Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 62. maddesine göre; "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur." Süresi içinde ödeme emrine yapılan itiraz ile icra takibi kendiliğinden durur (İİK mad. 66). İtiraz ile duran takibe devam edilebilmesi için, alacaklının itirazı ya mahkemede iptal ettirmesi (İİK mad. 67) veya İcra Hakimliği'nde kaldırtması (İİK mad. 68-68 a) gerekir. Somut olayda, ilamsız takibe ilişkin ödeme emri borçluya 06.04.2009 günü tebliğ edilmiş olup, borçlu yedi günlük itiraz süresini geçirdikten sonra 14.04.2009 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiğinden, takip kesinleşmiştir....
Bu ödeme emrinin gönderilmesiyle birlikte yeni bir borca itiraz süresi başlar ve borçlu tarafından takip türünün genel haciz yoluyla ilamsız takip olması sebebiyle yasal 7 günlük süre içerisinde borca itiraz edilmesi gerekir. Her ne kadar davacı borçlu yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takibin yetkili icra müdürlüğünde devam ettiğini ileri sürmüş ise de, bu husus sadece takibin başlatılmasına ilişkindir. Yoksa yetkisiz icra dairesinde yapılan icra işlemleri geçerliliğini korumaz. Bu sebeple, yetkisiz icra müdürlüğünde yapılan borca itiraz yetkili icra müdürlüğünde başlatılan takipte geçerli olmayıp, yetkili icra müdürlüğünde gönderilen ödeme emrine itiraz edilmediğinden takibin kesinleşmesi sonrasında takibe devam edilerek haciz işlemlerinin yapılması usul ve yasaya uygundur....
Davalı borçlu süresinde verdiği borca itiraz dilekçesinde, söz konusu taşınmazın kendisine ait olduğunu, tefeci olan davacıya güvenle verdiği tapunun kendisine iade edilmediğini, davacı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ve tapu iptali davası açtığını davacının boş olarak kira kontratını imzalattığını bu sözleşme ile takip yaptığını kira ilişkisinin ve kira borcunun söz konusu olmadığını belirterek borca itiraz etmiştir. Mahkemece takip dayanağı kira sözleşmesinin gerçekte mevcut ve geçerli olup olmadığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK. 269/2. maddesi hükmüne göre ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62. Madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmez ise akdi kabul etmiş sayılır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/1089 Esas -2017/198 karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, şikayetin kabulüne ve ... ... 5. İcra Müdürlüğü'nün 2016/21352 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibin davacı borçlular yönünden iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce de, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir....
Davalı borçluya ödeme emrinin 26/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 27/08/2021 tarihli borca itiraz dilekçesinde; borca, faize, ferilere itiraz edildiği, icra müdürlüğü tarafından icra takibinin durdurulduğu, borca itiraz süresinden sonra ikinci dilekçeyle 20/09/2021 tarihli dilekçesiyle borca itiraz ile birlikte yetkiye de itiraz edildiği görülmüştür. Davalı vekili tarafından mahkememizin görevine itiraz edilmişse de; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili bulunduğu anlaşılmakla mahkememizin görevli olduğuna karar verilmiştir. TBK’nın 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden mahkememizin yetkili olduğu, icra takibinin usulüne uygun yapıldığı, dava şartlarının tam olduğu anlaşılmıştır....
Mahkeme; alacaklı tarafından genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, takip borçlusu tarafından ödeme emrinin tebliğinden önce takibe itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, ödeme emrinin itiraz dilekçesinin kabulünden sonra tebliğ edildiği, İİK'nın 62/1. maddesinde "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur..." hükmüne yer verilmiş ise de içtihatlarda kabul gördüğü üzere, takip talebinden sonra takibe geçildiğini öğrenen borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği şartı ile borca itirazı geçerli olacağından, takip dosyasından kendisine ödeme emri sonradan tebliğ edilen takip borçlusunun borca itirazının geçerli olduğu ve memur işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde saydığı nedenlerle kararın kaldırılmasını istemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı taraf yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. SAVUNMA : Davalı tarafların cevap dilekçesi sunmadıkları görülmüştür. GEREKÇE : Dava İzmir .... İcra Dairesinin ... Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davasına dayanak İzmir .... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası incelendiğinde ödeme emrinin davalı borçlu şirkete tebliğe çıkarıldığı tebligatın bila tebliğ iade edildiği, tekrar davalı borçlu şirkete tebligat çıkartılmadığı buna rağmen borçlu şirket vekilinin 05/11/2020 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği ve bunun üzerine icra dosyasına başkaca işlem yapılmayarak mahkememiz nezdinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Örnek 7 ilamsız takipte, borçlu T3 icra dairesine verdiği 10.01.2020 tarihli itiraz dilekçesinde, borcu bulunmadığını ileri sürerek takibe, borca, ödeme emrine faize itirazlarını ileri sürdüğü, ödeme emrinin 15.01.2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, icra müdürlüğüce 10.01.2020 tarihinde, ödeme emrinin tebliğinden önce takibin itiraz nedeni ile durdurulmasına karar verildiği, alacaklı tarafından tebliğden önce yapılan itirazın geçerli bir itiraz olmadığı, bu sebeple takibin durdurulmasına ilişkin icra müdürlük kararının hatalı olduğu gerekçesi ile şikayet yoluna başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Ödeme emrinin tebliğinden sonra borçlunun itiraz sebeplerini icra dairesine bildirip yasal ödeme süreleri geçtikten sonra alacaklının merciden itirazın kaldırılması ve tahliye isteyebileceği öngörülmüştür....
İİK'nın 62/1. maddesinde; "İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. İtiraz, takibi yapan icra dairesinden başka bir icra dairesine yapıldığı takdirde bu daire gereken masrafı itirazla birlikte alarak itirazı derhal yetkili icra dairesine gönderir; alınmayan masraftan memur şahsen sorumlu olur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; borçlunun ileri sürdüğü hususlar, genel haciz yolu ile takipte itiraz niteliğinde olup, bu itirazın İİK'nın 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. Dolayısıyla icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup, hukuki sonuç doğurmaz (Yargıtay 12.HD 2020/5295 E, 2021/845 K). Takip dayanağı çekteki imzaya itiraz edilmesi halinde de itirazın icra müdürlüğüne yapılması zorunludur (Yargıtay 12.HD 2015/33220 E, 2016/8285 K)....
davalının yetkiye ve borca itiraz ettiğini, yetkisizlik itirazının kabulü üzerine dosyanın gönderildiği Ankara ...İcra Müdürlüğü'nün ......