İİK'nun 155.maddesinde "Borçlu iflas yoluyla takibe tabi şahıslardan olup da, alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği taktirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsı bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur" İİK'nun 156. Maddesinde, Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklının bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebileceği, bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi lazım olduğu, borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takibin duracağı ve alacaklının bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebileceği düzenlenmiştir....
İİK'nun 155.maddesinde "Borçlu iflas yoluyla takibe tabi şahıslardan olup da, alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği taktirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsı bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur" İİK'nun 156. Maddesinde, Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklının bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebileceği, bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi lazım olduğu, borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takibin duracağı ve alacaklının bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebileceği düzenlenmiştir....
Alacaklının (kiraya verenin) ilamsız tahliye takip talebini alan icra dairesi, borçluya ihtarlı (örnek 13 nolu) ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrinde diğer kayıtlarla birlikte, borçlunun (kiracının) kural olarak yedi gün içinde ödeme emrine itiraz edebileceği, itiraz süresi içinde kira sözleşmesini ve varsa yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse (inkâr etmezse) kira sözleşmesini kabul etmiş sayılacağı, kira borcunu ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren BK’nın 260 veya 288. (TBK’nın 315 veya 362.) maddelerinde belirtilen (on, otuz veya altmış gün) belli bir süre içinde ödemesi, itiraz süresi içinde (İİK m. 62'ye göre) ödeme emrine itiraz etmez ve ödeme süresi içinde borcu (kirayı) ödemez ise kiraya verenin (alacaklının) kesinleşen kira alacağı için haciz isteyebileceği (İİK m.78 vd) ve icra mahkemesinden (kiracının) kiralanan taşınmazdan tahliyesini isteyebileceği ihtar edilir....
Yargıtay bazı kararlarında ödeme emrine itiraz eden borçlunun icra takibi mevcut olduğu sürece borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu kabul etmiştir; “ Borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durması alacaklının takibe devam etmeyeceği anlamına gelmez.İtiraz icra takibini ortadan kaldırmaz. Kaldı ki, icra takibinde önce de menfi tespit davası açılması mümkün olduğuna ve davalı alacağın varlığını bu davadan önce iddia etmiş bulunmasına göre, bu davanın iddia ve savunma çerçevesinde incelenerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı nedenle mahkemece ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.(11. H.D. 30.11.1982, 6501/7252)....
Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır (Üstündağ, S.: İcra Hukukunun Esasları, İstanbul 1995, 6. Bası, s. 101-102 ). Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 25.10.2018 tarihli ve 2017/13-534 E., 2018/1567 K. sayılı kararında da aynı ilkelere işaret edilmiştir. 23. Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Kahramanmaraş 1. İcra Dairesinin 2014/7832 E. sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 10.518,29TL alacağın tahsili için icra takibine başlanıldığı, davalı tarafından ödeme emrine 01.10.2011 tarihinde (süresinde) itiraz edildiği, ödeme emrine itiraz dilekçesinin incelenmesinde, davalının borca ilişkin itirazları ile birlikte işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına da itiraz ettiği ancak icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının olmadığı anlaşılmaktadır. 24....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/ 2114 Esas sayılı takip dosyası ile kiracı borçlu hakkında 18/11/2017 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli sözlü kira sözleşmesinden kaynaklı 8 aylık kira alacağının tahsili ve tahliye talebi ile 27/03/2018 tarihinde başlatılan icra takibinde, ödeme emrinin 30/03/2018 tarihinde muhatabın adreste tanınmadığı belirtilerek iade edilmiş olduğu, borçlu kiracı vekili tarafından 14/05/2018 tarihinde icra müdürlüğüne verilen itiraz dilekçesinde takibi haricen öğrendiklerini belirterek, kiralayana herhangi bir borcunun bulunmadığı, bu nedenle borca, ödeme emrine, faiz oranına itiraz ettiği, icra müdürlüğünce aynı tarihte itirazın kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, icra dosyasından borçluya 2. defa çıkartılan ödeme emrinin 21/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, görülmüştür....
İİK.nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesi gereğince, icra ve iflas daireleri yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır. Ödeme emrine itiraz dilekçesinin icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Çünkü ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir(HGK.13.5.2009 tarih ve 2009/12-185 E.- 2009/182 K). Tutanağa geçirilmeyen dilekçeler tanık beyanı ile ispat edilemez. Somut olayda, borçluya örnek 7 ödeme emrinin 27.03.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun aynı tarihli itiraz dilekçesinin havale edilmeksizin dosyaya konulduğu, icra müdürlüğünce itirazın yasal süresi içerisinde yapıldığı tutanağa geçilerek 10.04.2014 tarihinde takibin durdurulduğu görülmektedir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/10/2022 NUMARASI : 2022/597 ESAS 2022/1155 KARAR DAVA KONUSU : İcra Emrine İtiraz KARAR : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle: Şanlıurfa 1....
-K A R A R- Davacı vekili, davalının ilama dayalı alacağı icra emrine rağmen ödemediğini, takip şeklinin iflasa çevrildiğini, iflas ödeme emrine itiraz eden davalının itirazlarının yerinde olmadığını ileri sürerek, İİK’nun 177/4. maddesi gereğince davalının iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket, cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, iflasa tabi olan davalı aleyhine ilama bağlı alacağın icra emri ile istenildiği halde ödenmediği, İİK’nun 177/4’ncü maddesi gereğince davalının iflasının istenebileceği ve depo emri tebliğine gerek olmadığı gerekçesiyle davalının iflasına karar verilmiştir....
İcra emrine bu şekilde itiraz edilmiş olması, icra takibini kendiliğinden durdurmaz. İlamlı takibe ancak Yasada belirtilen nedenlerle itiraz edilebilir. İlamlı takipte temel ilkeler mevcuttur. Bir ilamın ilamlı takibe konu edilebilmesi için açık, net, likit, eda hükmü içermesi gerekir. İlama konu hükümde borçlunun kim olduğu, takipte muhatabın kim olduğu konusunda hiçbir kuşku olmamalıdır. İlam hükmünün kime yada kimlere yönelik olduğu konusunda duraksamamak gerekir. -//- Somut olayda, takip konusu ilamda, aleyhine hüküm kurulan davalı ...yönetimi adına ... dır. Davacı ilamda taraf olmadığını, ortada kat mülkiyeti bulunmaksızın kat malikleri aleyhine takip yapılamayacağını, borçtan sorumlu olmadığını iddia etmektedir. Borcun doğduğu tarihte kat maliklerinin kim olduğu, davacının borçtan sorumlu olup olmadığı, yargılama konusu olması geren hususlardır. İlamlı takibe itiraz nedenleri yasada sınırlı bir şekilde belirtilmiştir....