminde bulunulamaz. Bu durumda tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olduğu gibi, icra dosyasına vekil tarafından itiraz edilmiş olmasına rağmen dava dilekçesi vekile tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilmesi de doğru değildir. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 15.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra ... Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. ... .... İcra Müdürlüğü'nün 2013/9226 esasa sayılı takip dosyasında icra takibine itiraz dilekçesine dosya içerisinde rastlanmamıştır. İcra takibine itiraz dilekçesinin okunaklı ve ... denetimine elverişli bir şekilde taranmasından sonra temyiz incelemesi için gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Hemen belirtmek gerekir ki, itirazın iptali davasının görülebilmesi için, ortada yöntemine uygun bir geçerli bir şekilde yapılmış icra takibinin bulunması zorunludur. Şayet icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir icra takibinden söz edilemez. Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkemenin öncelikle İİK.nun 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi gerekir. Somut olayda, icra takibine konu edilen alacak, geçersiz sözleşme gereğince verilen paranın sebepsiz zenginleşme ilkelerine göre geri istenilmesinden kaynaklanmakta olup, aranılacak borç niteliğindedir. Dolayısıyla HUMK.nun 9. maddesi hükmüne göre yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahı olan Nazilli'dir....

                    - K A R A R - Dava, icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece talebin dayanağını oluşturan kredi sözleşmesinde davalının kefaleti bulunmadığı, bu suretle talep olunan tutardan sorumlu bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için gerekli şartlardan biri borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren (7) gün içinde itiraz etmiş olmasıdır. Süresi içinde yapılan geçerli itiraz ile icra takibi durur. Şayet itiraz süresinde değilse takip durmamış olacağından alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. İcra dosyasında, borçlu-davalıya ödeme emrinin, 11.10.2005 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu -davalı şirketin icra takibine 21.10.2005 tarihli itiraz dilekçesi ile itiraz ettiği görülmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu