İcra Müdürlüğü'nün 2011/279 sayılı icra takip dosyasından çıkartılan ödeme emri davalıya 15.03.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili 21.03.2011 tarihli dilekçe ile icra takibine itiraz etmiş, itirazında davaya konu diğer takip dosyası olan aynı icra müdürlüğü'ne ait 2011/278 sayılı takip dosyasından çıkartılan ödeme emrinin müvekkiline gönderildiğini, ancak 2011/279 sayılı icra takip dosyasındaki ödeme emrini inceleyip bu ödeme emrine itiraz ettiklerini 2011/279 sayılı icra takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde belirtmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere icra hukuk mahkemesince, usulsüz tebligata rağmen davalı vekilinin 2011/279 sayılı icra takip dosyasındaki ödeme emrini inceleyerek içeriğini öğrendiği, icra takibine itirazda bulunduğu gerekçesiyle 2011/279 sayılı icra takip dosyası üzerinden çıkartılan ödeme emrinin iptaline ilişkin şikayeti reddedilmiştir....
Ancak, İİK. 67/2.maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likid (muayyen)-belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir....
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ........ tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi: 1) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum’un aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2) İlamsız icra takiplerinde ödeme emrine itiraz süresi yedi gündür. Bu süre, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Borçlu yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmez ise, ödeme emri ve icra takibi kesinleşir. Ödeme emri tebliği usulsüz ise, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih, borçlunun usulsüz tebliği öğrendiğini bildirdiği tarihtir ve yedi günlük normal itiraz süresi bu tarihten itibaren başlar. Somut olayda; ödeme emri 07.04.2006 tarihinde davalı......'...
İstirdat davasının amacı, davacının ödeme emrine itiraz etmemesi ya da edip de itirazın kaldırılmış olması sebebiyle aleyhine kesinleşen icra kovuşturması dolayısıyla, cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı ve fakat gerçekte borçlu olmadığı bir paranın geri alınmasını sağlamaktır. Çünkü, ödeme emrine zamanında itiraz edilmemesi ya da edilip de itirazın kaldırılması üzerine ödeme emrinde yazılı miktarın ödenmesiyle taraflar arasındaki uyuşmazlık, sadece icra hukuku yönünden sonuçlanır. Maddi hukuk yönünden ise uyuşmazlık kesin olarak sona ermiş olmaz....
- K A R A R - Takip talebinin 24.07.2012 tarihinde 8.030,22 TL toplam alacak üzerinden düzenlendiği, ödeme emrinin ise toplam 2.807,19 TL üzerinden çıkartıldığı icra takip dosyası içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacı vekili, hatalı çıkartılan ödeme emrinden sonra takip talepnamesinin yeniden düzenlendiğini,yeniden ödeme emri çıkartıldığını davalı borçlunun kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz ettiğini belirtmiş ise de anılan ödeme emrine dosya içerisinde rastlanmamıştır. Mahkemece, icra takip dosyasından çıkartılan ödeme emirlerinin aslı veya onaylı sureti ile bunların tebliğ tarihlerinin tespit edilerek bildirilmesi için dosyanın mahalline çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan eksikliğin giderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 21/05/2015 NUMARASI : 2015/322-2015/559 İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalılardan C.. K.. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlular hakkında, kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine, davalı borçluların yasal süresinde itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak, itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı C.. K.. tarafından temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2012/22218 esas sayılı icra takip dosyası içinde davalının ödeme emirine itiraz dilekçesi bulunmamaktadır. Bu nedenle takip borçlusu davalı tarafından verilen ödeme emrine itiraz dilekçesinin havale şerhli asıllarının yada aslı gibidir onaylı suretlerinin eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 09.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açması lazımdır" şeklinde düzenleme olup, aynı maddenin son fıkrasında borçlunun müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmemesi veya itirazın icra mahkemesince kesin olarak kaldırılması veya mahkemece iptal edilmesi halinde, ihtiyati haczin kendiliğinden icrai hacze dönüşeceği belirtilmiştir. Ancak söz konusu düzenlemeler genel haciz yoluyla ilamsız takibe ilişkin olup, İİK'nun 62. maddesi uyarınca itiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. İİK'nun 66. maddesi gereğince de müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz ile icra takibi kesinleşmeyeceğinden bir sonraki takip safhası olan haciz işlemine geçilemez....
Mahkemece, davalı borçlunun ödeme emrine yasal süresi içinde itiraz etmediği, takibin kesinleştiği, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.. Dava, trafik kazasından kaynaklanan ve itirazın iptali şeklinde açılan bakiye maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, İstanbul 26.İcra Müdürlüğü'nün 2013/17000 sayılı icra takip dosyasında, 25.6.2013 tarihinde davalı borçlu M.Ş. Y. hakkında, 3.600 TL bakiye tazminat ve ferileri toplamı 5.098,39 TL'nın tahsili için ilamsız icra takibi yapmış, borçluya 27.6.2013 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21.maddesi gereğince ödeme emri tebliğ edilmiş, borçlu M.Ş. Y. 5.7.2013 tarihli itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmiş, ayrıca ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, icra takibinden 5.7.2013 tarihinde haberdar olduğunu belirterek İstanbul 10.İcra Hukuk Mahkemesi'ne 10.7.2013 tarihinde şikayette bulunmuştur....
Borçlu, icra takibinin şekline göre İİK’nun 168. maddesi uyarınca her türlü itirazını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine bildirmeye mecburdur. Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra mahkemesine bildirmelidir. Öte yandan, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz....