Bunun nedeni, ödemenin icra zoru ile yapılmış olmasıdır. İstirdat davasının amacı, davacının ödeme emrine itiraz etmemesi ya da edip de itirazın kaldırılmış olması sebebiyle aleyhine kesinleşen icra kovuşturması dolayısıyla, cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı ve fakat gerçekte borçlu olmadığı bir paranın geri alınmasını sağlamaktır. Çünkü, ödeme emrine zamanında itiraz edilmemesi ya da edilip de itirazın kaldırılması üzerine ödeme emrinde yazılı miktarın ödenmesiyle taraflar arasındaki uyuşmazlık, sadece icra hukuku yönünden sonuçlanır. Maddi hukuk yönünden ise uyuşmazlık kesin olarak sona ermiş olmaz. Somut olayda, davacı işveren borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını iddia etmiş, davalı işçi davalı işverenin tacir olduğunu ve ilamsız icra takibinde açıkça yazılı işçilik alacaklarına itiraz etmemesinin bu alacakları kabul ettiğini gösterdiğinden davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece, ödeme emrinin borçluya 27/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun takibe süresinde itiraz etmediği ve ödeme emri ile tanınan (30) günlük süre içinde talep edilen kira bedelini ödemediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davalı borçlunun takip konusu kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. Somut olayda, ödeme emrinin davalı borçluya 27.01.2016 tarihinde tebliği üzerine, davalı 28.01.2016 tarihinde yasal süresi içerisinde borca ve takibe itiraz etmiştir. Davalı kiracının yasal süresinde takibe itiraz etmesi üzerine icra takibi 02.02.2016 tarihli karar ile durdurulmuş olup; itiraz kaldırılmadan tahliyeye karar verilemeyecektir....
Mahkemece, davacının kira alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ile temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesini ve kira bedelinin tahsilini talep ettiği, davalının ise borcu olmadığını belirterek takibe itiraz ettiği, buna göre İcra ve İflas Kanununun 68/a maddesindeki belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı davacının itirazın hükümden düşürülmesini sağlayabilmek ve itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabileceğinden uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesiyle mahkemelerinin görevsizliğine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. İİK 269/2 maddesinde, "ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur....
niyetli olarak borca itiraz edip takibi durdurduğu, arabulucuk kapsamında anlaşma sağlanamadığını belirterek, davalının ----- dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmiş olan davalının, alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur. Mahkemece, takibe konu alacağın dayanağı olan kira sözleşmesinin İİK’nun 68/1 maddesinde sayılan belgelerden olmadığı, bu sebeple alacaklı davacının alacağını İİK’nun 68/1 maddesinde sayılan belge ile ispat edemediği, takibe konu alacağın genel mahkemelerde yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. İK 269/2 maddesinde, "ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise akdi kabul etmiş sayılır" hükmüne yer verilmiştir....
-TL.nin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında girişilen icra takibinin itiraz üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, ödeme emrine itiraz süresi içinde borcun ödendiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının itiraz süresi içinde asıl alacak miktarını ödediği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, ödemenin infazda nazara alınmasına karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Takibe konu alacak miktarı itiraz süresi içerisinde ödendiğinden bu miktara yönelik itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece fer'i talepler (icra giderleri, faiz vs) yönünden inceleme ve değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
Davalı borçlular vekili 30.09.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, kendisine tebliğ yapılmayan müvekkili açısından da icra takibine itiraz ettiğini, iş bu dosyanın taraflarınca haricen öğrenildiğini, ödeme emrinin zorunlu şartları taşımadığını, icra takibine konu edilen cezai şart, damga vergisi, gecikme zammı ve stopaj bedeli ismi altındaki alacakların örnek 13 ödeme emrine konu edilmesinin mümkün olmadığını, bu alacak kalemlerinin faiz ve ferilerine de itiraz ettiklerini, müvekkili ...Tur. Tic....
İcra İnkar tazminatı açısından ise; 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunun 67/2 maddesi uyarınca İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak geçerli bir icra takibinin yapılması, borçlunun süresi içerinde ödeme emrine itiraz etmesi, itirazın iptali davasının 1 yıllık süre içerisinde açılması ve borçlunun haksızlığına karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında geçerli bir icra takibinin bulunduğu, 7 günlük itiraz süresi içerisinde davalının ödeme emrine itiraz etmiş olduğu ve yine itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Borçlunun haksızlığından kasıt ise alacak miktarının likit yani belirlenebilir olmasıdır. Borçlu şayet alacak miktarını belirlemek için bütün unsurları biliyor ise alacak likit sayılır. Ayrıca borçlunun icra takibine kötü niyetle itiraz etmesi şartı kanunda aranmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra emrine itiraz K... A R A R Dava konusu uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemiz'in inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 26.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra emrine itiraz ..K. A R A R Dava konusu uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe ilişkin olup, belirgin biçimde Dairemiz'in inceleme alanı dışında kalmakta ve niteliği bakımından Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi’nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 09.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....