Mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile, dayanak ilam icra emrine eklenerek borçluya tebliğ edilmediğinden Kırşehir İcra Müdürlüğü'nün 2014/58 Esas sayılı dosyası ile tebliğ edilen icra emrinin iptaline, ...İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyalarının birleştirilmesine, icra takibinin .. sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, 1 nolu karar ile icra emri iptal edildiğinden kıdem tazminatına uygulanan faize itiraz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 32. maddesi gereğince; para borcuna dair olan ilam icra dairesine verilince icra memuru borçluya bir icra emri tebliğ eder. İİK'nun 32 ve devamı maddelerinde icra emrinin tebliği sırasında takibe dayanak belgelerin eklenmesi yönünde yasal bir düzenleme yoktur....
İtirazın iptali davasının dava şartlarından birisi de, dava konusu icra takip dosyasında ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edilmesidir. Oysa dava konusu Demre İcra Müdürlüğü'nün 2006/163 (Kale İcra Müdürlüğü'nün eski 1999/195) sayılı takip dosyasında davalı Nursem Tekstil Rek. Org. Paz. ve İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti.'nin ödeme emrine karşı yaptığı bir itiraz bulunmamaktadır. Mahkemece, adı geçen davalı hakkında açılan davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ... Ltd. Şti.'nin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili şirketten makine satın aldığını, ödeme hususunda taraflar arasında protokol yapıldığını, ancak davalının borcunu ödememesi üzerine girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının yetkisiz icra müdürlüğünde takibe geçtiğini, itiraz üzerine yetkili icra müdürlüğünce yeniden ödeme emri gönderildiğini bu davanın yetkisiz icra müdürlüğünce girişilen takibe yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğundan davanın usulden ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının yetkisiz olan......
Somut olayımıza gelince; ödeme emrinin davalı borçlu kiracıya 19/10/2021 tarihinde tebliğ olunduğu, takibe itiraz edilmemesi üzerine eldeki davanın 19/11/2021 tarihinde, 30 günlük ödeme süresinin hitamından sonra açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Davalı her ne kadar istinaf dilekçesinde kira sözleşmesine uygun olarak kiralarını ödediğini bildirmiş ise de; İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas, 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/16054 esas sayılı dosyasında davalı borçlu aleyhine icra takibi başlattığı, davalı borçlu ...'ın gönderilen ödeme emrine karşı icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ederek icra takibini durdurduğu, davacı alacaklı ...'nun da davalı borçlunun yaptığı yetki itirazını kabul ederek icra takibinin Karabük İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesini istediği, bunun üzerine takibin Karabük İcra Müdürlüğü'ne gönderilerek, Karabük 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5285 esasını aldığı anlaşılmaktadır. Karabük 2. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5285 esas sayılı dosyası üzerinden davalı borçlu ...'a gönderilen ödeme emrinin borçlu davalıya 29.12.2010 tarihinde tebliğ edildiği ve İcra ve İflas Kanunu'nun 62. maddesinde belirtilen yasal süre içinde ödeme emrine itiraz edilmediği görülmektedir. Bu durumda; İİK.'...
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava İstanbul Anadolu 24.İcra Müdürlüğünün 2014/... esas sayılı dosyasında davalı tarafça ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır. Davacının daha önce İstanbul Anadolu 24.İcra Müdürlüğünün 2014/... esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı bu takip dolayısıyla davalının ödeme emrine itiraz ettiği ve takibin durduğu, davacının bu takipte takibe konu ettiği cari hesap ekstresinde hesap bakiyesini sıfırlaması sebebiyle sehven hatalı takip başlatıldığını öne sürdüğü , burada yapılan itiraz konusunda da itirazın iptali davası açılmamış olduğu anlaşılmaktadır. Davacının bu kez davaya konu 2014/... sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı davalının da bu ödeme emrine de itiraz ettiği anlaşılmaktadır....
Davacı 29.11.2016 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile 10.09.2016 tanzim ve 10.08.2016 tahliye tarihli adi yazılı belgeye dayanarak taşınmazın tahliyesini istemiştir. Davalı kiracı süresi içinde yapmış olduğu itirazında, tahliye emri ekinde gönderilen ve şahsına ait olduğu iddia edilen tahliye taahhüdünün noter vasıtasıyla düzenlenmiş bir tahliye taahhüdü olmadığını, iş bu taahhütnamenin adi kira kontratı hükmünde olup, tarafına ihtar yapılmış olması gerektiğini, böyle bir ihtarnamenin yapılmadığını, mahkeme tarafından verilmiş bir tahliye kararı bulunmadan gayri resmi nitelikte olan bir tahliye taahhütnamesi ile tahliye işlemi yapılmasının mümkün olmadığını, tahliye emrine itiraz ettiğini bildirmiştir. Buna göre; davalı borçlu itiraz dilekçesi ile takibe dayanak tahliye taahhüdündeki imzasına ve tarihe itiraz etmemiştir....
İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder. Şu kadar ki, borçlu takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri varit görülmemişse mahkeme yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline, dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder. Borçlu imtina ederse ilk oturumda iflasına karar verilir." şeklindedir....
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/03/2021 tarih ve 2017/(6)8- 2340 Esas - 2021/261 Karar sayılı ilamında belirtiği üzere "Borçlu kiracı, ödeme emrine süresi içinde itiraz ederek icra dairesine bildirmesi gereken itiraz sebebini, yani kira borcunu ödeme emrinin tebliğinden (veya takipten) önce ödemiş olduğunu, icra mahkemesinde ileri süremez ve icra mahkemesi böyle bir itirazı inceleyemez. Bu hâlde, icra mahkemesinin inceleme yetkisi, İİK’nın 269/a madde hükmünde açıkça belirtildiği gibi, borçlu kiracının ihtar (ödeme) süresi içinde kira borcunu ödeyip ödemediği konusu ile sınırlıdır. İcra mahkemesinin, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olan borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce kira borcunu ödeyip ödemediğini inceleme yetkisi yoktur. İcra mahkemesi, bu hususu ancak borçlu kiracının süresi içinde ödeme emrine itiraz ederek kira borcunu ödemiş olduğunu (icra dairesine) bildirmiş olması hâlinde (İİK m. 269/c) inceleyebilir....
Dosya kapsamından ödeme emrinin borçlu davalı Bakanlığa 14.09.2012 tarihinde tebliğ edildiği, Hazine vekili Av.....tarafından verilen 20.09.2010 günlü dilekçe ile hakkında takip yapılan tüm kamu kurumları adına borca itiraz edilerek durdurulmasının istendiği, bu dilekçenin İcra Müdür Yardımcısı.....rafından 22.09.2010 tarihinde havale edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece icra dairesine yazılan yazıya verilen 13.02.2012 ve 20.03.2012 günlü cevabi yazılarda da icra takibine tüm borçlular tarafından süresi içinde itiraz edildiği bildirilmiştir. İcra müdürlüğünce takibe tüm borçlular tarafından süresi içinde itiraz edildiği kabul edilerek takip durdurulduğuna göre açılan itirazın iptâli davasının esasının incelenmesi gerekirken ödeme emrine usulüne uygun şekilde itiraz edilmediğinden bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamış, kararın açıklanan nedenlerle taraflar yararına bozulması gerekmiştir....